Tarihi Eserlerimizi Koruyalım
VIII. yüzyıldan sonra Türklerin çoğunun İslam’a yakınlaşmaya ve İslam’ı kabul edip onun yaymasına büyük bir ilgi gösterdiğini görüyoruz. Özellikle 835’te halife Mutasım’ın hazırladığı Müslüman Türk ordusu, Hindistan dahil dünya coğrafyasında İslam’ı yaymakta önemli bir rol oynamıştır. Hindistan’da İslam’ın yayılması ilk kez Araplar tarafından gerçekleştirildi. Lakin Arapların Hindistan’a gelmesi Türk Müslüman hükümdārlarına İslām’ı yaymak için zemin hazırlanmış oldu. Tabi ki tüm Türk hükümdārların Hindistan’a gelmelerinin sebebi yalnız İslām’ı yaymak değildi, bazıların gözü Hindistan’da bulunan doğal kaynaklardaydı. Ancak Babür Şah, Delhi Sultanı Firoz Şah, Muhammed Tuğlak ve Aurangzeyb gibi zatlar İslam’ı yaymak için kendi dönemin şartlarına göre epey gayret gösterdiler.
Hindistan’da Türk Devletlerinin kurulmasından itibaren mimarlıktan, edebiyata, sanattan, yazıya İslamiyetin etkisi görülmeye başlanmıştır. Hindistan’da mevcut olan ve Türkler tarafından yapılan mimari eserler hala Türklerin mimarlıkta çok zengin olduğuna işaret etmektedir. O şaheserlerden biri de Kırmızı Kale’dir.
Kırmızı kale Hindistan’da en güzel tarihsel anıttır. Bu kale yeni Delhi’nin merkezine yerleşmiştir. Kale Türk İmparatoru Ekber’in torunu Şah Cihān tarafından inşa edilmiştir. Yapı çok güzel bir şekilde tasarlandıktan sonra inşa edildi. Günümüzde bu kale siyasal zaferin, idāri yeniliğin merkezi oldu. Kırmızı kale, tarihsel ve mimarı̇̄ açıdan Cuma mesjit, Qutb Minare gibi meşhur yerlerden biridir. 1627-1658 arasında yani 31 yıl Şah Cihan burada hükümet etti. Bu dönem Hindistan’ın tarih kitaplarında mimari ve güzel sanatların altın çağı olarak kaleme alındı.
Şah Cihan, usta ve profesyonel mimarlara “kırmızı kale kırmızı taşla Yamuna nehrinin kıysına yapın” dedi. Bu kale içinde Rang mahal, Moti mahali, Divan-ı Aami, Divan-ı khas gibi şahne yapılar da vardır. Fuarın çevresi çok değerli taşlarla süslenmiştir. Kıymetli taşlar ve gümüş ile yapılan Divan-ı khas öyle bir yapı ki gözlerimiz ondan ayıramayız ve duvarına “eğer dünyada üstünde cennet gibi bir yer varsa o yer burasıdır” diye bir yazı kazınmıştır.
Divan-ı Aam (topluluğum evi) adlı bir büyük salon da seyirciler için yapıldı. Rang Mahalın yanındaki diğer muhteşem binalar Moti Masjit ve inci Camisidir.
Şah Cihan çok ünlü bir Türk İmparatoru ve mimarlığın şehzādesi olarak bilinmektedir. Her bağımsızlık gününde Hindistan başkanı burada milli sancağı kaldırıyor.
Bu güzel eserleri veren Türk milletine karşı saygı ve sevgi olunmalı çünkü yaşadığı dönemlerde güzel eserler bıraktılar. Bu eserlerden bugün hem halk hem devlet faydalanır ama bazı İslam ve Müslüman düşmanları Türk-Hint İmparatorluğunda yapılan tüm eserleri yakmak yıkmak için bahane arıyor. Bazen eserin içinde yapılmış camileri kapatıyor bazen ise eserin bir köşesini bir sonraki gün başka bir köşesini kapattığı için yavaş yavaş bir gün bu eserleri tamamen yok edecekler gibi bir endişesindeyim ben.
Bu yüzden bugünkü yazımdan ben Müslüman kardeşlerimize seslenmek istiyorum ki bir araya gelip atalarımızın bize bıraktığı mirası her afet ve beladan koruyalım çünkü bu eserler kültürümüzü ve geçmişimizi anlatmaktadır. Çünkü bu eserler maddi anlamdan daha çok manevi değer taşımaktadır.