ACİL İŞLER
16 Nisan halkoylamasıyla milletimizin onayını alan ve 24 Haziran seçimleriyle birlikte resmen başlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemimizin ülke yönetimimize çok verimli katıklar sağlamsını bekliyoruz.
Her ne kadar seçimler sonrasında birçok beklenmeyen kriz ve sorunlar ile uğraşmak zorunda kalsak ta iyi ki bu sisteme geçmişiz diyebiliyoruz. Yoksa bu geçirdiğimiz ve geçirmeye devam ettiğimiz sıkıntılı süreçleri bu kadar hızlı ve planlı geçiremezdik.
Bu yeni sistemde yürütme ile yasamanın net bir şekilde birbirinden ayrılmasını ve bürokraside hissedilir derecede bir azalma görmeyi bekliyoruz.
Yine bu sistemin uygulanabilir olabilmesi için ilk etapta mevcuttaki 500 civarı kanununda değişiklik ve 300’e yakın yeni düzenleme yapılmasının gerektiğini biliyoruz.
Bu değişikliklerin hız kesmeden yeni yasama yılı içerisinde yapılmasını ve bürokratik değişikliklerinde ivedilikle gerçekleşmesi gerektiğinin de farkındayız.
Öyleyse yeni meclise ve Cumhurbaşkanlığına çok görev düşüyor önümüzdeki süreçte. Bu süreç için en önemli sorunlardan biri de yeni bürokratik yapılanmanın nasıl olacağı ile ilgili.
Çünkü geçmişte devletimiz bünyesinde ne kadar yeni bir kurumsal yapı oluşturuldu ise eskilerden hiçbir kurumu kaldırmadan yoluna devam etti ve yeni bir bürokratik yapı oldu.
Yani yeni birçok kurum ve kurul oluşturulur iken eski bakanlık ve bünyelerindeki kadroların bir an önce yeni teşekkül edilen birimlere kaydırılması ve eski birimlerin ve kadroların lav edilmesi gerekir.
Yoksa eskileri aynen muhafaza ederek yeni kurumular oluşturmanın bürokrasiyi azaltmadan çok artıracağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Ülkemizin ekonomik gerçekleriyle ilgisi olmayan, kur, faiz ve enflasyon şer üçgeninden süratle kurtulmak için bu yeniden yapılanmayı süratle tamamlamalıyız.
İş dünyamızdan, sanayicilerimize, üreticilerimizden, esnafımıza ve özellikle çalışanlarımıza gereken desteği vermeliyiz.
Ülkemizin bel kemiği olan çalışanlarımızın bu ekonomik saldırı sonrası fiyatlardaki yükselme ve eğitim- öğretim döneminin de başlaması ile birlikte artan maliyetler karşısında sıkıntı yaşadığını gözlemlemekteyiz.
Devletimizin bu dönemde özellikle asgari ücret ile çalışanlara ve emekli vatandaşlarımıza enflasyon oranı dışında asgari yaşam standartları doğrultusunda bir yaklaşım ile bir maaş iyileştirmesi yapması elzem bir gerekliliktir.
Bu rakamın günümüzde en az 3.000 tl. olması önerilen ve kabulü mümkün olan bir rakam olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eğer kur-faiz, enflasyon saldırısın dan kurtulmak ve ekonomimizin çarklarını yeniden döndürmek istiyor isek bu çarkların temelinde olan çalışanlarımızı rahatlatmak ve onların işlerine dört elle sarılmalarını sağlamak için bu maaş iyileştirmesini yapmak zorundayız.
Yoksa önümüzdeki yılın Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerinde mevcut sistemin inşası için gerekli ve lüzumlu olan millet-devlet birlikteliğin tehlikeye gireceği bir sonucun ortaya çıkması muhtemel olabilecektir.
O zaman oluşabilecek ekonomik fatura bugün bu maaş düzenlemesi sonrasında çıkacak faturanın çok çok üstünde olabilecektir.
Bu gün ekonomik olarak külfet gibi görülen bu maaş iyileştirilmesi onun için çok önemli ve hatta çıkarılacak yeni kanun ve düzenlemelerden de daha ivedi bir konudur.
Devletimiz bu iyileştirmenin karşılığını ekonomideki tüketim ve üretim zinciri sayesinde hızla telafi edecek ekonomideki büyümeye katkı sağlayan bir sonuca dönüşecektir.
Ülkemiz ve milletimiz için güçlü olmak- güçlü kalmak gerekiyor ise bu değişiklik ve iyileştirmelerin acilen yapılması gerektiği kanaatindeyiz.