ARTIK BİRLİKTE KONYA OLABİLİRİZ

Hafta Sonu Ak Parti İl Teşkilatı tarafından düzenlenen “Birlikte Konya’yız” programına katıldım.

Başından beri vurguladığım bir konu var. Oda hafıza konusu... Yani parti hafızası…

Nedendir bilmiyorum siyasette bir gelenek var. O da gelenlerin gidenlere karşı takındığı negatif tavır.

Belediyeleri örnek alalım mesela.

Herhangi bir partiden herhangi bir isim belediye başkanı olduğunda belediyede bir takım değişiklikler yapıyor.

Akabinde, bir sonraki seçimde aynı belediye, aynı partili başka bir aday tarafından kazanılıp yönetilmeye başlanınca aman Allah’ım ortalık savaş alanına dönüyor.

Bu durum teşkilatlarda da tam olarak böyle olmasa da buna benzer bir şekilde cereyan ediyor.

Bir yönetim iş başına geliyor. İyi yada kötü bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sonradan görev alan teşkilat o dönemin varlığından bile rahatsız oluyor.

Örneğin temayül yapılıyor “aman eskilerden kimse gelmesin” mantığıyla adeta bir karartma yapılıyor.

Birlikte Konya’yız programını bu eski siyaset algısının değişmesi açısından önemli buluyorum. İlk il başkanı Hasan Angı’dan başlayarak bütün emektarların programa çağrıldığını gördüm. Mutlu oldum.

Ülke olarak dönülmez bir yola girdik. Erdoğan gemileri yaktı ve sahaya indi.

Ülkenin Cumhurbaşkanı sahaya indi ve konuşmaya başladıysa ok yaydan çıkmış demektir.

Sadece bu değil. Konya önemli bir şehir...

Her şeyden önce Başbakan Davutoğlu’nun şehri.

Bu yüzden küslüklerle, kavgalarla ve dışlanan insanlarla değil; birlikte hareket eden ve muhabbet dolu insanlarla anılması gerekiyor.

90’lı yıllarda ESAM diye bir düşünce merkezi vardı. Hatırlayanlar olacaktır. ESAM’ın istişare kurulunda bende görev almıştım.

Bu toplantıların birinde başkanlığı şu anda Rektör olan ancak adaylık için istifa edeceğini öğrendiğim Prof. Ali Akmaz hoca yapıyordu.

ESAM Milli Görüş merkezli bir düşünce kuruluşuydu. Bu istişare toplantısı sırasında Recep Tayyip Erdoğan’ın bir hareket başlattığının duyulması üzerine olasılıklar üzerine konuşurken, katılımcıların büyük çoğunluğu Sayın Erdoğan’ı hain ilan etmek üzereydi.

Tablo böyle şekillenince itiraz etme gereği duydum.

Orada bulunan arkadaşlara “Recep Tayyip Erdoğan’ın mücadelesi ve davaya hizmeti pek çoğunuz kısa pantolonla dolaşırken başlamıştı. Hal böyleyken bu eleştirileri hak edecek ve hain damgası yiyecek bir günahkâr olmak yerine bekleyip görmek hatta yeri geldiğinde destek olmamız gereken bir politik figür haline gelmesini temenni etmek daha makul olacak.” demiştim.

Bu konuşulanlara dayanamayan Ali Akmaz Hoca’da bana destek vererek, “bizler her türden insanı alıp kalbimize yapıştırmaya çalışırken kendi kardeşimize hain demeyi içime sindiremem” diye nefis bir çıkış yapmıştı.

Evet. Bu toplantı bana Ali Hoca’nın bu çıkışını anımsattı.

Bugün Ahmet Davutoğlu’yla çıkılan yolda yüzde 50’nin üzeri hedeflenirken parti hafızası haline gelmiş sembol isimlerin aranıp sorulmaması yanlış olurdu.

Herkesim den oy devşirmek için çabalayan bir parti, tüm ülke insanının kalbini kazanmaya aday bir parti, elbette eskisini yenisini bağrına basacak ve bir sinerjiyle seçime gidecek.

Partinin dününü ve bugününü bir arada görmek ve yeniden güçlü bir şekilde seçim startı vermek doğrusu Ak Parti Konya’ya yakışmış. Emeği geçenleri kutluyorum.

YAPMA BE FATİH.

Fatih Erbakan Konya’dan bağımsız aday olacakmış. Bu haberi duyunca içimden şöyle diyesim geldi…

“Yapma be Fatih!”

Bak söylüyorum sana, seçilemezsin.

Sen Konya merkezde partinin yada Merhum Hoca’nın bir miktar taraftarı olduğuna aldanma.

Hem refüze olursun, hem para harcarsın, hem de üzer seni bu siyaset Fatih.

Eğer siyaset yapmak istiyorsan gel sorumlu davran.

Bugün kendi menfaatlerini düşünme zamanı değil.

Bugün” ben milletvekili olayımda aman bana ne” denilecek bir vakit değil.

Bugün aklıselim olma zamanı.

Bugün ülkenin yarınına tuğla koyma zamanı.

Bugün elini taşın altına koyma zamanı.