ŞEHRİN REKABETİ FUTBOLDAN BESLENİR
Marka şehir kavramı herkesin dilinde ama bu kavramın içini doldurmak için neler yapıldığına bakmak lazım. Daha önce de bahsetmiştim bir şehir yol, üst geçit yapmakla markalaşmaz o şehre değer katarak şehrin içindeki ve dışındaki insanlara bir ziyaret nedeni sunarak markalaşır. Markalaşma çok daha geniş çaplı bir çerçeveden bakarak oluşur. Önemli olan söylediklerinizin ve yaptıklarınızın dışarıdan gelecek olan insanların ne kadar umurunda olduğu. Açıkçası gideceğim bir şehrin üst geçitlerinin fazla olması benim çok da umurumda olmaz. Bulunduğunuz şehirden başka bir yere giderken gittiğiniz bölgenin size sunacaklarını incelersiniz. Yemekleri, gezilecek yerleri diye bu liste sıralanır. Bir şehrin göz önünde olan ve şehri dışarıya tanıtan en önemli ürünlerinden biri de o şehrin futbol takımıdır. Eğer markalaşabilmiş bir futbol takımına sahipseniz şehrinize gelecek kişi sayısı direk olarak artar, gelen insan profili değişir, şehrinizin ticaret hacmi büyür ve insanlara bu şehre gelmeleri için bir neden sunabilirsiniz. Spor rekabetin en çok hissedildiği ve rekabet kelimesinin anlam bulduğu yer olarak hepimizin zihnine kazındı. Peki, bir şehrin spor kulüpleri o şehrin rekabet avantajı neden olmuyor. Şehir rekabeti de futboldan beslenebilir. Markalaşabilmiş bir futbol takımı şehrinizin marka sürecine direkt olarak hizmet eder.
Konya için de en önemli avantajlardan birisi Konyaspor. Her şeyden önce şunu anlamalıyız ki futbol kavramı sahada yirmi iki kişinin bir topun peşinden koştuğu bir oyundan ibaret değil. Onu daha ciddiye alarak rekabet avantajına çevirmeliyiz. Sadece bir oyun olarak görmekten vazgeçip bunun bir festival, karnaval olduğu gerçeğini görmeliyiz. Sizce neden İspanya’da Barcelona deyince direkt futbol ve Nou Camp’daki o karnaval akla geliyor. Konyaspor bir ürün ve bu ürünü parlatıp çıkarmak da yöneticilerin elinde. Şampiyonlukta esnafın adıyla şehrin her yerine bayrak astırmak geçici ve hiçbir katma değeri olmayan bir uygulama. Konyalı’daki Konyaspor sevgisini ve bağlılığını arttıracak neler yapılmalı onu düşünmek gerekiyor. Neden Konya halkı maç günlerinde formalarını giyip akın akın maça gitmek istemiyor? Neden Konyaspor ürünleri yok satmıyor? Bırakın dışarıdan gelenleri Konya halkı zaten takımını desteklemeye istekli değil. İsterseniz dünyanın en büyük stadyumunu yapın ama o tribünler boş olduktan sonra boşa para harcarsınız.
Konyaspor’a pazarlama yaklaşımıyla yaklaşıp ele almak gerekiyor. Maç günlerinde şehirde karnaval oluşturulmalı, insanlar maça gitmek için istekli olmalı, insanları evlerinden kaldırıp tribünlere taşıyabiliyor ve orada heyecanla takımlarını desteklemelerini sağlayabiliyorsanız o zaman takımını marka olmuştur. Taraftarım eğleniyor mu sorusunuz daima kendisine sormalı Konyaspor yöneticileri ve insanları tribüne çekebilecek iletişim nedenleri üretmeli. Mesela neden Kültür Parkta dev ekranda bir maç gösterimi yaşamıyor Konyalı. Taksim meydanındaki havayı orada da oluşturabilmek mümkün. Geçtiğimiz günlerde sadece bayan ve çocuk seyircilerin izleyebildiği Konyaspor – Beşiktaş maçının çıkışına rast geldiyseniz bayanların futbola aslında ne kadar ilgili olduğunu görmüşsünüzdür. Hepsi formalarını giymiş atkılarını takmış ve takımını desteklemeye gitmiş. Madem Konya’da bu kadar bağlı bayan taraftar var neden bugüne kadar bayanları tribüne çağıracak bir iletişim yapılmadı ki, hala da bir hareket söz konusu değil.
Türkiye’nin en büyük futbol organizasyonlarından Ziraat Türkiye Kupası final maçı Konya’da oynanıyor. Bakalım Konya bu özel güne pazarlama bakış açısıyla bakıp fırsata dönüştürebilecek mi yoksa sıradan bir oyun olarak bakıp şehre bir kazanç sağlamadan gelenleri otobüslerine bindirip uğurlayacak mı hep birlikte göreceğiz.