İsmail Yaşa
İsmail Yaşa Şeyh Cerrah’ı kurtarın!

Şeyh Cerrah’ı kurtarın!

İsrail’in Filistin topraklarını işgali sürecinde Siyonist çetelerin katliamından kaçan binlerce aile evlerini ve topraklarını terk ederek başla yerlere göç etmek zorunda kaldı.

Kimileri Filistin dışına gitti, kimileri de Filistin sınırları dâhilinde daha güvenli gördükleri bölgelere yerleşti.

O ailelerden bazıları Kudüs’e göç etmişti.

Ürdün hükümetinin girişimiyle Şeyh Cerrah Mahallesi’ne 28 aile için evler inşa edildi.

Anlaşmaya göre aileler üç yıl kira ödeyecekler ve daha sonra evlerin mülkiyetleri kendilerinin olacaktı.

Kudüs’ün 1967’de işgalinin ardından harekete geçen Yahudi dernekleri, kayıtlarda oynama yaparak o evlerin bulunduğu arazinin mülkiyetini Yahudi yerleşimcilerin üzerine naklettirdi.

Sonra da ailelere evleri boşaltmaları için baskı yapmaya başladı.

O günden bu yana devam eden mücadele İsrail mahkemesinin Eylül 2020’de verdiği kararla yeni bir sürece girdi.

Mahkeme, Filistinli dört ailenin Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki evlerini boşaltmalarına ve evlerin mülkiyetinin Yahudi yerleşimcilere ait olduğuna hükmetmişti.

Bu ilk karardan yaklaşık bir ay sonra üç ailenin daha mahalledeki evlerini boşaltmalarına karar verildi.

Aileler kararı temyiz için İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvurdu.

Mahkeme temyiz başvurusunu reddederek Şubat 2021’de ilk dört aileye 2 Mayıs 2021’e ve diğer üç aileye de 1 Ağustos 2021’e kadar evleri boşaltmaları için süre verdi.

Filistinli İskafi, el-Kurd, el-Cauni ve el-Kasım ailelerine verilen süre geçtiğimiz Pazar günü doldu.

Fakat İsrail Yüksek Mahkemesi, ailelere evlerini boşaltmaları ya da Yahudi yerleşimcilerle anlaşmaları için Perşembe gününe kadar ek süre verdi.

Kudüs’ün demografisini değiştirmek ve kentteki Filistinli nüfusunu azaltmak isteyen işgalciler, Filistinlileri göçe zorlamak için çok çeşitli yollara başvuruyorlar.

O yollardan biri de sahte tapu kayıtları ve mahkemeler aracılığıyla Filistinlilere ait arazilere, evlere ve iş yerlerine el koymak.

İsrail mahkemeleri de bu oyunda üzerine düşen rolü layıkıyla oynuyor.

Bu arada belki şöyle bir soru akla gelebilir:

“Evlerine el konulmak istenen Filistinli aileler tarafsız karar veremeyeceğini bildikleri halde niçin İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvuruyorlar?”

Cevabı gayet basit…

Çünkü yapabilecekleri pek fazla bir şey yok ve haklarını korumak için her yolu deniyorlar.

Günlerdir gösteri yaparak seslerini dünyaya duyurmaya çalışıyorlar ve “Enkızû eş-Şeyh Cerrâh” (Şeyh Cerrah’ı kurtarın) diye bağırıyorlar.

Ne yazık ki seslerini duyan yok.

Uluslararası toplum Kudüs’teki ihlaller karşısında üç maymunu oynuyor.

Filistinlilerin haklarının Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde gasp edilmesini görmezden geliyor.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi diktatör Arap rejimleri sessiz kalmanın ötesinde Kudüs’ün Yahudileştirilmesi için işgalcilerle işbirliği yapıyor.

Tepkilerin yetersizliğinden cesaret alan Yahudi yerleşimciler de tüm dünyanın gözü önünde Filistinlilerin evlerini ve eşyalarını yağmalıyorlar.

Sosyal medyaya yansıdığı gibi, gasp ettikleri evlerin gerçek sahiplerine büyük bir yüzsüzlükle “Evinize dönmeniz imkânsız, çünkü biz çıksak bile bir başka yerleşimci aile gelip oturacak” diyor, hırsızlıklarını itiraf ediyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Yaşa Arşivi