AK PARTİ’NİN ANAYASA TEKLİFİ
Siyasi partiler Anayasa’nın başlangıç maddelerine ilişkin değişiklik önerilerini Meclis’e sundu.
Öncelikle atılan bir adım olarak değerlendirdiğimizde sevindirici. Şahsen bende duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim.
Esasen verilecek taslaklarda MHP ve CHP’nin önerileri aşağı yukarı belliydi. Mevcut durumun çokta ötesine gitmeyen bir öneri geleceğini biliyorduk. BDP ise büyük ihtimalle konfederasyon tipi bir öneri verecek diye düşünüyorduk. Hal böyle olunca merakla beklenen öneri Ak Parti’nin önerisiydi.
Taslağın Meclise verildiği gün, yani Cuma günü, prof. Yavuz Atar hocamla birlikteydik. Aslında o tevazu yaptı ama anladığım kadarıyla taslak metni kaleme alan kendisi.
Cuma akşamı yemek yerken bana taslak metinde neler yer aldığını anlatıyordu. Hemen akabinde haber medyaya düştü. Yavuz Hocamın anlattıklarıyla medyada yer alan bire bir örtüşüyor.
Benim ve tabi kamuoyunun anayasaya dair merak ettiği hususlar madde madde sıralayım.
Anayasa’da Türk ifadesi geçecek mi?
Değişmez maddelere dokunulacak mı?
Başkanlık sistemi gelecek mi?
Ak Parti’nin Meclise sunduğu öneri taslağında sorularımızın tamamı yanıt buldu.
Öncelikle mevcut Anayasa anlatım bozuklukları ile doluydu. Bunların bertaraf edildiği ve sade temiz bir dil kullanıldığını gördüm.
Başlangıç metni gayet olumlu
“Herkesin insan haysiyetinden kaynaklanan evrensel hak ve hürriyetlere sahip olduğu inancıyla her türlü ayrımcılığı reddeden, kültürel zenginliğimizin kaynağı olan etnik ve dini farlılıklarımıza saygı duyarak müşterek tarihimiz ve değerlerimiz etrafında birlikte yaşama arzusuyla hareket eden biz Türk Milleti; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayanan bu Anayasayı egemen irademizin ifadesi olarak kabul ve ilan ederiz.”
Etkileyici bir giriş olmuş bana göre. Birlik ve tarih vurgusunu çok beğendim.
İlk gözüme çarpan dil konusunda ki değişiklik. Anayasamızda “Dili Türkçedir” diye geçerken, Ak Parti’nin önerisinde “Devletin resmi dili Türkçedir” ifadesi yer alıyor.
Egemenlik kısmına gelindiğinde, mevcut Anayasada bulunan biraz tuhaf bir durum aslında. Maddeyi aynen buraya alıyorum.
“Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.”
Aslında bu maddenin neden açık ve net bir şekilde yazılmadığını düşünmüşlüğüm var. Neden direk milletvekilleri diye yazılmadı da, yetkili organları şeklinde ifade edildi. Bakın bu tuhaflık Ak Partinin önerisinde yerini netliğe bırakıyor. İşte egemenlik maddesi.
“Madde 5– (1) Egemenlik kayıtsız ve şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini seçtiği temsilcileri aracılığıyla ve halkoylaması yoluyla kullanır.
(2) Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.”
Gayet yalın, net ve olumlu. Mevcuttan daha iyi buldum ben bu maddeyi
Burada çok konuşulan husus “Türk Milleti” ifadesi.
Ak Parti’nin teklifinde yer almayacak diye bir beklenti oluşturulmuştu. Ancak bakıyoruz ki kullanılmış. Tam burada bir parantez açmak istiyorum.
Bugün Amerika’ya gidin, 72 milletten insan yaşıyor. Üstelik bir birleriyle ne tarihsel bir bağları nede kültürel bir ortak noktaları bulunuyor. İspanyol’undan Japon’una kadar bir birinden alakasız her milletten insan.
Ancak dikkat çekici bir nokta var. Oda kendilerini tanımlarken Amerikan demeleri. Bakın Amerikalıyız demiyorlar. Amerikan diyorlar.
Hal böyleyken bizler, ortak değerlerimiz, kültürümüz ve iç içe geçmiş yaşamlarımızla Türk ifadesini kullanmaktan neden imtina edelim. Bu bizim kimliğimiz. Burası Türkiye Cumhuriyeti. İnsanı kategorize eden anlayışlara hayır denmeli elbette. Ancak Türk Milleti ifadesini ayırıcı bir unsur olarak değil, birleştirici bir kimlik olarak ele almalıyız. Bu açılardan baktığımızda Ak Parti’nin taslak metninde yer alan Türk Milleti ifadesini doğru ve olumlu buldum.
Diğer maddelere bakıldığında Başkanlık modeli esas alınarak bir taslak hazırlandığını görüyoruz.
Eğer faydalı olacaksa neden denenmesin. Parlamenter sistemi uygulamayan ülkeler yerin dibine mi batmış. Denersiniz. Başarısız olursa oda kul yapısı değil mi, doğruyu bulana kadar devam.
Ak Parti’nin taslağında ilginç bir madde daha var. Anayasa değişikliklerinde gizli oylama kalkıyor.
Bu yeni bir tartışma getirir. Milletvekili iradelerine ipotek koyar mı?
Aslına bakarsanız bir milletvekilinin hür iradesi olmalı mı? Yoksa vekilin iradesi kendisini seçenlerin iradesini mi yansıtmalı.
Öyle ya, kendisini seçen vatandaş milletvekilinin bir düzenlemeye nasıl oy verdiğini bilmeli. Yoksa iradesinin meclise yansıyıp yansımadığını nasıl ölçecek.
Fakat çelişki şurada. Ya genel başkanın belirleyici gücü?
O zaman bu düzenleme için birde seçim sisteminde ek düzenlemeler gerekiyor. Şayet milletin kendi temsilcilerini doğrudan seçmesi sağlanırsa bu düzenleme çok makul olur. Ancak genel başkanın belirleyici olduğu bir yerde milletin vekilini tartması çok mümkün görünmüyor.
Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum.
Bu elbise bu ülkeye artık dar geliyor.
Yenilemek gerekiyor.
Daha istikrarlı, daha dinamik bir yapı için partiler artık sorumluluktan kaçmamalı. İpe un serenleri tarih ve millet unutmaz.