Katılım Bankaları kendini yenilemeli!
Son yıllarda ülkemiz küresel ölçekte bir finans merkezi olma iddiasıyla önemli adımlar atıyor.
Türkiye Yüzyılı Vizyon Programı’nda da kendine geniş bir yer bulan finans meselesi ile alakalı olarak atılan son adımlar biri de İstanbul Finans Merkezi projesiydi.
2012 yılından bu yana hayal edilen proje, önümüzdeki Nisan ayında İstanbul Ataşehir’de hayat bulacak. İstanbul Finans Merkezi'nde Merkez Bankası, BDDK, kamu bankaları, sigorta şirketleri yer alacak ve merkezde 100 bin kişi çalışacak.
Türkiye’nin finans alanında dünyaya entegre olacağı İstanbul Finans Merkezi gibi bir projenin yanında, özellikle son yıllarda İslami Finans Sistemi’ne yönelik de çok hayati adımlar attığını görüyoruz. Bu doğrultuda Türkiye’nin İslami finans ekosistemini büyütecek ve yaygınlaştıracak kurumlar ve araçların geliştirilmesi için çok değerli çalışmalar yapılıyor.
Ülkemizde, İslami Finans Sistemi içerisinde, ekosisteminin en güçlü parçasını İslami Katılım Bankaları oluşturuyor. Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş., Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. ve Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. özel sektöre ait bankalar olarak faaliyet yürütürken; Türkiye Emlak Katılım Bankası A.Ş., Vakıf Katılım Bankası A.Ş. ve Ziraat Katılım Bankası A.Ş. ise kamu katılım bankaları olarak her geçen gün büyümeyi sürdürüyor.
Bu bankaların sayısına ve büyüklüğüne bakacak olursak; İslami Finans Sistemi açısından zengin bir alt yapıya sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.
Dünya genelinde 3 trilyon dolardan fazla bir meblağın İslami Finans kurumları tarafından yönetildiğini göz önünde tutarsak, Türkiye’nin attığı bu adımların ne kadar hayati olduğunu bir kez daha anlarız.
Çok kısa bir süre içerisinde sektör için öngörülen yıllık büyüme hızının yüzde 15 ile yüzde 25 arasında olduğunu da bir kenara not etmemiz lazım.
Müslüman olmayan ülkelerin bile bu pastadan pay almak için rekabete dahil olduğu bir dönemde, Türkiye’nin kayıtsız kalması zaten düşünülemezdi. Hele bir de İslam ülkelerinin temsilciliğine namzet olan bir ülkenin mutlaka bu alanda büyük adımlar atması elzemdi.
Sadece ekonomik açıdan değil, sosyal anlamda da ülkemizin bu ekonomik enstrümanı çok iyi bir şekilde yapılandırması zaten kaçınılmazdı.
Bu anlamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın konut piyasasına yönelik açıkladığı kampanyaya Katılım Bankalarını da entegre etmesi isabetli oldu.
Yani bu alanda gelişmeler çok ümit verici.
Fakat atılan tüm bu adımlara, verilen tüm bu desteklere karşın, İslami Finans Sistemi içerisinde faaliyet gösteren bankalar aynı çabayı göstermiyor.
Katılım Bankası kullanan bir müşteri olarak ben bu durumdan aşırı rahatsızım.
Şöyle özetleyeyim;
Gazetemiz yıllardır maaş ödemesini Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. üzerinden yapıyor. Vakıf Bankası, Halk Bankası ve Garanti BBVA gibi bankalarda da hesabım olmasına rağmen para ilişkilerimi elimden geldiğince Kuveyt Türk Katılım Bankası üzerinden yürütüyorum.
Ama ne var ki, sürekli sorunlarla karşılaşıyorum.
Bir kere bankamatik sisteminde kesinlikle çok kötü bir hizmet kalitesi var. Kule Site’deki bankamatiği neredeyse hiçbir zaman çalışırken görmedim. Sürekli arızalı oluyor. Sürekli siyah ekran var!
İl Jandarma Komutanlığı civarında ve Şekerciler Sanayisi Kavşağı’ndaki bankamatiklerde ise çoğu zaman para kalmıyor. Özellikle akşam saatlerinde kesinlikle eli boş dönüyorum. Bankamatikte para kalmadığı zaman bir uyarı mesajıyla ortak bankamatikten ücretsiz para çekilebiliyor ama bu defa da o bankamatikler bu işleme çoğu zaman izin vermiyor. Paramı çekmek için bazen dört bankamatik gezmek zorunda kalıyorum.
Bu bir değil, iki değil; düşünün ki köşe yazısına konu olacak kadar çok yaşıyorum bu sıkıntıları.
Ne yalan söyleyeyim, her defasında pişman oluyorum.
Çoğu zaman Kuveyt Türk Katılım Bankası’ndan Vakıf Bankası’na veya Halk Bankası’na havale işlemi gerçekleştirip paramı onların bankamatiğinden çekmek zorunda kalıyorum.
Gerçekten çok can sıkıcı.
İslami Finans Sistemi, sömürünün ana faktörleri olarak kabul edilen; faiz, karaborsacılık, hile, kumar, manipülasyon gibi karmaşık bankacılık ürünlerini yasaklar.
Yani özetle İslami Bankacılık Sistemi, paradan para kazanmayı değil, emtiadan, üründen ve yatırımdan para kazanmayı teşvik eder. Emeksiz yemek olmayacağını ortaya koyar.
Fakat İslami Finans Sistemi kendisini yenilemezse, işini iyi yapmazsa yukarıda saydığım maddelerin hiçbir anlamı kalmıyor…
Bilmem anlatabildim mi?