Murat Can
Murat Can TIP FAKÜLTELERİNE DAİR ÖNERİ

TIP FAKÜLTELERİNE DAİR ÖNERİ

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bugün yine yüz nakliyle gündemde. Bu tür başarılar her Türk vatandaşı gibi beni de mutlu ediyor. Bununla birlikte düşünmeye de sevk ediyor.

Maalesef yıllarca üniversitelerimiz kılık kıyafetle ve ideolojik takıntılarla, adeta Ortaçağ Avrupa’sını aratmayan cadı avlarıyla meşgul oldu.

Türkiye batsın, ama benim ideolojim ayakta kalsın diye düşünen, muhafazakarlığı bağnazlık olarak gören ama aslında bağnazın önde gideni olan bu zihniyet, henüz üniversitelerimizden temizlenmiş değil.

Temennim zaman içerisinden üniversitelerin gerçek bilim yuvasına dönüşmesi.

Köşeler derin ufuk turları yapmak için çok müsait yerler değil maalesef. Ancak bir takım meselelere kısa kısa da olsa değinmek için iyi platformlar.

Salı günü, Konya’da Teknik üniversite kurulması için bir yazı kaleme aldım. Değişik tepkiler geldi. Gelen tepkilerin böyle bir ihtiyacın gerçekten varlığına işaret ettiğini söyleyebilirim. Hazır yeri gelmişken yüksek öğretimde tespit ettiğim birkaç konuyu daha gündeme taşımak istedim.

Türkiye’de artık üniversitelerin, ihtisas üniversiteleri haline dönüşmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bir üniversitede her fakültenin bulunması yerine, alanında ciddi çalışmalar yapacak ihtisaslaşmış üniversiteler Türkiye’nin 2023 vizyonuna daha çok katkı sağlayacaktır.

Bu fikrime tıp fakültelerini de özellikle dahil ediyorum.

Tıp fakültelerinin kesinlikle bağlı bulundukları üniversitelerden ayrılıp, münferit tıp üniversiteleri haline dönüştürülmeli fikrini savunuyorum.

Türkiye’de adı sanı büyük tıp fakülteleri ekonomik olarak çoktan iflas etmiş durumda. Bunun değişik nedenleri var. Kimi zaman kötü yönetim, kimi zaman suiistimal, kimi zamansa tıp fakültelerinin üniversite bütçesini sübvanse etmesi.

Bu tabloyu tersine çevirmek için ne yapılabilir?

Tıp fakülteleri yukarıda da söylediğim gibi tıp üniversitelerine dönüştürülüp bağımsız üniversiteler haline getirilebilir.

Bununla ne sağlanır?

Tıp fakülteleri, daha etkin yönetilen ve hızlı karar alan kurumlar haline dönüşmüş olur. Döner sermayeleriyle üniversite bütçesini sübvanse etmek yerine, bu kaynağı kendi içinde kullanarak sağlık alanında ciddi çalışmalar yapar. En önemli katkısı zaten bu olur.

Tıp fakültelerinin bağımsız olmaları gerçekleşirse üniversitelerin dengeleri de baştan aşağı değişecektir.

İçinde tıp fakültesi olup rektörü doktor olmayan bir üniversite yok gibidir. Öğretim elemanı sayısı çok fazla olan tıp fakültelerinin yönetim sultası böylelikle ortadan kalkacak ve üniversite akademik personeline fırsat eşitliği sağlanmış olacaktır.

Ben sosyal bilimler ağırlıklı bir üniversitenin sosyal bilimci, fen ağırlı bir üniversitenin yine fen ilminde ihtisas yapmış bir hoca tarafından yönetilmesini daha doğru buluyorum.

Bu yüzden ihtisaslaşma ve tıp fakültelerinin ayrılıp bağımsız üniversiteler haline getirilmesini önemsiyorum.

Türkiye, yüksek öğretim konusunda ciddi çalışmalar yaptı son dönemde. Ancak bunların bilimsel başarısını da ortaya çıkartmak için kimi düzenlemeler yapmak şart.

İstanbul Üniversitesi gibi ya da Gazi Üniversitesi gibi üniversiteler artık Türkiye’de modası geçmiş modeller. Bunun yerine modern, atılımcı, ihtisaslaşmış, bilimsel çalışmalara önem veren, hocalarının durumu idare eden değil, gerçekten ortaya bir şeyler çıkartmak için uğraş verdiği bilim yuvalarına acilen ihtiyacımız var.

Bunun ise ihtisaslaşmaktan ve modern akademisyenler yetiştirmekten geçtiğini düşünüyorum.

ÜNİVERSİTELERE YENİ SEÇİM ÖNERİSİ

Üniversitelerin rektör seçimlerinde daha adil bir sistemine ihtiyaç var. Rektör adayıysanız ve tıpçıysanız bu size kafadan bir avantaj sağlıyor.

Daha adil bir seçim içinse önerilerim var. İşte kafamdaki sistem şu.

Her fakültenin üniversite senatosuna bir üye gönderme hakkı olsun. Fakülte içinde senato adayları ve rektör adayları oylansın.

En çok oyu alan senato adayı senato üyesi seçilsin. Ayrıca o fakültede en çok oy alan rektör adayının hanesine 1 fakülte yazılsın. Sonuçta en çok fakültede birinci gelen rektör adayı rektör olarak seçilsin.

Diyelim üniversitede 10 fakülte var. 4 fakültede siz birinci geldiniz, 3 tanesinde bir başka aday, 1 tanesinde ise başka bir aday. En fazla fakülte alan seçimin galibi olsun. Bir nevi ABD başkanlık seçimleri gibi.

Bu sistem senato oluşumunda adaleti sağlayacaktır.

Rektör seçiminde de bir fakültenin söz sahibi olmasını ortadan kaldırdığı gibi fakülteler arası eşitliği getirecektir. Ayrıca rektörlerin karşısında ciddi bir muhalefet getirecektir ki, demokrasilerde muhalefet olmazsa olmaz unsurdur. Doğal bir denetim sistemine de kapı aralamış oluyorsunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Can Arşivi