Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Ümidimiz Gençlikte

Ümidimiz Gençlikte

Sahi daha başka kimden ümitli olalım? Ülkeye dair, coğrafyaya dair, tarihe dair, inanca dair ümitlerimiz, beklentilerimiz, güvencimiz gençlikte olmasın da kimde olsun? Sahip olduğunuz gücün, cevherin, enerjinin farkındayız bu yüzden size dönük bakışlarımız.

Ey bu ülkenin genç evladı, arkadaşım, dostum, çocuğum ve geleceğim. Bak yarın geç olabilir, iş işten geçmiş olabilir. Bak, sahip olduğun tüm değerler senin sahiplenmen ile parıldamaya devam ediyor. Sahip çıkmadığın şeyler senin için değer olmaktan çıkar lakin başkasının hazinesi haline gelebilir.

            Sana “bizim zamanımızda” diye başlayan cümleler kurmayacağım. Sizinle bizim zamanımızın farklı olduğunu düşünüyor olabilir ve bu ifadelerle başlayan cümlelerden bıkmış olabilirsin. Yok, sana “ben böyle miydim” diye serzenişte bulunmayacağım. Lakin ikimizin zamanı farklı olsa da tarihimiz bir… Aynı kadim kültürün, aynı geçmişin çocukları olarak iki farklı zamanı yaşıyoruz.

            “Beni bir türlü anlamıyorsun” dediğini duyar gibiyim. Oysa seni çok iyi anladığım için döküyorum yüreğime gelenleri. Yarın çok geç olabilir. Bu ülke için, bu dil için, bu topraklar için… Tarihinden kaçamazsın, bu coğrafyanın sana yüklediği sorumluluktan kaçamazsın.

            Bak gencim, seni “senden” almak isteyen ne çok güruh, ne çok oyalanış, ne çok bahane var. Teknolojiyi kullanan ama ona esir olmayan, çağın içinde yerini bulan ama ona boyun eğmeyen onurlu bir genç olmanın her şeyden önce kendinle alakası var. Cebinde taşıdığın telefon senin vazgeçilmezin olmuşsa kullanan değil kullanılan olma ihtimalini yok sayma.

            Vaktini çalmak isteyenlere müsaade etme. Seni harcamak isteyenler, önce harcatma peşinde. Vakit ise harcanmayacak kadar değerli. Oyunların kurgulandığı masalarda seni hoş tutma niyeti yok tam tersine seni oyalamanın planları var. Gündeminde olan meselelere bir bak, gün boyunca hangi mevzuları konuşuyorsun? Halledilmek üzere önüne gelen konular kime ne kadar fayda sağlayacak ve kimin tezgâhına Pazar olacak?

Bak gencim, çok harcamak seni mutlu etmez. Geçici kazançlar seni kandırmasın. Çok mala ve çok paraya sahip olmak huzuru getirmez. Konfor dedikleri sahte yaşamlar seni oyalamasın. Zengin olma demiyorum, zengin olunca yolunu kaybetme sakın diyorum.

            İçinde barındırdığın cevherin tesir gücünü ve etki sahasını tecrübe ederek çoğalttı senden önce senin gibi genç olanlar. Sana şimdilerde “özgürsün, vakit senin, az çalışsan da olur, yüklenme kendine” diyenler çıkabilir. Hatta “bırakın hayatlarını yaşasınlar” diyenler alkış bile alabilir. Oysa yüksek mevziler önce onurlu ve derinlikli sonra emek ve sabırla yürünmüş yollardan sonra ele verir kendini. Yüksek mevkilere ulaşamazsın demiyorum bak gencim, onursuz ve ihanet ederek ulaşılmış mevkiler senin mevziin olmasın sakın.

            Bak gencim, sorgula ve sorgulanacağını unutma. Sormaktan vazgeçme, aslını araştır her meselenin. İsyan dolaşsın kanında ama asiliğin mazluma dokunmasın. Başkaldır, kavgaya gir ama hiçbir kavgan haksız ve beyhude olmasın.

            Çalış, vazgeçme çalışmaktan. Uyuma ve uyutma… Daha az çalışarak daha büyük başarılar elde edilmez. Hedefin, nihayete ulaşmak değil hedefine giden yoldan vazgeçmemek olsun. Netice elimizde değildir lakin çalışmak elimizdedir. Yol açılır sen yolcu olmanın peşinde ol. Gerekirse bu yola düşenlerin başına geçmekten korkma. Yüksek idealler yüksek insanların meselesidir.           

             

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi