Vaat, Naat ve Saat
*3 Gün sonra 6 Şubat depreminin 1.yılı olacak. Deprem, yer kabuğunda beklenmedik ani ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayı, 3 ve 6 büyüklükteki depremler genelde hissedilmezken 7 ve üstü büyüklükteki depremler yıkıcı oluyor. Dünyada her yıl yaklaşık 500.000 deprem meydana gelmekte ve bunların 100.000 kadarı hissedilmekte. Yüzyılın depremi olarak adlandırılan bu deprem sonrasında neler oldu. Düzenlemeler yapıldı mı? Vaatler nelerdi…
**Yerleşim bölgelerini titizlikle belirlemeliyiz. Kaygan ve ovalık yerleri iskâna açmamalıyız. Evimizi gevşek toprağa sahip meyilli yerlere yapmamalıyız. Yapıları deprem etkilerine karşı dayanıklı yapmalıyız. İmar planında konuta ayrılmış yerler dışındaki yerlere ev ve bina yapılmamalıdır. Dik yarların yakınına, dik boğaz ve vadilerin içine bina yapılmamalıdır. Çok kar yağan ve çığ gelen yamaçlarda bina yapılmamalıdır. Mevcut binaların dayanıklılıklarını arttırmalıyız. Sigorta sistemine dâhil olmalıyız. Bunlar madde madde her yerde var. Depremden sonra birey olarak değil yöneticiler olarak neler yaptık. Bu maddeler harici psikolojik durum ve moral motivasyon nasıl sağlandı.
***Şehirler, kasabalar, köyler deprem sonrası fiziksel çevrenin bozulmasıyla toparlanma sürecine girer. Depremin hemen ardından açığa çıkan konut ihtiyacı Türkiye’de ilk olarak acil yardım çadırları ve konteynerlerle sağlanır. Bu süreçte fiziksel çevre üzerinde enkazların toplanması, ağır hasarlı yapıların yıkılması, az ve orta hasarlı yapılarda ise onarım güçlendirme yapılması gerekir. Acil yardım çadırları ve konteynerlerle konfor koşullarının yetersizliğinden dolayı afetzedeler sürekli yaşayacakları konutların yapım süreci tamamlanana kadar geçici barınma birimlerine yerleştirilir ve bir süre daha buralarda barınmaları sağlanır. Yapılı çevre tüm bu süreçten sonra rehabilite edilir ve yeni yerleşim alanlarının yer seçimi yapılır. Yeniden planlama aşaması olarak adlandırılan bu süreçte mevcut yerleşimin zemin yapısı ve hasar durumuna bağlı olarak yeni yapılacak konutların yer seçimi kararlaştırılır. Mevcut yerleşim alanının zemin yapısının sağlam olmamasından ya da enkaz kaldırma sürecinin güçlüğünden dolayı yeni oluşturulacak yerleşimler var olan çevre yerleşimlere dağıtılabilir. Bu durumlarda bu yerleşmelerin yeniden planlanması, düzensiz yapılaşmanın engellenmesi gerekir. Ayrıca nüfus artışı ile doğacak olan konut ihtiyacı ve iş olanakları uygun organizasyon ile birlikte planlanmalıdır. Hasar gören mevcut yerleşimin içinde de yeniden yapılaşma sağlanabilir. Bu durumda o yerleşim üzerinde yenileme çalışmaları yapılır. Yıkılan yapıların enkazı toparlanır, hasarlı yapıların ise onarım ve güçlendirme çalışmaları tamamlanır. Tüm bu çalışmaların ardından yasal düzenlemelerle desteklenen yeni planlama biçimlerine uygun yapı üretim sürecine başlanır. Deprem öncesi yerleşimin uygun olmadığı alanlarda yapılaşma gerçekleşmişse; deprem sonrası ciddi hasarlar ortaya çıkar ve yeni yapılacak yapılar zemin etüdleri doğrultusunda zeminin daha sağlam olduğu arazilere kaydırılır. Bu alanlar çoğunlukla yerleşime kapalı tarım ya da ormanlık araziler olduğu için ilk aşama olarak bu arazilerin imara açılıp, yapı üretimi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekir. Yeni yerleşim alanlarında yapılaşma arttıkça kent dokusu, kentin çeperlerine doğru yayılma gösterir. Kısaca plan bu.
****Sonuç olarak, Deprem dünyada yılda 500.000 kez olan bir afet. Alışmak olmaz. Tedbirli olmak lazım. Yolsuzluk yoksulluk yasaklar derken 2011 yılında bu yana 100 madden oluşan 2023 vaatlerinden ne kadarının gerçekleştiğini hiç bilmiyoruz. Naat olarak Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alacaktı. 2011 Yılında 17. sıradaydık, şimdi 22. sıradayız. Bizim gerimizdeki ülkeler bile bizi geçtiler. Milli gelirimiz 2 trilyon dolara çıkmış olacaktı, 1 trilyona çıkması bile oldukça zor. Kişi başına gelirimiz 25.000 dolara çıkacaktı, ülkemizde 2013 yılında kişi başına gelir 12.615 dolardı. Hatırlarsanız, önceki Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati Ocak 2023 tarihinde yaptığı bir açıklamada “2023 yılında kişi başına milli gelirimizin 12.000 doların üzerine çıkacağını öngörüyoruz” demişti. Çünkü kişi başına gelirimiz 8.000 dolarlara kadar düşmüştü. Yoksulluk giderilerek gelir dağılımı dengelenecekti, bugün vatandaş ekmek almakta, faturasını, kirasını ödemekte zorlanıyor. Yoksulluk ülkenin geneline hızla yayılıyor. 2023 Yılında bir de yargı vizyonu vardı. 2023 yılında Türkiye yargı bağımsız ve tarafsız olacak, güven veren bir adalet sistemine kavuşacaktı. Güven veren adalet sistemine kavuşulduğunda, hukuk milletin adına işleyecekti, hâkimler millet adına karar verecekti, yargı kimsenin ön veya arka bahçesi olmayacaktı, yargı milletin olacaktı. Vaat naat önemli değil de saat sürekli geçiyor. Saatlerime dokunmaları sıkıntı.