İsmail Yaşa
İsmail Yaşa AK Parti ve gençler

AK Parti ve gençler

Türkiye tarihinin belki de en önemli seçimlerine her geçen gün biraz daha yaklaşırken Cumhurbaşkanı Erdoğan son günlerde ziyaret ettiği şehirlerde gençlerle özel olarak buluşmaya başladı.

Söz konusu programlara katılım gençlerin AK Parti’ye yoğun ilgisini açıkça gösteriyor.

Yakın zamana kadar iki asılsız kanaatin propagandası yapılıyordu.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) oylarının düşüşte olduğu ve gençlerin AK Parti yönetimindeki Türkiye’den ümidini kestiği, geleceğe yönelik beklentilerini kaybettiği ve ülke dışına kaçmak istediği söyleniyordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin birçok kentte katıldığı mitingleri takip eden coşkulu kalabalıklar, o iddialardan ilkini yıkarken MHP’nin önümüzdeki seçimlerde ciddi bir sıçrama yapacağına işaret ediyor.

Gençlerin Türkiye’den ümitlerini kestikleri ve geleceklerini ABD ve Avrupa’da aradıkları iddiasına gelince, terör örgütleriyle irtibatlı oldukları için kaçanlar dışında bir anlık yanılgıyla gidenlerin çoğunun gittiğine gideceğine pişman olması ve gençlerin Erdoğan’a ilgisi de o iddiayı çürütüyor.

Milyonlarca gencin arasında elbette vatanına bağlılığı zayıf olan, tembel, şımarık, amaçsız ve şuursuz gençler de çıkacaktır.

Fakat kötü birkaç örneğe takılıp kalmak yanlış olur.

Çünkü onların kat be kat fazlası sayıda pırıl pırıl gençler var.

Türkiye’yi seviyorlar ve hem ülkelerinde hem de dünyada ne olup bittiğinin farkındalar.

Zeki ve çalışkanlar.

Fırsat bulduklarında ülkelerine hizmet etmeye hazırlar.

Kısacası, gençler arasından seçilip özellikle öne çıkarılan kötü örneklere bakıp ümitsizliğe kapılmaya gerek yok.

Fakat bu gençliğin sorunları olmadığı ve gençliği hedef alan tehlikelerin bulunmadığı anlamına gelmiyor.

Söz konusu sorunların ve tehlikelerin birçoğu az ya da çok her ülkede var.

Globalleşen dünyada ve iletişimin bu kadar geliştiği bir çağda sadece yasaklarla bir yere varmak mümkün değil.

Dolayısıyla gençlerimizin sorunlarını çözmek, onları tehlikelerden korumak ve bilinç düzeylerini yükseltmek için çok çalışmamız ve çözüm üretmemiz gerekiyor.

İşi sadece hükümete yıkmak ve her şeyi hükümetten beklemek doğru olmaz.

“Türkiye Yüzyılı” hedeflerine ulaşabilmek için inançlı, dürüst, çalışkan, sağlıklı ve şuurlu bir gençlik inşa etmemiz gerekiyor ve bu sorumluluk hepimize ait.

Aileden okula, medyadan hükümete, sivil toplum kuruluşlarından iş dünyasına kadar herkes elini taşın altına koymalı ve üzerine düşen görevi yerine getirmeli.

Türkiye, AK Parti’nin iktidar olduğu günden bu yana Erdoğan liderliğinde büyük bir değişim yaşadı ve adeta çağ atladı.

Eski Türkiye’nin nasıl olduğunu ve ülkenin nereden nereye geldiğini gençler görmedi.

Onlara geçmişin yokluk ve karanlık günleri elbette anlatılmalı.

Fakat bundan daha önemlisi gençlerimize geleceğe yönelik bir ideal aşılanmalı.

Kendileri, aileleri ve ülkeleri için ulaşmak istedikleri hedefleri olmalı.

Sadece geçmişin kötü günlerini anlatıp “Aman, Allah korusun, o günlere geri döneriz” diyerek gençleri motive edemeyiz.

O günleri yaşamadıkları için nasıl olduğunu tam olarak anlamaları ve değişimi hissetmeleri mümkün değil.

Yapılan hizmetleri ve hayata geçirilen projeleri “zaten her hükümetin yapması gereken şeyler” olarak gören gençlerin önüne söz konusu hizmetleri daha ileriye götürme ve çok daha büyük projelere imza atma hedefi konulmalı.

Gençlerimize korku değil umut aşılamalı, çalışırlarsa daha iyisini başarabilecekleri inancı vermeliyiz.

Bunun için Selçuk Bayraktar ve savunma sanayi projelerinde görev yapan isimlerini bilmediğimiz genç mühendislerimiz gibi somut örneklerimiz de var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Yaşa Arşivi