Konya’daki Osmanlı yadigarı kaderine terk edildi!

Konya’da üç asırlık tarihi değeri olan Tercüman Mahallesi’nde yer alan ecdat yadigarı, Osmanlı eseri Çifte Çeşme kaderine terk edildi.

Konya’daki Osmanlı yadigarı kaderine terk edildi!

Siyaset Bilimci ve Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz Konya’nın üç asırlık tarihi çeşmelerinden olan Tercüman Mahallesi (Şems-i Tebrizi) Çifte çeşmesi hakkında gazetemize açıklamalar yaptı. Konya’da 143 tane tarihi öneme sahip kitabeli ve vasıflı çeşme bulunduğunu belirtti. Tarihi Tercüman mahallesi çeşmesinin ise yaptığı saha araştırması sonucunda suyu kesik, kör tapalı, duvar badanası ile boyanmış ve tanınmaz durumda olduğunu açıkladı.

Tokgöz 2017 yılından itibaren Konya’daki tarihi çeşmeler üzerine araştırmalar yaptığını belirtti. Kültürel miras ve ecdat yadigarı olan bu çeşmeler hakkında saha incelemeleri yaparak fotoğrafladığını vurguladı.

Türk İslam medeniyetinin şahikası olan çeşmeler üzerine yaptığı araştırma sonuçlarını mimari açıdan, sanat tarihi açısından, kitabesinin çözümlenmesi ve kullanılan malzeme yönünden araştırıyorum. Ulaştığım bulgu ve bilgileri sosyal medya üzerinden ve yerel medya üzerinden kamuoyu ile paylaştığını belirtti.
Tokgöz bu bağlamda şu açıklamaları yaptı: Konya şehir merkezinde bin tane tatlı su çeşmesi bulunmaktadır. Bunlardan 200 tanesinin Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet döneminden intikal eden tarihi nitelikte kitabeli ve vasıflı çeşmeler olduğunu vurguladı. KOSKİ tarafından 2010’lu yıllarda 143 tarihi çeşmenin restore edildiğini belirtti. Geçen zaman içerisinde restore edilmiş tarihi çeşmelerden âtıl duruma düşen, tahrip olan veya restore edilmeyi bekleyen bazı çeşmeler bulunmaktadır.

Konya’da beş asırdan bu yana nitelikli ve vasıfsız çeşmeler aracılığıyla özellikle Meram bölgesinden gelen Çayırbağı, Dutlu, Kırankaya, Beypınar, Mukbil, Şadiye ve Yeşil Efendi suyu gibi yedi ayrı kaynaktan su dağıtılmaktadır. Tamamen doğal, organik ve içimi tatlı olan sulardan şehre tatlı su verilmektedir. Konya şehri bu açıdan zengin bir alt yapıya sahiptir.
Bu zengin çeşme varlığı içerisinde en eski çeşme Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından 1519 yılında Dutlu su kaynağından getirilerek Şems mahallesinde yaptırılan çeşmedir. Konum olarak Şemsi Tebrizi parkının sonundaki karşı sokakta ve eski 19 Mayıs ilkokulu bahçe duvarına bitişik durumdadır.

Sosyolojik olarak her mahallenin camisi ve çeşmesi vardır. Çeşmeler kültürel ve tarihi miras unsuru mimari su yapılarıdır. Çeşmeler semtlere ismini vermiştir ya da onlarsız mahalle tarif edilemez. Konya’da Şirin Hanım, Vali Ferit Paşa çeşmesi, Araplar çeşmesi gibi çeşmeler bulunduğu mahallenin merkezi noktasıdır. Çeşme aynı zamanda her mahallenin sakinlerinin buluşma noktasıdır. Her yaş ve kuşaktan insanın su doldurduğu ve sohbet ettiği bir konumdadır.

Çeşme metafizik planda yeryüzünde İslami bir hassasiyet ve dini gayretle inşa edilen İslami bir eserdir. Çeşme vakıf olarak yapılır ve kişiye sevap getirecek bir sadaka-ı cariye olarak tanımlanır. Çeşme hayrat eseridir. Allah rızası için insanlara karşılıksız olarak sel sebil tahsis edilir. Çeşmeye uğrak verenlerden, kullananlardan ücret istenmez. Sadece yaptırana bir hayır duası beklenir.
Çeşme aynı zamanda ekonomi literatüründe artı değer denilen bireysel zenginliğin kamu/halk yararına kullanılmasıdır. Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında kimsenin aklına bunu kapitalist bir kazanç unsuru olarak gelire çevirmek ve insanlara para ile satmak gelmemiştir. Bu bağlamda tarihi kültürel miras unsuru olan çeşmeler hakkında farkındalık kültürünü artırmalıyız.
Belki ne olacak çeşme değil mi? deyip kıymetini bilmeden önünden geçip gideriz ama konuya vakıf olan kişilerin bakış açısı takdir edicidir: 1942’de konuk profesör olarak İstanbul’a gelen Alman mimar W. Schütte, İstanbul çeşmeleri için “Bayramlık elbiselerdeki pırlantalara benzeyen dört köşe kutular” benzetmesini yapmıştır. Ülkemizde çeşmelerin önemi ve mahalledeki merkezi niteliği 1970’lere kadar devam etmiştir. 1950’li yıllardan itibaren şehirlerde merkezi su şebekesine geçilmiş ve evlere çeşme bağlanmıştır. Dolayısıyla mahalle çeşmesi eski önemini yitirmiştir.

