YORUMSUZ NOT’UMDUR
‘’Aziz Pierre de Nolasque’ın övgüsünü yaptığı ,İslamiyet’in muazzam ve müthiş terakkilerine nefret okuduğu zamanlar nerede kaldı?
Türklere o baş düşmanlara dünyanın gördüğü en büyük imparatorluğun bırakılışı için ağladığı günler nerede kaldı? Ey İsa, ey kralların kralı, ey bütün imparatorlukların hakemi ve yeryüzündeki kralların hükümdarı, bizim bu baş düşmanımızın, büyük Konstantin’in tahtına oturmasına, Muhammed’in küfrünü,(haşa)ordularla ayakta tutmasına, senin salibini hilaliyle ezmesine ve her gün Hristiyanları böylesine güçlü silahlarıyla parçalamasına daha ne kadar tahammül edeceksin.’’(1627-1704 yıllarında yaşamış Fransa Gallikan Başpiskoposu Jacqeus Benigne Bossuet’nin 1709 yılında yayınlanan Kutsal Yazının Kendi Sözlerinden(İncil) Siyaset isimli eserinden)
‘’Boğazın doğu yakasında yaşarsanız topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Ama Boğaz’ın Batı yakasında bir yerde yaşamayı denerseniz, Avrupa’ya gelirseniz, sizi öldüreceğiz. Konstantinopolis’e gelir tüm cami ve minarelerinizi yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinopolis hak ettiği gibi Hristiyan şehri olacak.
İnsanımızın en eski düşmanı ve Avrupa’daki İslamcı grubun lideri, bu savaş ağası Erdoğan, Avrupa’yı işgal eden askerlerini ziyaret ettiğinde kanının son damlasını görmeli. O’nun ölümüyle Avrupa’da bulunan Türk işgalcilerden kurtulmuş olacağız.’’ (Yeni Zelanda Christchurch kentinde Cuma namazı sırasında 49 Müslüman’ı şehit eden Brenton Tarrant’ın sosyal medyada paylaştığı 70 sayfalık manifestosundan-15 Mart 2019)
Yorumsuz demiştim ama not düşeceğimi de belirtmiştim. O halde şu kadarlık not düşme hakkımı kullanmama izin verin.
Yani.!.. Yani 310 yıllık aradan sonra garp cephesinde, kin ve nefret söylemi açısından yeni bir şey yok. Brenton Tarrant’ın nerelerden beslendiği konusunda yorum size ait ama Medeniyetler Çatışması’nın başka ne anlama geleceğini izah etmek elbette Batı hayranı arkadaşlara düşer.
Bu menfur olayı kınayan veya kınarmış gibi yapan bütün İslam düşmanları dahil, onların ruhlarını tanıyıp gördükçe, muhteşem ve yüce kitap Kur’an-ı Kerim ve gönderildiği Allah’ın sevgilisi Hz. Muhammed’i, yani İslam’ı, yani Müslümanlığı ve daha çok seviyor ve bu dine daha çok bağlanıyorum. Boğaz’ın tarihi gerdanlığı İstanbul’umuzu da Ayasofya gibi kutsuyorum.
Şehit muamelesi yapılmasını dilediğimiz bu 49 kardeşimize Allah’tan rahmet diliyor ve mekanları cennet olsun diyorum. Selamlar.