ABD’nin Son Çırpınışları
Son günlerde dünya gündemini meşgul eden en büyük olay, hiç şüphesiz ABD de yaşananlardır. Bu konu, o kadar etkili oldu ki, hatta koron haberleri bile nerdeyse bu olayların gölgesinde kaldı. Yaşananlar, bize yıllardır medeniyetin, demokrasinin, ifade özgürlüğünün ve insan haklarının beşiği olan Amerika’da, durumun hiçte dışarıdan görüldüğü gibi olmadığını gösterdi.
Olaylar, polisin siyahi bir vatandaşı dizlerinin altına alarak boğarak öldürmesiyle başladı. Vatandaş nefes alamıyorum dediği halde polis, bilerek ve isteyerek vatandaşın ölümüne sebebiyet verdi. Aslında böyle olaylar ABD’de çok sık yaşanan bir durum. Polis siyahilere, derisinin rengi farklı diye kendi vatandaşları bile olsa ikinci sınıf bir muamele uygular. Defalarca bu hareketler insan ölümüne sebebiyet olmuştur. Fakat, bu defa olay diğerlerinden daha farklı görünüyor.
Söylediğim gibi böyle vakalar daha önce de oldu. Aynı şekilde itirazlarda daha önce yaşandı ama bu seferki itirazlar diğerlerinde daha büyük. Üstelik olayların, ABD’nin Çin’e karşı yaptırım uygulamasını gündeme getirmesinden sonra ortaya çıkması, daha da dikkat çekiyor.
Bilmiyorum, belki size komplo teorisi gibi gelebilir ancak bana göre yaşananlar Çin'in süper güç olmasına karşı çıkan Amerika’ya vurulan son darbedir. Zira artık dünyanın güç dengelerinin ABD’den Çin’e doğru kaydığı herkesçe malum oldu. Özellikle Covid-19’dan sonra resim iyice netleşmeye başladı. Amerika, tamamen silinir yok olur gibi bir komple teorisi de söylemiyorum ama muhtemelen korona sonrası ABD’nin, dünya liderliğini Çin’e kaptırması bekleniyor. Olmaz demeyin, çünkü Amerika’yı, Amerika yapan büyük şirketler artık Çin’e taşınma işlemlerini neredeyse tamamlamış durumdadır. Bu mesele yıllar öncesinden bile Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca başta olmakla, birçok değerli insan tarafından da dillendirildi. İşlem bitince de, dünyanın yeni süper gücü Çin’i egemenliği başlayacak.
Azerbaycan da bir atasözü var: “yılanın siyahına da, beyazına da lanet olsun” diye. Bizim için ABD neyse, Çin de odur. Her ikisi de zalimdir, her ikisi de sömürgecidir. İkisinin de İslam Dünyasına zarardan başka bir şeyi yoktur. Burada bize düşen, bu iki güç bir biriyle meşgulken biz ne yapabiliriz ona bakmamız gerek. Eğer yeni değişime ayak uyduramazsak dünyanın yeni ağası Çin’in uydusu olmaktan başka bir işe yaramayız. Bu sebepten gelecek için adımlarımızı dikkatli atmamız gerek. Bu yeni düzende ya var olacağız, ya da yok olup gideceğiz. Her ikisi de kendi elimizde.