Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş 94 ruhu geldiysen ses ver

94 ruhu geldiysen ses ver

AK Parti İstanbul İl Başkanlığına Osman Nuri Kabaktepe’nin seçilmesiyle yeniden gündeme gelen 94 ruhunun 2023 ve 2024’deki genel ve yerel seçimlere ne gibi etkileri olacağını zaman içerisinde göreceğiz. O günleri hatırlamak, o ruhu geri çağırmak elbette güzel. Lâkin zor olan 21. yüzyılda yeni dava delilerini yetiştirmektir. Yetiştirilir ya da yetiştirilemez demek için erken, bu niyetle yola çıkmak ise çok yerinde bir adımdır.

İstanbul için 94 ruhu denilebilir ama o ruhunda temelinin 1989 seçimlerinde Konya’da atıldığını unutmayalım. Halil Ürün’ün Büyükşehir, Mustafa Özkafa’nın Karatay Belediye Başkanı seçildiği, çok sayıda ilçe ve belediye başkanın Refah Partili olmasının hikâyesini o dönemin dava delilerinden olan babam ve amcamdan çokça dinledik. 50 yaş ve üstü akrabalarınızdan sizler de dinleyebilirsiniz çünkü o dönemde Refah Partili bir dava delisinin bulunmadığı aile sayısı Konya’da çok azdır. O zamanla günümüz arasında toplumsal manada epey değişim yaşadık. 89 ya da 94 ruhunun temel amacı Milli Görüşü Türkiye çapında hâkim kılmaktı. Bunun yolu da yerel yönetimlerden geçti. Nitekim daha sonra koalisyonla da olsa Milli Görüş iktidara da gelmişti.

Şimdi ise 2023 ya da 2024 seçimlerinde 20 yılını geride bırakmış bir AK Parti iktidarı olacak. İktidardayken güç tazelemek daha zor olur. Z kuşağı ya da bugünkü 30 yaş altı kesimden nasıl dava delileri yetiştirilebilecek önemli olan soru budur. Milli Görüşün çözüm bulmaya çalıştığı, AK Parti’nin zaman içerisinde büyük bir kısmını çözdüğü sorunlar bugünden bakıldığında çok basitmiş gibi görünüyor. Gençler geçmişi bilmiyor demek kolaya kaçmaktır. Bugün 20’li yaşlarındaki çoğu genç AK Parti iktidarından başkasını görmedi ki bir kıyas yapsın. 28 Şubat diyoruz 20 seneden fazla zaman geçmiş yine mi mağduriyet edebiyatı diyorlar. Okullarda, kamuda başörtüsü özgürlüğünün anlamını bilmiyorlar. Ayasofya’nın yeniden açılmasını bile ekonomik sıkıntıyı örtmek için gündem değiştirme çabası olarak gören gençlerin sayısı hiç de az değil.

Peki, bu noktada AK Parti 2023-2024 seçimlerini kazanmak için ne yapmalı? Teşkilatlardaki bu olumlu hava lafta kalmamalı. 94 ruhunda uygulanan yöntemler güncellenerek günümüze aktarılmalı. Salgın sonrası insanlarla birebir ilişkiler, işyeri ve ev ziyaretleri, haftalık, aylık mahalle sohbetleri organize edilmeli. Sosyal medyadan kopyala-yapıştır metinlerle oturduğu yerden davaya bir katkı sağlayamayacağı gençlere anlatılmalı. Yoksa diğer türlü bir ruh çağırma seansından öteye gidilemez. AK Parti nerede hata yaptık diye bir öz eleştiride bulunsun, kendini sorgulasın diyenin kim olduğuna bakıp ona göre hareket edilmeli. Muhalefetin veya AK Parti sayesinde makam, mevkilere gelip, günü gelince o makamları altlarından kayanların sözlerinin bir hükmü yok. Biz varken parti şöyleydi, bizden sonra çok bozuldu deyip akıl vermeye çalışanların sözüyle yapılacak öz eleştirinin zararı daha fazla olacaktır.

Hep aynı şeyi söylüyoruz. Gençlerin temel derdi iyi okullarda okuyup iş sahibi olmak. Yani gelecek seçimlerin anahtarı ekonomi olacaktır. AK Parti’yi iktidara getiren temelde o dönemde ekonomide yaşanılan sıkıntılardı. Yapılması gereken şey salgın sonrası ekonominin bir an önce eski günlerine döndürülmesi olmalıdır. Bunun içinde artık kalkınma plânı, eylem plânı falan artık isimleri neyse bunların somut çözümlere kavuşturulması gerekmektedir. Somut adımlar atılmadığı sürece işimiz zor. Örneğin Tarım Kredi Kooperatifleri market sayısını artıracakmış. Güzel adım ama önemli olan market sayısı değil fiyatlar. Tarım kredinin marketindeki temel gıda maddelerinin çoğu üç-dört harfli zincir marketlerden daha pahalı. Yani kooperatif marketi bile vatandaşın şikâyet ettiği marketlerden daha pahalı. Ürünler kaliteli diyerek işin içinde çıkılamaz. Çünkü şu ara vatandaşı önceliği kalite değil fiyat…

  Milli Görüş ruhunun hatırlanmasının üzerine önümüzdeki günlerde daha çok konuşacağız gibi görünüyor. Dedikodulara, yeniden AK Parti ile Milli Görüş fikrinin arasına set çekmeye çalışanlara engel olarak çizilen yolda ilerlenmeye devam edilmeli. Gerisi mutlaka gelecektir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi