Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı Muharrem İnce’ye yapılan demokratik mi oldu şimdi?

Muharrem İnce’ye yapılan demokratik mi oldu şimdi?

Muharrem İnce, mahalle baskısı ile linç ediliyor. Yazık, seçime iki gün kala bunları yazmamak lazım da ama bunu yazıyoruz, adam iki gündür miting yapamıyor, feryat ediyor, operasyon yapılıyor, savcılar, gazeteciler bunu göremiyor musunuz? Diyor.

Sonunda dayanamadı adaylıktan çekildi.

Haksızlığa itiraz edebiliyorlar mı? Hani bağımsız gazetecilik?

Ah genç kardeşim ah kanıyorsun değil mi sosyal medya şovlarına?

Bunlar adalet bilir mi? Demokrasi bilir mi? Ortak karar alır mı? Helal lokma mücadelesi ile bunların işi olur mu?

Güzel sözlere kanma akıllı ol, o yüzün arkasındaki asıl kuklacıyı gör. Bunlar kuklacıya hizmet ediyor. Kuklacı Türkiye’yi seçimle çökertmek istiyor. Türkiye’yi talan edecekler, oyunu, planı çöz artık, seçime iki gün kaldı, bazı şeylerin dönüşü olmaz, Vatan bu… Unutma hiçbir değer karşılığında satılmaz…

Adaletli bir insan Muharrem İnce’ye bunu yapar mı? Vicdanlı bir insan böyle insan harcar mı?

Adam ne yaşadı bu günlerde bilmiyorum, bildiğim gerçek şu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce’ye sosyal medyada seçmenlere gösterdiği sevindirik yüzü ile yaklaştığını hiç sanmıyorum.

CHP’ye yakın bir medya kuruluşunda Muharrem İnce’nin ağır hasta olduğu iması ile şu başlıkla haber yapılıyor: “Muharrem İnce'nin durumu kritik: Dilaltı hap verildi, Ankara'ya yola çıktı”…

Nerede ise ölecek diyecek… Utanıyor diyemiyor.

Bu fondaş yandaş bunu derken, onun kardeşi yandaş fondaş ise “Muharrem İnce genel merkeze gidiyor, seçimden çekildiğini açıklayacak” başlığı ile haber yapıyor.

Diyelim dil hapı aldı, genel merkeze nasıl gidecek?

Tamam, genel merkeze gidiyor, öyle ise dil hapı ile ne işi olur?

İsrail askerlerine ait görüntüler Muharrem İnce’nin kaseti diye FETÖ hesapları tarafından servis ediliyor.

Soru çok basit;

FETÖ bugün kime çalışıyor? PKK kime çalışıyor?

Kazanamayacaklarını görünce mahalle karıştı, çıldırıyorlar, kimyaları bozuldu Muharrem İnce’yi inanın bir kaşık su da boğacaklardı… Önlerine kim çıkarsa bodoslama dalıyorlar.

Sevgi pıtırcıkları oldu bataklık sineği… Adamı göz göre göre harcadılar, böyle bir şey olabilir mi?

Bu trollerin kurulmasından, çalışmasından, yönetilmesinden Kemal Kılıçdaroğlu’nun haberinin olmamasının imkânı var mı?

Muharrem İnce âdete figan ediyor, “45 gündür sahte dekontlarla, sahte belgelerle, sahte videolarla iftira atan ve algı operasyonu yapan FETÖ'cülere karşı bu ülkenin gazetecileri neredesiniz? Savcıları neredesiniz? Bu aşağılık teröristlerin kumpaslarından medet umanlar, bunları yayanlar, bunlara inananlar; kumpas davaları döneminde yaşananları hatırlamıyor musunuz? Bu aşağılık teröristlerle ömrümün sonuna kadar mücadele edeceğim.” diyor.

“Ortada gerçek bir dekont yokken, gerçek bir kaset yokken, gerçek bir jeep yokken; bunları varmış gibi göstermek alçaklıktır, şerefsizliktir. Olmayan bir kaset ile ilgili “özel hayatın gizliliği" veya "ister gerçek olsun, ister sahte" değerlendirmesi yapmak kumpasçılara hizmet etmektir.” şeklinde açıklama yapıyor.

Kılıçdaroğlu, bugün montaj olduğunu kabul ettiği kasetlerle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a saldırırken bunlar ne diyordu? Ahlaksızlığa çanak tutmuyorlar mıydı?

Peki, Muharrem İnce’nin suçu ne? Yine aynısı oluyor.

Sayın İnce’ye “Son 45 günde yaşadığımı 45 yılda yaşamadım” dedirtecek kadar ağır ne yaşatıldı?

Nasıl bir baskı yaptılar? Neyle tehdit ettiler? Hangi montajlarla nasıl bir kumpasla şandaj yapıldı? Siyaseti bu kadar kirli hale getirenin bu millete nasıl bir faydası dokunabilir?

Muharrem Bey solcu değil mi? Atatürkçü değil mi? Laik değil mi? Kemalist değil mi? Ama acımadılar, çekilmek zorunda kaldı. Demokrasiymiş… FETÖ, PKK sana destek versin, kirli işlerin peşinde ol ve adına da demokrasi diyelim öyle mi? Bunu bu millet yer mi?

Başörtülü Saadetli Kızlar (aslında onlara CHP’liler, türbanlı, sıkma başlı gibi sıfatlarla seslenir) “Kemalimiz” diye yazılar yazıyorlar… Yazdıran kim?

Dışarıda da CHP’li ablalarımız, “Tayyip sizi çok şımarttı” diye bağıra bağıra başörtülü bayanlara saldırıyor, başörtülü kızlar “Kemalimiz” yazıyor… Bu nasıl kirli bir algıdır böyle?

HDP – PKK ile anlaştıklarını PKK yandaşları ilan ediyor, İYİ Partililer sanki böyle bir şey yokmuş gibi açıklamalar yapıyor. Bunlar nasıl oluyor? Nasıl bir oyundur böyle? Sadullah Ergin’i aday gösteriyorlar, olayın boyutunu kimse anlamasın istiyorlar… FETÖ bunlara destek veriyor, onlar bu yokmuş gibi sanacağımızı düşünüyorlar.

Din, ülke, vatan, millet… Siyasetin kirli oyunlarından, saplantısından daha değerli olan ne var ey CHP’liler, ey Saadetliler, ey İYİ Partililer?

Bu CHP’ye, Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veren bir insan aynaya ne yüzle bakacak? Şehitliğin önünden hangi yüzle geçecek?

Bu durumun karşısında susarsak biz de dilsiz şeytan olmaz mıyız?

Muharrem Beye baskı yapıldı, meydanlara çıkamaz oldu, miting düzenleyemez oldu, trol ordusu ile kara çaldılar, bir nevi aslında seçime müdahale etmiş oldular ve bir adayı devre dışı bıraktılar.

Muharrem İnce çekildi ya da çekilmedi ne fark eder? Bu baskıyla, bu kirli metotlarla, insanlara baskıyla yapılan siyasetle ne başarılabilir?

Kazanmak için her türlü ayak oyununu meşru görenlere bu ülkenin geleceği teslim edilebilir mi?

Bu millet bu gerçeği bilmez mi?

Ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklar, hiç şüpheniz olmasın, baskıyla, zulümle payidar olunmaz, seçim kazanılmaz.

Bu arada tabi şunu da yazmak istiyorum, sandığa sahip çıkın… Bakın karşınızda kazanmak için her şeyi meşru gören bir yapı var… Bu gerçeği ne olur es geçmeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi