Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci ONU HATIRLA EY GÖNÜL

ONU HATIRLA EY GÖNÜL

O’nu ne kadar ansak az, O’nu ne kadar anlatsak az, O’nu ne kadar selamlasak az, bu kadar azlığın içinde şefaatini ummaktan başka ne yapsak az!

            Bize bizi hatırlat Ey Sevgili,

            Bizi bize hatırlat Ey Sevgili,

            Bir gül solup hazana erdiğinde, neden hüzünlendiğini hatırlat, gülü ne kadar sevdiğini ve niye gülü bu kadar sevdiğini anımsat Efendim…

            Bülbülün olabilme ihtimalimizin ne kadar kuvvetli olduğunu, gülüne hayran bir bahçıvan olabilme ihtimalimizin henüz elimizden kayıp gitmediğini, kokunla hoş bir sarhoşluk geçirmemizin de muhtemel olduğunu hatırlat Efendim…

            Bir çocuğu ağlarken görünce döktüğün gözyaşlarının kalbimize neden ve ne kadar işlemesi gerektiğini hatırlat, bir yetimin başını en son ne zaman okşadığımızı ve okşayamadığımızı hatırlat Efendim…

            Aşkımızı ve Aşkını hatırlat Efendim,

Çölde kalınca suya aşkımızı, tipide kalınca meltemine aşkımızı, iftar sofralarında Bilal’ın ezanına hasret aşkımızı hatırlat Efendim... Aşığınız diyebilme samimiyeti ve vefasını hatırlat…

            Komşuluğumuzu hatırlat Efendim,

Bir tas çorbanın Seni anarak bereketlendiğini, her lokmada Senin sıcaklığını hissetmemiz gerektiğini hatırlat…

            Sana nasıl iltica edeceğimizi hatırlat Efendim,

Huzurunda Ebu Hureyren gibi nasıl durabileceğimizi, dost ve yakınlarına gönderdiğimiz selam ve duanın aslında kendimize dönecek selam ve dualar olduğunu hatırlat Efendim…

            Sana ve sözüne ne kadar da ihtiyacımız var dünden çok bugün, bugünümüzü hatırlat bize ve yarınımızı, coğrafyanda can veren çocukların, dökülen masum kanlarının, bulamadığımız yitiklerin yüreklerine su serpmek için sözlerini hatırlat Efendim…

            Sohbetlerini hatırlat Efendim,

Seni konuştuğumuz, mevlidini, natını, siyerini okuduğumuz ve huzur bulduğumuz meclislerini hatırlat ve aramızdaymışsın gibi yaptığımız zamanlara sevinebileceğimizi hatırlat Efendim…

            Adını anınca kalbimizin sızlamasını ve sarsılmasını hatırlat,

            Adını anınca sızlamayan kalplere, yine Senin merhametinle nasıl da hoşgörüyle bakabileceğimizi ve nasıl Sana çağırabileceğimizi hatırlat Efendim…

            Edebi ve erkânı hatırlat Efendim,

            Huzurundaymış gibi huşu duyabilmeyi, Senin ve âlemlerin Rabbine kul olabilme maharetini, annemize “anne” gibi davranabilmeyi, yürekten gelerek “Seni Seviyorum” diyebilme cesaretimizi hatırlat Efendim…

            Elçilerini hatırlat ve elçilerimizi,

            Kime neyi nasıl söyleyeceğimizi, söylerken sözlerimizin seni nasıl anımsatabileceğini, elçilerini nasıl misafir edebileceğimizi ve elçilerimizin Senden başka yöne gidemeyeceğini hatırlat efendim…

            Dualarımızı hatırlat,

            Güneşine ve suyuna muhtaç toprak gibi, muhabbetine hasret gönüller gibi, doktorunu bekleyen hasta gibi, mürekkebini bekleyen hokka ve çivit gibi, kokunu bekleyen meltem gibi dualarımızı hatırlat efendim…

            Hatırlat bizi,

            Seni hatırlamak zorunda ve durumunda olanında bizim olduğunu, hatırlanmaya ihtiyacı olanın Sen değil hatırlamaya muhtacın bizim olduğunu hatırlat Efendim…

            Ümmetini beklediğini hatırlat, elim ve acı bir azap gününde affedebileceğini hatırlat, tut ellerimizden bizi bize hatırlat efendim…

            Anışımızdan ve hatırlayışımızdan bizi kabul et efendim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi