Neye Hizmet, Kime Hizmet?
Bundan yıllar önce Cemaat’i sevmezdim. Hep şunu düşünürdüm. “Allah’ım, Erbakan Müslümanlar için ciddi bir mücadele veriyor, Hoca efendi’de öyleyim diyor, o zaman bu iki cenahı yan yana getirmeyen güç ne?”
Yıllar sonra Ak Parti kurulup bu saflarda yer alınca, kızgınlık duygusunun yerini kardeşlik söylemleri aldı.
Yine muhakeme ettim ki, bu muhakeme sonucunda Müslüman olduğunu söyleyen ve bu uğurda hizmet eden bir guruba kin gütme ve onları sevmeme hakkım olmadığını düşündüm.
Muhtemelen Sayın Başbakan’da böyle düşündü.
Artık Cemaat’i sevebiliyordum.
Zira sanırım Sayın Başbakan’da sevebiliyordu.
Bunu nereden anlıyorum?
Milyonlarca liralık Türkçe Olimpiyatları organizasyonunun parasını TİKA bütçesinden karşılansın talimatı vermesinden anlıyordum.
Cemaat’in açmış olduğu ve açmayı düşündüğü okuma salonları için 513 Milyon lira destek sağladığı için böyle düşünüyordum.
Devletin her kademesinde ki kadrolara cemaat mensubu isimleri gözü kapalı atayıp, bu isimlere alan açmasından böyle düşünüyordum.
Cemaat okullarının olduğu ülkelerde ki büyükelçilere “her türlü yardımı yapın” talimatı bana böyle düşündürüyordu.
Kısacası Ak Parti her anlamda Cemaat için imkânlarını seferber ediyor ve hiç düşünmeden desteği esirgemiyordu.
Ancak günler ilerledikçe ilginç şeyler olmaya başladı.
Cemaat kadroları Ak Parti kadrolarını boğmaya başladı.
Herhangi bir kuruma atadığınız cemaat tandanslı yöneticiler, kurumlarda kıyım yapıyor, her noktaya cemaat mensubu kişilerin atanması için her numarayı yapmaktan geri durmuyorlardı.
Kısacası Fatih’in Candarlı ailesiyle yaşadıklarını yaşamaya başlamıştık.
İşin sonra nereye gittiğini herkes gördü. Saray darbesi de yapmak istendi, Gezi kalkışması da. Üzülerek gördük ki cemaat bu organizasyonlara destek vermekten hiç geri durmadı, Hatta Ergenekon’cuları aratmayacak operasyonlar yapıldı.
Açık ve net Başbakan alaşağı edilmek istendi.
Bugün tüm sevme çabalarımı yine sorguluyorum.
Müslüman bir Cemaat’in ve önderinin, Ecevit’te gösterdiği muhabbeti Müslümanların nefes almasını sağlamış bir Başbakan’dan esirgeten nasıl bir ulvi düşünceydi acaba?
Papa için ağlayan ve önünde saygıyla eğilen bir cemaat önderine, Erdoğan’ı linç edin mesajları verdiren kuvvet neydi ?
İsrail’i övdüren, Mavi Marmara’yı yeren, her dine kucak açıp sevgi gösterirken, her alanda önünü açan bir lidere gösterdiği bu kin nedendi ?
Gözleriniz kör mü oldu?
Aklınız mı tutuldu?
Ne oldu size?
Ülkeyi batmaktan kurtaran, Müslümanca yaşamanın önünü açan ve sizi her kadroda değerlendiren bu adama duyduğunuz kinin adı ne?
Gezi olaylarında sımsıkı arkasında durmanız gerekirken, ilk taşı atanın siz olmanıza neden olan öfkenin sebebi ne?
Aynı secdeye baş koymuyor muyduk biz? Aynı değimliydi bizim kıblemiz? Yoksa yazarınız “Peygamber’in bile kıblesi şaşmıştı” derken ve suçlarken bir yansıtma mı yapıyordu?
Kıbleniz mi şaştı eski dostlar? Nereye varacaksınız?
Diyelim ki yıkılmadı Başbakan, ne olacak sonra?
Kuyruk acısı evlat acısına dönmeden; Ecevit’e, Papa’ya gösterdiğiniz muhabbetten birazda Başbakan’a gösterin, bitsin bu iş.
Müslüman’ı üzüp, kâfiri sevindirerek mi hizmet edeceksiniz? Öyleyse neye hizmet, kime hizmet bu? Söyleyin de hepimiz tövbe edelim…