Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Ne Kuşmuş Arkadaş

Ne Kuşmuş Arkadaş

Mavi bir kuş girdi sanal hayatımıza yaklaşık sekiz yıl önce. Sanal hayatımız ne zaman başladı bilemiyorum, sanal bir hayat var mı bilmek istemediğimdendir. Ülkemizde yaygın hale gelmesi de pek uzun bir zaman değil, şunun şurasında üç beş yıl. Lakin nasıl oldu da özgürlüğün tek simgesi, temsilcisi, maskotu oldu?

Malum, bahsettiğimiz kuş hani şu 140 yüz kırk karakteri “boşluklar dâhil” geçince cıvıldamayı kesen hafif ukala, biraz bitirim, sesi cisminden çok çıkan twit kuşu. “ne kuşmuş arkadaş!” dedirten son Truva atının son askerlerinden biri. Özgürlüğü, Birleşik Devletlerin sıradan bir şirketinin simgesi üzerinden Türkiye’de pazarlamak, özgürlüğün onlar için başka bir şey olduğunu yeniden yinelemiş oldu.

Bahsi geçen şirket bizzat Amerika’da kuruldu. Atılan her mesajın şirkete para kazandırdığı biliniyor. Normal şartlarda para kazanma üzerine kurulmuş tüm diğer şirketler gibi rakip olarak görülmesi gerekirken tüm para babaları kuşa arka çıktı. Amerikalı bir hayat tarzının, hızlı davranıp bir an önce netice almayı hedeflemiş kapitalist zihniyetin en güzel örneklerinden biri…

Bunları biliyoruz, şahsım da dâhil bir twitter hesabı olan Müslümanlar sayısı az değil. Teknolojinin hayatımıza cismen girmiş bu hallerine burada cevaz vermeye ya da haram etmeye kalkacak değilim. Lakin Müslümanların bile özgürlükten bahsederken bu kuşcağızı örnek vermeleri, kapatılan her gün için neredeyse yas tutmaları,  dünya düzeni açısından ne büyük kazançtır.

Neden mi böyle dedim, bizzat şahit olduğum konuşmayı anlatayım; konuşmaya ortak olanlar öğretmen, sabah ilk ders öncesi, mekân öğretmenler odası. İlk ifade “duydunuz mu, kapatmışlar twitteri” cevap, “bunların 140 karaktere bile tahammülü yok!” bu cümleleri herhangi bir köşe yazarı da diyor, doğrudur. Odaya giren bir diğeri, konuşmadan habersiz “bak gördünüz mü, kapatmışlar, dediydim ben size!” Sözün sahibi başörtüsüyle derse giremediği için yıllarca peruk takmış, başını açmak durumunda kalmış şimdilerde başörtüsüyle derse giren bir kamu çalışanı.

İnancı gereği başını örten Müslüman bir hanım, sahiplerinin Yahudi olduğu bilinen yabancı bir şirketi hem de özgürlükler açısından savunur hale gelmiş. Yetmemiş, sabahı zor etmiş, daha selam vermeden haberi yetiştirmiş. Hesabınız var mı diye soracak oldum, telefonuna bakınca vazgeçtim.

Tüm çabası ufak ufak insanları tırtıklamak olan kapitalist kafalı bir kuşun geldiği noktada “kuş kafalı ama boş kafalı değil” dedirtecek cinsten. Müslümanlara dokunması gereken şey özgürlüğü bu kuşla savunuyor olmak değil de nedir? Onca özgürlüğümüz hala elimizde değilken.

Müslüman en azından konuştuğu dil olarak gayrimüslimlerden ayrılmak zorunda değil midir? Avrupalı, batılı ve Amerikan vatandaşı ağzıyla konuşmak ağır gelmeli değil mi bize? Paralel maralel demem de bilmem de ama tüm resmi usul ve aşamaları aşıp anayasa mahkemesini bile özgürlük adına cıvıldatan kuş sevinçten şakıyordur şimdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi