Gökhan Darılmaz
Gökhan Darılmaz Sağlıkla Kalın

Sağlıkla Kalın

Söz uçar yazı kalır demiş ya atalarımız. İstedik ki satırlara dökülen her söz bu vesile ile kalıcı olsun. Amacımız, insan hayatının en önemli unsuru olan, yaşamın devamını sağlayan sağlığımıza dair bilgileri sizlerle paylaşmak. Birde, çoğumuzun genelde ihmal ettiği, fakat küçük bir rahatsızlıkta dahi paniğe kapıldığı, bizlere sunulan en güzel nimetlerin başında gelen sağlıklı bir bedeni nasıl koruyabileceğimize dair bilgiler vermek. Bu niyetlerle başladık yazma işine.
Lakin biliriz ki her başlangıç zordur. Hele ki, doğru, kalıcı ve uygulamaya dönük paylaşımlarsa amaç, besmele çekip atılan ilk adım daha da meşakkatli olacaktır. Nasıl ki, ilk görünüş ilk intiba önemliyse ve kalıcıysa, ilk yazı da okuyucuların zihninde öyle algılanacaktır. Üstelik birde alanında uzman bir isimseniz, satırlarınıza gösterdiğiniz özen kat kat artacaktır.
Açıkçası ilkyazıma, bu sorumlulukların bilinciyle ve ağırlığıyla, nasıl ve ne yazsam telaşıyla başladım. Önce bir merhaba demek istedim okuyuculara, ardından cümlelerle gönlümü ve niyetimi açtım. İnşallah okuyuculara da bunu yansıtabiliriz.
Daha önce de belirttiğim gibi zordur başlangıçlar. Lakin bu zorluk yalnızca yazma işinde değil, hayatın her alanında böyledir. Çünkü bildiğinizi yaşamak varken, yeni başlangıçlara doğru adım atmak, herkesin harcı değildir.  Cesaret, özveri ve sabır gerektirir. Birde yola çıkan, niyeti ne olursa olsun hedefine varmak ister.
Gidilen yolu kutsal kılansa kuşkusuz niyettir. Samimi inancın niyeti belirlediği durumlarda ise, amaca ulaşmakta güzeldir, o yolda çaba sarf etmekte.
Hele ki gayeniz, yeryüzünün halifesi, yaratılmışların en şerefli mahlûkatı insanı sevmek, ona hizmet etmek, insan yararına çalışmaksa, tüm zorluklara rağmen uğraşınız manevi bir tat alır. Verdiklerinizle yüreğiniz ve bedeninizi güçlenirken, yaptıklarınızla da yeni hayatlar başlatmış olursunuz.
Kuşkusuz Anadolu’da, insan sevgisinin en güzel sunulduğu topraklara sahiptir. Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal başta olmak üzere, gönlü okyanuslar kadar zengin birçok isim,  bu coğrafyanın Dünya’ya armağanıdır. Onların bize öğretileriyle, kültürünü oluşturan milletimiz de her geleni dost, her kapı çalan misafir bilir.
Anadolu’nun kültür başkenti olarak ta tanınan ve, tarih öncesi çağların imzasını taşıyan medeniyetler beşiği Konya ise misafirlikte ve insan sevgisinde simge şehir olarak anılmıştır.
     Muhakkak ki, medeniyetler şehrinin  böyle anılmasında, tüm dünyanın sevgilisi Hz. Mevlana’nın payı büyüktür. Onun “Ne olursan ol yine gel ” sözünü duyan her yürek, tarih ve  medeniyet kokan bu şehre gelir.
Söz ustası Hz. Mevlana’nın mesajları aradan yüzyıllar geçse dahi hep diri kalmıştır. Bizlere aktardıkları Anadolu’nun hamuruna her dönem maya olur.
    Kula bakınca Rabbini gören Hz. Mevla’nın şehrinde yaşamaksa ayrı bir tattır. Bakmakla görmek arasındaki ince çizgiyi fark edenler, onun bu kente olan nazarını hala hissederler. Sahip olunan değerleri anlatmaksa gene bu şehrin insanına düşer. Bu bakımdan gören kadar gördüren göz olmakta önemlidir. Özellikle de, insanların içinde bulunduğu kente dahi yabancı olduğu bu zamanda, tüm koşturmacaya ara verip, ayrıntıları fark ettirmek önemlidir.
Paylaşımları yapabilmek içinde, kendi toprağının güzelliğini bilmek, insanına hizmet etmeyi sevmek gerekir. Bu nitelikleri sonuna kadar taşıdığına inandığım Lokman Bey yazmamı istediğinde, büyük bir onur duydum.
Sağlık alanında hizmet veren bir doktor ve yönetici olarak,  düşüncelerimi ve tecrübelerimi daha çok insana ulaştıracağımı bilmek, şahsımı oldukça mutlu etti. 
 Genelde ilk yazılar,  yazarların kendinden bahsettiği kısımlardan oluşur ama ben buna gerek görmüyorum. Kendimle ilgili yalnızca şu kadarını söyleyeyim Konya’mıza layığıyla hizmet vermeye çalışan Beyhekim Devlet Hastanesi’nin yöneticisiyim ve kendini 20 yıldır insana hizmete adayan sağlık neferlerinden birisiyim. Okumayı  insan olmanın gereği olarak nitelendiriyorum. İnanıyorum ki toplumlar, bilinçli nesillerin ellerinden yükselecek.

