Sıtkı Yonca
Sıtkı Yonca Bir hakikatın hayalini kurmak

Bir hakikatın hayalini kurmak

                İnsan kendi nefsiyle baş başa kalınca ya hayal kurar; ya da zihin antenine çarpan dalgalardan birini tutarak onunla birkaç tur attıktan sonra yorgun bir şekildekendi  gönlüne döner.

                Güncel olayları erittikten sonra Ramazan’ın pozitif atmosferiyle, yeryüzü mescit, gök yüzü kubbe, Everest Tepesi  minare,Mekke mihrab,Medine mimber,Mescid-i Aksa miracın hava alanı olsa ve  Everest Tepesinden okunan sabah ezanı,  durgun suya atılan taşın bıraktığı iç içe geometrik dalgalar gibi ruhlarda dalgalansa ve sekiz milyar insan kürenin etrafında hep birlikte secdeye kapansa nasıl bir atmosfer oluşur diye hayal ettiniz mi hiç? Sahiden nasıl olurdu acaba?

                Böyle bir hayali kurmamda  adını hatırlayamadığım ama 1980 li yıllarda okuduğum bir kitapta Necip Fazıl’ın, neden inanmıyorsun sorusunaAbidin Dino’nun ‘’Bir kez inanabilseydim alnımı secdeden kaldırmazdım’’ şeklinde verdiği cevabın ruhumu nasıl silkelediğinin etkisi olmuş mudur bilmiyorum.

                Benim yazılarımda kullandığım alıntılar kitap kaynaklıdır. Bizim kuşağın bilgi kaynağı olarak kitabı tanıması kadar kitaba, İnternet bilgilerinden daha fazla güvenmekle de ilgisi var zannediyorum.Zaman zaman internet bilgileriyle karşılaştırmalar yaptığım da olur Abidin Dino olayında olduğu gibi. Yukarıya kitabi olarak aldığım cümleyi internete ‘’korkuyorum bir kere inanırsam bir daha başımı secdeden kaldıramam diye’’ şeklinde aktarılmış. İki cümle arasında çok büyük bir anlam farkı var oysa. Bizim verdiğimiz cümlede inanmak istediği halde inanamayan bir insanın, vicdanı yakan ve varoluşkaderine  kadar uzananfiganın yankısı vardır; internette verilen cümle ise aslında inanabilirim ama Allah’ın büyüklüğü karşısında secdeden hiç kalkmamam lazım ki ben de buna cesaret edemiyorum anlamı çıkar.

                Dino’nun,cümleyi nasıl kurduğunun önemi yok; her iki halde de insanın dinle bir alakası kalmayacağı için ama secdenin, insana  Allah tarafından verilmiş ne büyük bir bağış olduğunu ifade etmek için arkasında insanlığa büyük bir armağan bırakıyor.Benim için önemli olan budur. Secdenin sadece Allah’a(C.C) yakıştığını, insanı da Allah’a(C.C) yaklaştırdığını bir fıtrat olarak inançsız bir vicdanın yangınından öğrenirken aklın hayrette kalışıylane kadar zenginleştiğimizi bir anlatabilsem…

                Tamam egosantrik bir düşüncedir biliyorum ama secdesiz insanın mutlu olacağına olabileceğine, hayattan yeterince zevk alabileceğine bir türlü inanamıyorum. Çünkü secde önce insanın kendisine hükmetmesi , içindekiFaust’unMefistofeles’lerine karşı kılıç kuşanmasıdır. Secde Allah’dan gayrısına meydan okumaktır elif gibi düzgün olmak için.Secde, gerçek hürriyeti solumaktır  bir nefeslik fark kadar farkın olan varlığını sana  ezel ve ebed sıfatıyla hissettiren  Allah’a (C.C.)teslimiyet neşesinin yağmuruyla suladığı için. Secde, cennet  bohçasına sarınıp aşk denizinde ,dirilişin ölümünü yaşamaktır yeniden dirilmek için. Yaşamayan bilemez k...Tecrübeye değmez mi? Selamlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sıtkı Yonca Arşivi