Ömer Tokgöz
Ömer Tokgöz Alaeddin Tepesine Güzelleme

Alaeddin Tepesine Güzelleme

Şehir merkezi içinde ferah fahur yeşillik ve ağaçlarla kaplı ve Alaeddin camisinin pırlanta bir yüzük gibi parladığı ve süslediği bozkırda adeta vaha gibi şehrin merkezinde sizi karşılayan neredeyse üç bin yıldan fazla ömür biçilen kentin dönel kavşak olarak simgesi bir tepeden bahsediyoruz.

Konya’da klasik şehir merkezine giden tüm yollar Alaeddin tepesine çıkar ve gerek yaya gerek bisiklet ve diğer araçlarla mutlaka tepenin etrafından geçersiniz. Yaz kış açık çay bahçeleri ve kafeleriyle ve zirveye yakın alanda uzun yıllar boyunca ABD’ de kardeş olduğu bir kent ismi nedeniyle Torrance ismi verilen belediye gazinosu ve ilki 1927 yılında yapılan Orduevi ile de meşhurdur. 1970 yılından itibaren gazino kapatılmış ve sosyal planda insanların en mutlu günleri olan nişan, düğün ve nikah merasimlerinin yapıldığı ve insanların mutlu günlerine eşlik eden bir mekan olmuştur.

Şehrin simgesi Mevlana Türbesine ve Hükümet Konağına nazır, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında su depolarının bulunduğu tepe 1940' lı yıllara kadar yön tespit, sulama pompalarını çevirme ve elektrik üretimi amaçlı rüzgar gülü bulunan bir noktadır. Selçuklu devletinin başkenti olan Konya’ya yakışan ulu cami formatındaki Alaeddin camisi ve sultan türbeleri, abanoz ağacından minberi ve çini mihrabı ile tepeye ayrı bir manevi hava taşır.

Konya’nın ilk saat kulesinin üzerine inşa edildiği ve 1919’lara kadar kullanılan sonra İtalyan işgali esnasında kazaen askeri mühimmat patladığı için harabeye dönen ve 1922’ de belediye tarafından kaldırılan ve bugün aslına uygun inşa edilmesi gereken Eflatun Mescidi/Saat kulesi/Şapeli ile Selçuklu Köşkü tepenin Alaeddin cami ile birlikte en eski simge binalarıdır. Bugünlere geldiğinde Selçuklu köşkü 16.yüzyıldan itibaren hem terkedildiği için hem de kerpiç yapısı nedeniyle 19.yüzyıl sonunda iki katlı bir harabeye dönmüş, ihmalkar yönetimler sonucunda pek de anlamı olmayan ufak bir kalıntısı kalmıştır. Kitabeleri ve çinileri ise gerek seyyah görünümlü kolleksiyonerler gerek Alman konsolosu Löytveyt tarafından tamir bakım gibi gerekçelerle yurtdışına çıkarılmıştır. Köşkün 1960’lardan itibaren üzeri beton şemsiyesi kaplı görünümü hafızalarda ve kartpostallarda akla gelir. Bugün tepede olmayan ama 1890-1915 arası çekilmiş siyah beyaz fotoğraflarda yer alan Ermeni kilisesi, Rum kilisesi ve Rum okulu ve tiyatro binası da tepenin Roma, Selçuklu ve Osmanlı döneminde farklı inanç ve toplum kesimlerince kullanıldığını göstermektedir.

Tabi 1200' lü yıllarda Konya’nın iç kale ve dış kale surlarının Alaattin tepesi eteklerinde olduğu rivayet edilir ve tepe aynı zamanda bir savunma noktasıdır. Eski kale ve sur taşlarının özellikle 1890 yılından başlayarak yapılan hükümet konağı, sanayi mektebi ve diğer kamu binalarının yapımı için yıkılarak hoyratça kullanıldığı bilinmektedir. Tepe uzun yıllar Halkevi binası ve 1950’li yıllarda yanan Belediye Sineması (Rum tiyatro ve tatbikat okulu) ve 1927 yılından itibaren iki ayrı binada faal olan askeri orduevi, sinema ve bahçesi ile işlevsel olarak kullanılmıştır. İkinci ordu Komutanlığı binası da hemen çevrede olduğu için önemli bir protokol noktası ve pazartesi-cuma günleri askeri yürüyüş bando ve bayrak törenleri ile de 1985’li yıllara kadar insanların hafızalarında apayrı bir yer etmiştir. Halen tepe üzerinde arkeolojik ve etnografik ağırlıklı tarihsel içerikli tematik bir park yapılması ve köşk restorasyon çalışmaları ise uzun süredir devam ediyor.

