Sıtkı Yonca
Sıtkı Yonca YENİ DERS YILINA KATKISI OLUR MU BİLMEM (SEN BENİ ÖLDÜRECEKSİN)

YENİ DERS YILINA KATKISI OLUR MU BİLMEM (SEN BENİ ÖLDÜRECEKSİN)

2018-2019 öğretim yılı ülkemiz için hayırlı olsun.

                Belki istifade etmek isteyen öğretmen ve velilerimiz olur düşüncesiyle ,Alman okullarında birinde yaşanmış bir olayı aktarmak geldi aklıma. Olayın kahramanları Alman ama ben isimleri Türkçe olarak kullanacağım; hem anlatım kolaylığı hem de olayın kendisi benim açımdan bir özne kadar değerli olduğu için.

                Feride, ilkokul üçüncü sınıf öğrencisidir. Annesi Fatma Hanım yatalak hastadır. Ev içinde Feride annesinin günlük ev işlerine gücü yettiği kadar yardım etmektedir.

                Bir gün anne Fatma Hanım, evde amaçsız dolaşıp durmakta olan Feride’den bir bardak su vermesini ister. Feride’nin de o gün tersliği üstündedir; annesine su vermeyi reddedince Fatma Hanım: ‘’sen beni öldüreceksin’’ diye bir ifade kullanır. Bunun üzerine aralarında kısa süreli de olsa bir tartışma yaşanır.

                Ertesi gün anne gerçekten ölür.

                Feride için bundan sonra yeni bir hayat başlamıştır.

                Okuldaki ders başarısı dibe vurmakla kalsa iyi de; sınıfta ki her kötülüğün altından Feride çıkar(!)  

                Bir gün sınıfta bir hırsızlık olayı olur. Öğretmen Yaşar Bey ‘’bunu kimin yaptığını’’ sorar. Feride parmak kaldırır ‘’ben yaptım öğretmenin’’ Öğretmen, Feride’nin bu çıkışına bir anlam veremez çünkü bunu yapacak bir öğrenci değildir. Olayı araştırmaya başlar. Ulaştığı sonuç, hırsızlığın faili Haydar isimli yaramazlığıyla ön planda olan bir öğrencidir. Birkaç gün sonra sınıfa öğrencilerden biri burnu kanayarak girer. Yaşar Bey ‘’nasıl olduğunu’’ sorar; Feride yine sahnede ‘’ben vurdum öğretmenim.’’

                Bundan sonra sınıfta işlenen bütün suçlar için Feride’nin parmağı havada. ‘’Ben yaptım, ben kırdım, ben bozdum’’

                Yaşar Bey ortada psikolojik bir problem olduğunu anlamıştır. Kızın babasıyla görüşmeler yapar ama sonuç alamaz. Söyledikleri basmakalıp birkaç sözden öteye geçmez.

                Yaşar Bey konuyu çözmekte kararlıdır. ‘’Feride de psikolojik bir sorun olduğu kesin’’ hükmüne odaklanmıştır. Çünkü öğrencisini tanıyordu. Onu birden  bu kadar değiştiren bir şok yaşamış olmalıydı ama neydi geçirdiği şok.

                 Bu arada annenin ölümünü de öğrenmiştir. Bir psikologla temasa geçer. Kendisine yardım etmesi ricasında bulunur. Psikolog severek kabul eder ama Yaşar Hoca’nın da kendisine destek vermesini ister ve konuyu beraberce araştırmaya başlarlar. Her ikisi bulgularını birbirleriyle paylaşır.

                Sonunda olayı çözerler. Anne ölümünden bir gün önce Feride’den su istemiş ama Feride annesinin bu isteğine karşılık vermeyince bir cümle kullanmıştı hatırladınız mı? ‘’Sen beni öldüreceksin’’

                 Annesi, Feride anne sözü tutmadığı için ölmüştür(!) Anne de onun bu davranışından dolayı zaten ‘’sen beni öldüreceksin’’ dememiş miydi?(!)

                Yaşanan su tartışması ile ölümün arka arkaya gelmesi arasında bir korelasyon kurar Feride. Annesinin ölümüne kendisinin sebep olduğuna inanmıştır. Bu inanç onu ağır bir suçluluk duygusuyla tanıştırmış ve en kötü suçlara sahip çıkarak kendisinden annesinin intikamını aldığını sanarak vicdanını rahatlatmıştır.

                Hastanenin çocuk psikiyatrisi servisiyle kontak kurulmuş ve uzun süren bir tedaviden sonra kız sağlığına kavuşmuştur.

                Keşke benim çocuğum da Yaşar Hoca gibi birinde okusa demezden önce anne ve babalar olarak bizim, çocuklarımızla konuşurken biraz daha ciddi ve dikkatli olmamız gerekmiyor mu? Selamlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sıtkı Yonca Arşivi