Konya’nın Asırlardır Yaşayan Doktoru
Lokman Hekim’den günümüze insanoğlu ölümsüzlüğün sırrını aramıştır hep. Asırlara sığmayan bir özlemle, ölmemeyi dilemiş, bunu başaramazsa adının yaşatmak arzusu taşımıştır. Bugün Mısır’daki piramitlerden, Babil’in Asma Bahçelerine kadar, tarihe tanıklık eden, bir çok yapı, dönemin hükümdarının adını taşıtma çabasının ürünüdür.
İslam inancını kabul eden toplumlardaysa, hatırlanmak insana faydalı olmak şeklinde algılanmıştır. Okumanın ve öğrenmenin önemi ayet ve hadislerle de sabit olduğundan, insanlığa hizmet etmeye kendini adayan binlerce Müslüman âlim çıkmıştır.
Yeri geldikçe iler ki yazılarımda bu kutlu şahsiyetlere değinmek istiyorum. Şimdi bahsedeceğim isimse, Beyhekim Devlet Hastanesi başta olmak üzere , Konya’da bir çok sağlık kuruluşuna adını veren oldukça önemli bir hekim.
Bizler onu kısaca Beyhekim olarak tanıksa ta , esas ismi Ekmelüddin Müeyyed el Nahcuvanı'dır.
Kendisi "Tabipler Sultanı" ve "Tabipler Maliki" olarak ta anılmaktadır.
Selçuklular döneminde yetişen hekimlerin en değerlisi, belki de birincisi Beyhekim' dir. Kendisi bir süre kayseri de bulunan Cevher Nesibe Tıp Sitesinde de başhekimlik yapmıştır.
Bu büyük hekimin doğum ve ölüm yılı bilinmemektedir. Lakin Hz. Mevlana' ya mürit ve doktorluk ile Sultan Veled’e doktorluk yaptığı kayıtlarda geçmektedir.
Bugün Konya’da Hz. Mevlana'nın doktoru olarak bilinen Beyhekim onu çeşitli hastalıklarında tedavi etmiş, ölümünde de yanında bulunmuştur.
Hatta bir defasında Sultan Rükneddin için tıryak-ı faruk isimli ikna hazırlarken, Hz. Mevlana' yı yanında gören Beyhekim, o'na macundan bir parmak almasını teklif ettiğinde Hz. Mevlana Beyhekim 'e şu nükte ile cevap vermiştir: "Ekmelüddin, bizim içimizi bir ejderha sokmuştur ki eğer bahr-î muhit  tiryak olsa ana ilaç etmek mümkün değildir."
Tabipler Sultanı, "Mektubat-ı Mevlana Celaleddin-i Rumi" de büyük bir saygı ile anılmıştır. Hz. Mevlana ona bir mektubunda " Hekimlerin büyüğü, hayat cevherinin en arınmışı, belaların ve zehirlerin panzehiri, akıl ağaçlarının meyvesi, hoyrat kişilerin meydana getirmek istedikleri kötülüklerin söküp atıcısı, marifet deryasının cevheri" şeklinde  bir ifade kullanmıştır.
Sultan Veled' in de Beyhekim' e için yazdığı övgü dolu bir mektubu vardır. Ayrıca Sultan Veled, kırk bir beyittik bir kaside ile Beyhekim' i övmektedir, üstelik bu kasidenin ilk harfleri okunduğunda Ekmelüddin Müeyyed El Nahcuvanı adının çıktığı dikkati çekmektedir.
Konya'ya  camii ve darüşşifa yaptırmış olan Beyhekim' in bugün şifahanesi mevcut değildir.
Fatih Sultan Mehmet Han adına Konya vakıflarını tespit eden bir heyet bugünkü mescidinin bulunduğu yeri şöyle kaydetmektedir: Vakf-ı Mescid-i Beyhekim
Şehrin en önemli tabiplerinden Beyhekim’in adı sağlık kompleksi olarak hizmet vermeye başlayan Selçuklu Bölgesindeki  ilk hastaneye de verilerek, bu kutlu şahsiyetin adının yaşatılması sağlanmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gökhan Darılmaz Arşivi