İbrahim Çolak
İbrahim Çolak Ömrünü kaçırmayasın güzel kardeşim

Ömrünü kaçırmayasın güzel kardeşim

Günlerin erkenden karardığı bir kış günü, Kızılay,  Sakarya’da bir dostumu bekliyorum. “Başı açık” bir kardeşim, yel yepelek, beni görmeden geçiyor yanımdan. Sesleniyorum, duymuyor. Dostumla buluşuyor, ayaküstü bir çay içiyor ve ayrılıyoruz. Dalgın dalgın, otobüs durağına yürürken, yarım saat önce yanımdan koşarak geçen kardeşimin, “Selamün aleyküm, İbrahim abi!” seslenişiyle duruyorum. Hoş beşten sonra, yeniden çay içmek için Mekân Kafeye yöneliyoruz. Az önce yanımdan geçerken seslendim duymadın, hayırdır, bir sıkıntı yok inşallah?” diyorum. Bir an duruyor, cevaplamak istemiyor gibi, sonra usulca, “Namaz vakti çıkıyordu abi…” diyor. Bu cümleyi o kadar sesiz ancak o kadar güzel söylemişti ki, kollarını sıvayarak, göstere göstere namaz kılmayı maharet sayanların yanında, bu cümle, damla damla içime akmıştı. Bu cümlede takılı kaldım uzun zaman. Duam kabul olur, olmaz, bunu bilmiyorum ancak o günden sonra günlerce o kardeşime dua ediyorum. Namaz vaktini ve ömrünü kaçırmayasın güzel kardeşim.
 
&&&&
 
En şen, en kaygusuz, en mutlu görünen insanın da melankoliye düştüğü yerler vardır. Bütün insanlar hüznün, acının, yoksunluğun içinden geçerler. Bir insanın, hüznünü, acısını, dert ve sıkıntısını paylaşmıyor… Dahası yaşadıklarına rağmen hayata ve insana tebessümle bakıyor olması, bu insanı “dertsiz” zannetmemize neden oluyor. Bir başkasının dertli veya dertsiz oluşundan daha çok hepimiz –bencillik değil- kendi derdimize yoğunlaşırsak, gıybetimiz az, sözümüz yerinde olur. Takılmak veya latife olsun diye söylense de “yaşamak sana güzel” cümlesinin doğru olmadığına inanıyorum. Bu vesileyle, sık sık, çok şansız olduğunu söyleyen insanlara rastlıyorum. Şansızlığa inanırsak doğal olarak şansa da inanmamız gerekir. Eğer ki gerçekten “şansa” veya “şansızlığa” inanıyorsak işimiz zor. İşimiz zor çünkü Müslüman şansa veya şansızlığa değil kadere inanır. Kader de, ya bizim seçtiğimiz yolun süreği ya da Rabbimizin bizim için takdir ettiğidir.
 
&&&
 
“Büyük insanların kaderleri ne kibirle ne de hırsla yazılmıştır; onlar mutsuzluğa adanmıştır.
 
“”Zihinleri veya güçleriyle zafere ulaşmış kişilere kahraman demiyorum. Yalnızca kalpleri yüce olanları kahraman olarak nitelendiriyorum.”
 
“”İyilikten başka bir üstünlük göstergesi tanımıyorum.” “ Karakterin büyük olmadığı yerde büyük bir insan yoktur, büyük bir sanatçı bile yoktur, büyük bir eylem adamı yoktur; yalnızca kalabalıkların ucuz ve kısa alkışlarını toplayan, toprağından çıkarılmış putlar vardır: Zaman hepsini yok edecektir. Başarının önemi yoktur. Söz konusu büyük olmaktır, büyük görünmek değil.”
Beethoven & Romaın Rolland
 
&&&
 
Sevdiğimiz almak, sevdiğimize sahip olmak için her yolu deniyor, sevmediğimizi de ha nerdeyse yok etmek istiyoruz. Ruhumuzda fırtınalar, ihtiraslar kaynaşıyor. Buna rağmen bazen, yaptıklarından mesul olmayan çocuklar kadar masumuz. Görünüşümüz nazik ve sevimli fakat içyüzümüz yanımızdakilere endişe veriyor. İçimizde bir yanardağ taşıyor gibiyiz.
 
&&&
 
İçimiz buz kesmişken taze güller görmek de insanın içini acıtabilir.
 
&&&
 
Gölgesi hafif insanlardan olasın demişti, gölgesi hafif, karşısındaki insana ağırlık vermemektir.
 
&&&
 
Senin yanında kalbim hiç bilmediğim bir heyecanla çarpar, zihnim yalnız seninle meşgul olurdu. Kalbim çatlayacak kadar seninle dolar, bu heyecandan başka hislere yer kalmazdı. Bazen damarlarımdaki kanın yanarak aktığını hissederdim. Tatlı, uyuşturucu ve hatta hummalı bir heyecanla dolu olurdum. Bazen kaçardım senden. Kaçtıkça daha da çok düşünür olurdum. Sevgimizi göstermemek… Belki insanın elindedir… Fakat onu öldürmek imkânsızdır. Bir Arap darbımeseli şöyle söyler: “Şafaktan önce buluşanlar, şafak sökünceye kadar ayrılamazlar.” Bizim için henüz o şafak sökmedi… Şimdilik sökmesini de istemiyorum.
 
Kalbimiz inceldikçe güzelleşir iki gözüm, incelirken çektiğimiz sıkıntılarda feveran etmeyelim.
 
Allah esirgeyen ve bağışlayandır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İbrahim Çolak Arşivi