Süreç iyi okunmalı
Cuma günü akşamı saat 22 sularından itibaren, ancak başarıya ulaşması halinde ciddi boyutta sonuçlar çıkacak dünyada örneği görülmemiş şekilde emir komuta zinciri dışındaki çok sığ bir askeri ihanet çemberi tarafından, tecavüzüne uğrayan ülkemiz, hiçbir siyasi görüş farkı gözetmeksizin tüm halkın demokrasiye sahip çıkarak ortaya koyduğu kalkışmayla, adeta sırat köprüsünden geçti. İnsan için en önemli olan varlığın sağlık olduğu gibi, ülkeler içinde halkın iradesini yüksek oranda ve özgürce yansıtan demokratik sistemin tesisinin sağlanmasıdır. En hafif ifadeyle ülkemiz demokratik düzenine yapılan bu alçakça saldırıdan, başta ülke siyasetçilerimizin ve tüm halkımızın gelecek adına gereken dersleri çıkarması, hepimizin ortak temennisidir.
Ülkelerin tamamı, yaşadığı ekonomik, siyasi, kültürel, demokratik, hukuki ve toplumsal sorunları çözmek için, uzun zamandan beri büyük bir uğraş göstermektedirler. Söz konusu sorunların çözümüne yönelik yapılan çalışmalar incelendiğinde ise, bir arpa boyu yol alınmadığı sonucuyla karşılaşıyoruz. Gelişmiş, gelişmekte ve geri kalmış ülkeler için tek gerçek, hepsi için yakın geçmişe göre sorunlarının arttığıdır. Konuya ekonomi penceresi ağırlıklı bakıldığında, sorunların sadece üretim, tüketim, finansal araçlarla ilgili olmayıp ekonomi, siyaset ve küresel çıkarların kesişerek girift bir hale geldiği, çok değişkenli ve etkileme gücü oldukça yüksek bağımsız faktörlerin mercek altına alınarak, ancak eş-anlı çözümlerle başarıya ulaşılacağı anlaşılmaktadır. Bundan daha önemli ve üzerinde durulması gereken ilk nokta ise, nasıl ki doktorun hastayı tedavi edebilmesi için öncelikle doğru teşhis yapması gerekiyorsa, ülkeler öncelikle kendi iç yapıları başta olmak tüm gelişmeleri her açıdan gerçekçi ve objektif bir şekilde inceleyip artı ve eksilerini ortaya koymalıdır ki, uygulamaya konulan politikalar hem doğru olsun hem de ülkelerin fiziki ve emek kaynakları boşa harcanmasın. Her ülkenin anlaması gereken, kendi ekonomik ve toplumsal envanterini doğru bir şekilde çıkarması ve bunun günümüzde sorunlarının çözüleceği anlamına gelmeyeceğini bilmesi gerektiğidir. Ülkelerin aşması gereken ikinci nokta ise, dünya coğrafyası üzerinde gelişen başta her türlü iktisadi gelişme olmak üzere, politik, toplumsal ve ABD, İngiltere, Almanya, Rusya gibi ülkelerin Orta Doğu coğrafyasındaki çıkarlarını sağlamak adına uluslararası boyut kazandırılan ve artık ciddi bir değişken haline terör gibi faktörlerin etkilerinin ve boyutlarının ne gibi sonuçlar doğuracağı önceden analiz edilerek, tüm olasılıkları kapsayan bir master plan şeklinde ortaya konmalı ve toplumun tamamının da desteği alınmalıdır. Ülkelerin birbirlerinden kolayca olumlu veya olumsuz etkilenmeleri, dünyanın bilmem neresindeki bir firmanın ürettiği fiyat ve rekabet gücü yüksek bir malın, çok uzak coğrafyalardaki ülkelerde benzer mal üreten firmaların, örneğin iflas etmelerine yol açmasının nedeni, geri dönüşü olmayan bir sürece girilen küreselleşme gerçeğiyle tüm dünyanın yüzleşmesi dolayısıyla herkesin herkesle rakip olabilmesindendir. Ekonomik küreselleşme, günümüzde siyasi, toplumsal, hukuki ve kültürel gibi her alanda görülmekte, sonra ise etkileşimler sebep sonuç ilişkileri yer değiştirecek şekilde birbirini tetiklemektedir.
Günümüzde her ülke bundan sonra uygulamaya koymayı düşündükleri tüm politikaları, yukarıda anlatılan genel gerçekliği kabul ederek inşa etmek zorundadırlar. Aksi takdirde sorunların çözümünde başarıya ulaşmaları mümkün değildir. Formül doğru kurulmalı ki, işlemler sırasında hata yapılmadığında sonuç doğru çıksın. Ancak formül yanlış olursa, yani deve kuşunun başını kuma gömdüğü gibi küresel alemdeki ekonomik, siyasi ve toplumsal gelişmelere kulak tıkanarak göz ardı edilirse, işlemlerin doğru yapılmasına rağmen istenen sonuçlara ulaşılmasının imkansız olduğu gibi, ülkelerin salt kendi çıkarlarına uygun politikalar üretmesi sorunlarının çözüme kavuşmasını sağlamayacaktır. Gelecek şüphesiz, genel küresel haritayı doğru okuyarak anlayıp, kendi sosyo-kültürel durumuna uygun şekilde dönüştürerek uygulamayı başaran ülkelerindir. Bu realiteyi hesaba katmadan yapılacak her türlü girişimden elde edilen iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel sonuçlar, beklenen düzeyin altında kalmaya mahkûmdur. Bunun için demokrasi sınavında ilerleme kaydeden, yapısal reformlarla ekonomik sorunlarını çözmek için uğraşan ve küresel piyasalara entegre olmasını sağlayan ülkeler, dünya politikalarını belirlemede önemli roller üstleneceklerdir. Bunlardan biri neden Türkiye olmasın?, yeter ki ülke olarak birliğimiz bozulmasın ve öncelikle de çok çalışalım.
Soru: Enflasyonun artacağı beklentisi, para talebini artırır mı? Neden?
Sözün Gözü: Karakter sebep, söz sonuçtur.