Tepeden Mevlana türbesi istikametine doğru giden ve gereğinde kuşatma ve saldırılarda savunma amaçlı bir gizli dehliz ve yer altı yolu bulunduğu da şehir efsanesi olarak varlığını korumaktadır, ne eski ne yeni zamanlarda bu yolu kullanan görülmemiştir. 1980' lerde Valilik yanında yer altına inşa edilen Sarraflar çarşısı inşaatında bu türden bir yol ve dehliz bulup bulunmadığı da yine esaslı ama doğrulanmamış bir söylenti olarak gündemdedir.

Tepenin önemli bir rolü ise Cumhuriyet Bulvarı caddesi olan ve türbeye giden ana caddeye nazır olmasıdır. Hemen önünde 12 eylül ihtilali dönemine kadar kullanılan belediye binasının olması hasebiyle önce fayton, sonra taksi hareket noktası olması ve yine 10.yıl Anıtına da çok yakın olması da tepeyi hep buluşma noktası yapmıştır. Dolayısıyla tepe 1933 yılındaki muhteşem Cumhuriyetin 10.yılı kutlamalarından itibaren aralıksız 1970’lere kadar milli bayram, kutlama ve resmi törenlerin merkezinde olmuştur. Tepe ve etrafı cumhuriyetin 50.yılı nedeniyle çepeçevre kutlamalar ve resmi bayramlar ve Mevlana dergahına kadar komple ışıklandırılmıştır. O yıllarda bayram akşamları motorize fener alaylarının geçit yaptığı, etrafında bisiklet sporcularının tur attığı bir yer ve tren istasyonuna ve Meram'a giden gelen yolunda temel geçiş noktası olmuştur.

Tepe yine türbeye ve vilayete nazır bir pozisyonda 1936 yılında açılan meçhul asker ve/veya Şehitlik anıtı ile de simge bir yerdir. Şehitlikten aşağıya doğru süs havuzları ve ışıklandırmalar ile tepeye çıkış merdivenleri ayrı bir güzellik katmaktadır. Su havuzları ve merdivenler önünde ve çay bahçelerinde hatıra fotoğrafı çektirmekte neredeyse her Konya’lının ve şehire misafir gelenlerin güzel bir alışkanlığıdır.

Alaeddin tepesi 1930' lu yıllardan başlayarak ağaçlandırılmış, yürüyüş yolları ve araç yolları içeren peyzaj çalışması ile 1960' larda artık yemyeşil hale gelmiş ve bozkırda bir vaha özelliği de kazanmıştır. Coğrafi konumu gereği kadim ve tarihi kentin odak noktası olduğu kadar her mevsim eşsiz manzarası ile de yem yeşil bir yürüyüş ve gezi parkıdır. Tepe her kesimden insanın nefeslendiği, bir çay içimi dinlediği ve buluştuğu bir mekandır. Bahar aylarında gençlerin gezinti alanı, ellerinde bağlama ve gitarla eğlendikleri, ikinci baharı yaşayan evli çiftlerin keyifle oturduğu ve dolaştığı nostaljik bir gezi mekanıdır.

Konya Büyükşehir Belediyesi tepede detaylı bir sağlıklaştırma ve tarihsel tematik öğeleri ön plana alan peyzaj çalışmalarına devam ederken özellikle bahar mevsiminde tepenin üst kısmı ve uygun alanları Nisan Mayıs ayları arası rengarenk bir lale parkına dönüştürülmektedir. Alaeddin tepesinde önümüzdeki bahar mevsiminde oluşacak rengarenk lale şölenine fırsat bulup şahit olmalısınız. Hülasa Konya demek manevi planda Mevlana, mesire yeri olarak Meram bağları ve bir kavşak ve buluşma noktası olarak hayatın etrafında aktığı Alaeddin tepesi demektir.

omer-tokgoz-1.jpeg

omer-tokgoz-2.jpeg

omer-tokgoz-3.jpeg

omer-tokgoz-4.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Tokgöz Arşivi