Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Son ocak

Son ocak

Akif’in “Kahraman Ordumuza” ithaf ederek başladığı ve Türk milletinin sahipliğine verdiği milli marşın öylesine ve sıradan bir metin olmadığı muhakkak… Net ve keskin bir emir “Korkma!” ile başlayan bu kararlılık ve mutabakat metni, esaret altına alınamamış bu milletin durduğu yeri belirliyor. İstiklal uğruna yazılan destansı mücadelenin “İstiklal Marşı” başlığıyla cesamete kavuşmuş şekli ancak böyle bir metin olurdu, öyle de oldu.

“Türk” olarak isim almış bu millet yazgısı gereği istiklali için hep savaşmak hep kavgaya girmek durumunda kalmıştır. Anadolu’nun Türk yurdu olmasına kadar yürüyüşüne devam eden millet, ruhunu inancından ve İslam’dan alarak bu topraklarda “Türk milleti” olarak bedene kavuştu. Irki bir kıyaslamaya ve üstünlük yarıştırmaya, ispat ve ihtiyaç duymadan, Türklük denildiğinde akla ve dile gelen, söze ve yazıya dökülen yekûnun inanç ve metafizik derinlikle terkip olunduğunu söylüyor olmam haybeye gelinen bir netice değildir.

Şanlı tarih edebiyatı yapayım derdinde hiç değilim, hoş şanlı tarih yazılacaksa pekâlâ bu tarihi geçmişte bolca misal bulunabilir. Diğer yandan tarih dediğimiz zaman aralığı ve orada yaşananlar milletlerin seciyesini, huyunu suyunu, öfkesini sevincini, geleneğini göreneğini temellendirir ve şekillendirir. Hâl böyle olunca dünden bugüne ve yarına giden bu yolda “son ocak” olma vasfı ve mesuliyetini unutmamak icap ediyor.

Kimileri kabul etmese kimisi hayal ürünü komplo dese de bu topraklar üzerinde emeli ve gelecek hayali olanlar azımsanmayacak kadar çok. Müslüman ve Türk oluşumuz ve Anadolu’da bulunuşumuz birilerini dün olduğu gibi bugün de rahatsız ediyor. Güdülebilir, ötelenebilir, üzerinde pazarlık edilebilir bir Türkiye, onlar için ideal olanı. Zayıf ve güçsüz bir devlet diz üstüne daha erken çöker… Dün üzerimizde türlü desise ve tertipler kuran zihniyet maske değiştirmiş olsa da hamleler yapmaya devam ediyor.

İsmi, rejimi, yönetim şekli değişmiş olsa da Anadolu Türk Milleti ifadesiyle bir devlet tesmiye etsem hatır kırmış olmam sanırım. Bin bir zorluk ve meşakkat, envaiçeşit badire ve felaket, türlü ihanetler ve dahası derken burada var olmaya devam ediyoruz. Bugün yıl dönümünü yaşadığımız 15 Temmuz kalkışma ve darbe girişimi, milletin, ümmetin, devletin nasıl da uçurumun kenarından döndüğünün ispatı. Bazısı tahfif ediyor bu vakıayı lakin gün gibi gerçekti ve üstü örtülemez bir ihanetti.

Arkasına “ama” ile başlayan cümleler kurmadan ülkenin her bir ferdi bu ihanetin kendisine de yapıldığını idrak etmeli ve bu durum bilinç düzeyinde kalmalı. Sana, bana, gencime, yaşlıma yapıldı bu iş. Pozisyonunu buna göre almaya çalışan kim varsa sana karşı da bir hareketti. Başarılı olsaydı sen de çıkarılmış olacaktın gözden.

Millet ayağa kalkmış ve bir karar göstermiş ise “son ocak” sönmesin diyedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi