Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Whatsapp hayırlı bayramlar diler

Whatsapp hayırlı bayramlar diler

Ramazan'ın son günlerinde yaşanılan İstanbul'daki terör saldırısı, Irak, Suriye ve kutsal topraklarda peş peşe gerçekleştirilen saldırılarla İslam âlemi olarak yine buruk bir bayram yaşadık. Kişisel olarak ise bayramlar özel bir haz duymaktan çok maalesef artık belli bir rutinin etrafında dönüyor.

Bayramın öncesiyle birlikte Konya'da daha fazla vakit geçirme imkânı bulunca ister istemez farklı bir bakış açısıyla gözlem yapabilme şansım oldu. Gördüğüm şu ki insanlar artık bayram coşkusundan uzak, bayramın geleneksel anlamından bihaber şekilde akraba ve komşular arasında bir güç ve gösteriş olarak görülüyor. Yeni kıyafetler, yeni arabalar, ikram için kullanılan şeker ve kolonyada bile ortalamaya göre farklı tasarımlar tatlar peşindeler. Kahve fincanları, su bardakları sanki bayrama özel olarak tasarlanmış, klasik bir şey kalmamış. Türk kahvesinin yanında su yerine maden suyu ikram edeni bile gördük. İkramlar mütevazı ve samimi olarak misafire gönülden sunulmaktan öte adeta güç gösterisi havasında yapılmaya başlanmış. Ev sahiplerinin yüzünde "Bakın bizim evimizde bu da var, bizler zevkli insanlarız, paraya kıyıp böyle şeylerde alabiliyoruz" ifadesini okumak mümkün.  

Nerede eski bayramlar geyiğinin ise artık 15-16 yaşında ortalama 2000 doğumlu ergenler arasında bile yapılır olması neyi kaybettiğimiz noktasında düşündürücü.7-8 yıl öncesini benim çocukluğumda bayram şöyleydi falan diye anlatanları duyduk. Gerçi onlarda haklı özellikle teknolojinin hayatımızı etkilemesiyle birlikte 3-4 sene önceki bayramlara göre bile ciddi farklılıklar oluşmaya başladı. Örneğin Whatsapp isimli uygulamanın yaygınlaşmasıyla birlikte destan şeklinde yazılan, burun kıvırdığımız kısa mesajlar bile tarih olmak üzere. Herkes bu uygulama üzerinden fotoğraflı, video kayıtlı bayram mesajları göndermeye başladı.

Teknolojiyi çok çabuk benimseyen bir millet olduğumuzdan birkaç yıl sonra Wahatsapp'tan önce bayramlar nasıldı unutulmaya başlanacak. Artık birine evinin adresini sorduğunuz zaman hemen konum göndereyim deniyor. Whatsapp demişken bayramda karşılaştığım birkaç absürt durumdan bahsetmesek olmaz. 40'lı yaşlarda 3-4 kişi nerede eski bayramlar minvalinde sohbet ediyordu. "Zamanında birbirimize daha çok bağlıydık, haftada bir gider-gelirdik. Şimdi ise bayramdan bayrama anca görüşüyoruz" diye muhabbet devam ederken önce birisinin telefonuna mesaj geldi, ardından diğerini biri aradı. Bir anda ortama her biri tuğla boyutunda akıllı telefonlar hâkim oldu. Birbirlerine tutkuyla bağlı akrabaların tekrar sohbete dönebilmeleri 10-15 dakikayı bulmuştu. Bir de bayram ziyaretinde gittiğimiz kişi evinde yoksa kapısına ismimizin yazılı olduğu küçük bir not kâğıdı sıkıştırırdık. Maksat biz ziyaretine geldik ama evinde yoktun, gönül koyma demekti. Bu bayram yeni bir moda ile karşılaştık. Ziyaretine gidilen kişi evinde değilse kapısının ya da apartmanın dışarıdan fotoğrafını çekerek Whatsapp'tan gönderip, altına da "Geldik, yoktunuz" yazıyorlar. Bu teknolojinin suyunu çıkarmak değil de nedir Allah aşkına? Oldu olacak ilerleyen yıllarda hiç ziyaret yapılmadan aynı fotoğrafı tekrar göndersinler geldik, yoktunuz diye...

Bayramın bir diğer klişesi olan Ramazan yerine ısrarla şeker bayramı diyen beyaz, laik sözde eğitimli kesimin bu bayram fazla sesi çıkmadı. Ramazan ayı boyunca da şu oruç bozar mı bu oruç bozar mı geyiği de zaten fazla yapılmamıştı. Yine de huyundan vazgeçmeyen azınlıkta da olsa bir kitle var. Örneğin ülkemizde laikliğin kalelerinden olan, aydınlık ve modern(!) Şişli Belediyesi, başkanı Hayri İnönü imzasıyla gazetelere verdiği ilanlarda şeker bayramınız kutlu olsun diyor. Hem Ramazan hem de mübarek kelimeleri bu tarz insanlarda alerji yapıyor. Ondan sonra da CHP niye bu güne kadar hiçbir demokratik seçimi kazanamadı diye soruyorlar.

Geçmiş bayramınız mübarek olsun, hayırlısıyla mutlu, sağlıklı ve huzur dolu nice bayramlara...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi