Yolun sonu
Hali hazırdaki Türkiye için yolun sonuna gelindi. Bunun yıllardır ifade ediyorum. Türkiye ya büyüyecek ya da parçalanarak küçülecektir. Küresel sistem için Türkiye büyük gelmektedir. Küçülmesi, parçalanması, sadece kendi iç işleri ile uğraşacak hale getirilmesi gerekmektedir. Ha keza Rusya dahi bu süreçte parçalanmasına çalışılan ülkelerden biridir. Dünya hegomonları için büyük lokmalardır ve yeni dünya düzeninde büyük lokmalara yer bulunmamaktadır. 200 olan ülke sayısının 1000’lere çıkmasından bahsedilmektedir.
AB para birimi Euro banknotlarında yer alan AB haritasında bile Türkiye’nin yarısı gözükmektedir. Yani bölünmüş, doğusundan “kurtarılmış”, görece eğitimli, seküler yönü ağır basan, ekonomik durumu gelişmiş, nüfusu 50 milyon altına inmiş bir Türkiye, hazmetme kapasitesine uygun hale gelmiş bir ülke olarak AB üyesi olabilir. Parçalanan ve Türkiye’den koparılan doğu ise Büyük İsrail için hazırlanan Büyük Küridstan’a bağlanarak ABD/İsrail için başta enerji geçiş yollarını kontrol edecek bir uydu devlet haline getirilecektir. 15 Temmuz için, klasik darbe girişimine benzemiyor, yapılmak istenen ülkeyi yönetmek değil, ülkenin iç savaşa sürüklenmesine sebep olacak bir yönetilemez ülke haline getirmekti iddialarının altında bunları görmek gerekir. Bu oyunu bozmak boynumuzun borcudur.
Türkiye’nin son Rusya ziyareti bu manada Türkiye ve Rusya’nın tehlikenin farkında olduklarının göstergesidir. Uçak krizi gibi aşılması zor bir bunalımın aşılması dahi tehlikenin her iki ülke için de ne kadar büyük olduğunu ortaya koymaktadır.
Yıllardır yaşadığımız olaylara bu gözle bakmazsak yanılırız. Yaşananları Erdoğan nefreti ile alkışlamak yahut basit bir iktidar değişimi olarak görmek ülkeyi felakete sürükleyecektir. Tarih bunu yapanları affetmeyecek. Yıllar sonra tarih bugünleri yazarken yaşadığımız dönemin ne kadar çalkantılı bir dönem olduğu daha net şekilde ortaya çıkacaktır. Bu dönemde yerli ve milli olanlar, şahsi hesaplarını ülke menfaatinin önüne almayanlar, küçük olsun ama benim olsun demeyenler, devletin ve milletin bekasını şahsi ikbalinden önde görenler, FETÖ ile can siparane mücadele edenler, bugünlerin tarihi yazıldığında sessiz kahramanlar olarak anılırken diğerleri gaflet, dalalet hatta hıyanet içinde kabul edileceklerdir. FETÖ/PDY ile mücadele etmeyenler, mücadele eder gibi görünüp gerçekte mücadele etmeyenler, mücadele görüntüsü altında kendi küçük iktidar alanlarını genişletmek saiki ile hareket edenler ve bu minvalde suçsuz insanlara paralelci damgası vurmaktan çekinmeyenler… Bunlar da tarihin sayfalarında gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlar arasında yer alacaklar….
Devletimiz yoksa biz yokuz, memleket elden giderse kimsenin yöneteceğiz bir iktidar olmayacak. İktidar mücadelesini yıkıcı boyutlara taşımamak lazım. Bundan dolayı Yenikapı Türkiye için çok önemlidir. Yenikapı’da meydana gelen birlik, meydanlara dökülen milyonlar, dünyaya meydan okumadır.
Türkiye bu mücadeleden başarı ile çıkacaktır. Ülkesine güvenmeyenler tek tek kaybetmektedir.