Sema Kavasçinay
Sema Kavasçinay Âh Bizim Kur'anımız

Âh Bizim Kur'anımız

Âh bizim yanık göğsümüz...

Âyetlerden uzak yaşantılarımız âh...

Hüznümüz koca koca ağaçlarolmuş boy veriyor okyanuslarda.

İçimizdeki ayrılık kuşları kaybettiği göğünü arıyor gibi hala.

Ucu olan bir yün ipini, elindeki yumağasarıyormuş gibi sessiz geçiyor bazı hayatlar.

 İç sesimize kulak vermeyeli çokolmuş oysa ki, hayatımızı doldurması gerekenlere sağırkalmışız hep.

Dün ve bugün...

Herkesle temas kurup, sarmaşıklar gibi iç içeyaşayıp da Kur’an âyetlerinedokun(a)mamakAllahım ne acı bir hayat.

Biraz okusan sakinleşeceksin, manasını bilsen sorunları çözeceksin, bi dinlesen etrafındaki sisler dağılacak, vücudun kırılmaktan kurtulacak...

Ama ucuz yara bantlarına sarılıyoruz, geçici olanların peşine takılıyoruz, saatlerce sosyal medyanın yalan dünyasından başımızı kaldırıp Kur’anın gerçekliğine dönemiyoruz.

Neşelerimizgünlerimizdençekilmesin de ne yapsın!

Çokşeylersöylemek istiyorum aslında ama sükût ve sükûnet sızısından ancak bunlar damlıyor.

Her bir âyet, şifa verecek kalpler, hayatlar arar aslında.

Yeis ve hayal kırıklığınız varsa, yüreğinizde depremlerden kalan çatlaklar varsa kur'anâyetlerini zamk niyetini arasına sürün. O zaman parçalanan hayatınız yeniden inşâ olacak ve nûrdan koridorlar belirecektir önünüzde...

 

 “Biz Kur’an’ı mutsuz olasın diye indirmedik.” {Tâhâsûresi, 2}

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sema Kavasçinay Arşivi