Prof. Dr. Erdal Arslan
Prof. Dr. Erdal Arslan NELER OLUYOR???

NELER OLUYOR???

Dünyada, çok karmaşık gibi gözüken aslında çok kolay anlaşılan, bir süreç yaşanıyor. Her ülke, kendi çıkarları için bir araya geliyor ve ortak strateji ve plânlamalar yapıyorlar. Bu bağlamda, her gün denklemlerin yeniden kurulduğu bir süreci yaşıyoruz.

Önceki gün, ülkemiz için çok önemli bir adım atıldı. Akkuyu Nükleer Santrali inşaatına başlandı. Bununla birlikte; Mavi Akım, Türk Akımı, S-400 Hava Savunma Sistemi ve Astana Süreci gibi aşamalar ile Rusya ile olan ilişkilerimizi güçlendirdiğimiz bir süreci yaşıyoruz. Tam bu dönemde, Rusya ise; ABD ve AB ile önemli krizler yaşıyor, diplomatları sınırdışı ediliyor ve ekonomik ambargolar ile zor durumda bırakılıyor.

Aynı şeklide, İran Cumhurbaşkanı dün ülkemizde idi. Onlarla olan doğalgaz antlaşmalarımız, ABD ve AB ambargosunun en sıkı olduğu dönemlerde yaptığımız ticaret ve Astana Sürecindeki birliktelik, her ne kadar Suriye politikalarında farklı düşüncelerde olsak da, bizleri bir ortak noktada buluşturuyor. Gelecek planlarında, ortak hedeflerde buluşma imkânı doğuruyor.

Bu arada Trump ise; yine, dün önce Sudi Arabistan Kralı Salman ve Katar Emiri Şeyh Tamim’i arıyor ve ardından da İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşerek İran’a karşı ortak tavır alınması gerektiğini söylüyor. İsrailin varlığını güçlendirmek için elinden geleni yapacağını yineliyor.

Yine Trump, "Suriye'den Çekileceğiz" derken; ABD Merkez Komutanlığı'ndan General Joe Votel ve ABD'nin DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ise DEAŞ’a karşı mücadelenin henüz bitmediğini vurgulayarak, Trump'ın görevden aldığı eski dışişleri bakanı Rex Tillerson’un bölgedeki politikalarının devam etmesi gerektiği mesajını veriyorlar.

Bana göre; bu danışıklı döğüş sonrasında Trump, bölgede kalmaları için Sudi Arabistan’ın maliyetleri karşılaması gerektiğini ifade ederek, oradaki faturayı da parası çok ama fikriyatı olmayan Sudi Kralına yıkmayı plânlıyor. Çünkü, aynı Trump; Suudların ABD deki trilyon dolarlarına el koymasına karşılık hiçbir tepki göstermeyen Suudlara bir ziyaret düzenlemiş ve bu ziyaretinde 400 milyar dolarlık askeri mühimmat satmış ve 100 milyar dolarlık bir nakit almıştı.  Baktı ki, bu Suud yönetimi tam kendilerine göre, o zaman sömür sömürebildiğin kadar diyor. İnşallah, bunu, Suud halkı görür ve uyanır. İki haftadır ABD’de olan Veliaht Prens Salman ise; ne sözler verdi? Ne taahhütlerde bulundu? orasını da yakında göreceğiz.

Geçtiğimiz mart ayında ABD Başkanı Donald Trump’ın ithal çeliğe yüzde 25 ve alüminyuma ise yüzde 10 gümrük tarifesi uygulayacağını açıklamasından sonra Pekin hükümeti, ABD'den ithal edilen yaklaşık 3 milyar dolar tutarındaki 128 ürüne yüzde 15 ila yüzde 25 vergi uygulanacağını bildirmişti.

Buna karşılık, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün yeni bir açıklama ile yüzde 25 ek gümrük vergisi getirmeyi planladığı Çin menşeli yeni ürünlerin listesini yayınlaması, Çin hükümeti nezdinde anında karşılık buldu ve Çin, ABD'den ithal edilen ürünlere yeni ek tarifeler uygulayacağını açıkladı.

Tüm bu gelişmeler NATO'nun kuruluşunun 69. yıldönümü olan dün gerçekleşti. Günümüzde 29 üyeye ulaşan ve 1 trilyon doları bulan toplam savunma harcamalarına rağmen NATO, asli görevini yitirmiş olması ve yeni hedeflerini doğru belirleyememesi gibi nedenlerle, ömrünü tamlamış gibi görünmektedir. Çünkü, NATO; uyguladığı yanlış ve yanlı politikalar ile kendi hava savunma programında en önemli konuma sahip ülkemizi, NATO’nun halâ tehdit olarak gördüğü Rusya ile sıkı bir iş birliğine gitmeye zorlamıştır. 

Tüm bu gelişmelere AB ülkelerini ve oynadıkları rolleri dâhil etmedim ki yazı daha fazla uzamasın. Ama, onlarında yaptıkları şey çok farklı değil, kendi ülke çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar.

Bizim de, günümüzde tam olarak yapmamız gereken şey bu fakat tek farkla; biz, maddi menfaatin dışında inancımız esasına dayalı bir anlayış içerisinde tüm bu işleri yapmalı, yeni hedefler ve ortaklıklar oluşmasına zemin hazırlamalıyız. Çünkü, Rabbimiz yüce Kuran’da; “Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden her kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (Mâide: 51) buyurmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Erdal Arslan Arşivi