Bugüne geldiğimizde kültürel ve tarihi miras unsuru ve su medeniyetimizin sembolü olan çeşmeler kâh ayakta durmakta, kâh restore edilmekte kâh viran halde kör tapalı vaziyette karşımıza çıkmaktadır. Şadırvandan sebile, çoban çeşmesinden mahalle çeşmesine envai çeşit mimari zarafete sahip su kültürünü yaşatmak için kamu kurumları ve hayırsever kişiler tarafından olumlu adımlar atılmaktadır.

Konya’ da çeşmeler malzeme olarak yerli bir taş olan Sille taşı ve Gödene mermeri ve taşından yapılır. Gödene taşı özellikle antik dönemlerden itibaren başta çeşme, türbe, medrese, okul vb. eserlerde Roma döneminde, Selçuklular, Osmanlılar ve Cumhuriyet döneminde birçok mimari eserde kullanılmıştır. Bunlar arasında Selçuklu Sultan türbeleri, Ak çeşme, Kız Öğretmen okulu, Ziraat abidesi, Atatürk anıtı, Yusuf Ağa kütüphanesi, Selimiye cami, Mevlâna dergâhı, Aziziye cami gibi mimari eserler başta gelmektedir.

Konya’nın Tercüman Mahallesi’nde 291 yıldır hizmet veren ve Roma dönemine ait sütun başlıklarıyla süslenmiş tarihi Çifte Çeşme, günümüzde suyu kesik, kör tapalı ve duvar badanasıyla izinsiz olarak boyanmış durumda.

esme-3.jpg

Siyaset Bilimci Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz’ün saha araştırmaları sonucunda çeşmenin her iki lülesinin de aslına uygun olmayan müdahalelerle tahrip edildiği belirlendi. Geleneksel su kültürünün simgesi olan bu eser, restore edilmemiş ve özgün görünümünden büyük ölçüde koparılmış bulunuyor.

esme-4.jpg

MİRASIMIZIN VAZGEÇİLMEZ UNSURLARIDIR

Konya’da 143 tarihi çeşmenin bulunduğu vurgulanan Tokgöz, 2017 yılından bu yana şehirdeki tarihî çeşmeler üzerine araştırmalar yürüttüğünü belirtti. Tokgöz, “Çeşmelerimiz kültürel ve tarihi mirasımızın vazgeçilmez unsurlarıdır. Kitabeleri adeta halkla iletişim panosu işlevi görüyordu” ifadeleriyle, çeşmelerin sadece mimari eser değil, aynı zamanda tarihî bir belge niteliği taşıdığını dile getirdi. Özellikle Tercüman Mahallesi’nde yaşanan bu talihsiz durumun, toplumun kültürel değerlerine duyarsızlıktan kaynaklandığına dikkat çekti.

esme-5.jpg

KİTABELERİN ŞİFRELİ MESAJLARI VE TARİHİ ANLAMI

Tokgöz çeşme kitabeleri o dönemin halkla iletişim panosu ve adeta bilboardlarıdır değerlendirmesinde bulundu. Çifte çeşme hakkında KOSKİ tarafından 2013 yılında yayınlanan Konya’nın Tarihi Çeşmeleri kitabından yararlandığını ve Osmanlıca bilen arkadaşlarından ve sosyal medyada Osmanlıca mezar taşları ve kitabeleri sayfasından yardım aldığını belirtti. Ayrıca kitabelerde yer alan ayet-i kerimeleri anlamak için meal ve tefsirleri detaylı olarak incelediğini belirtti.

Güney cephede yer alan çeşmenin kitabesinde, Kur’an-ı Kerim’den ayetlere atıflar ve ebcet hesabıyla kodlanmış tarih bilgileri bulunuyor.

Güney cephedeki çeşme kitabesinin çözümlemesi ve anlamı:
“Mine’l-mâ-i külle şey’in hayy”
Su içen ‘atşâna sıhhâ ‘afiyet
1147 hicri

Anlamı:

“Hayatı olan her şeyi sudan yaptık”
su içen susamışa sıhhat ve afiyet olsun (1734 miladi)
Kitabenin birinci satırındaki cümle Kur’anı Kerim Enbiya suresi 30.ayetten alınmıştır ve “her canlı varlığı sudan yarattık” anlamına gelmektedir. İkini satırındaki “atşane” kelimesi ise susuzluktan bunalmış ve hararetle su içmeye yönelmiş kişiyi betimlemektedir.


Batı cephesindeki çeşme ise hicri 1328/M 1910 tarihlidir. Çeşmenin yuvarlak kemeri devşirme iki ayağın üzerine oturur. Musluk aynasında barok kıvrımlara yer verilmiştir. Yalağın iki yanında sekiler izlenir. Kitabesi kemerin üzerinde bina duvarına yerleştirilmiştir.


Batı cephesindeki çeşme kitabesinin çözümlemesi ve anlamı:
Söyledi Nûrî bu dil-cû çeşmenin târîhini
“Besmeleyle bir su iç ’aynen tüsemmâ selsebil”
Hicri 1327
Anlamı
Nuri gönül alan bu çeşmenin tarihini (ebcetle)
“selsebil olan bu çeşmeden besmeleyle bir
su için” diye yazdı. Miladi 1910

Bu kitabeyi yazan mahalle halkından Nuri isimli kişi besmele kelimesi ile birlikte ebcet hesabıyla tarih düşürmüştür. Şöyle ki: Besmeleyle: 182, bir: 202, su: 96, iç: 14, aynen: 131, tusemma: 510, selsebilâ: 192. Toplam: 1327

Kitabenin besmeleyle başlayan ebcet harfiyle kodlanan kısmında Kur’an’ı Kerimden İnsan Suresi 18. ayete atıf yapılmıştır. Cennette bulunan müminler için ikram edilecek lezzetli sular tasvir edilmiş ve “Onlar cennette, Selsebil olarak isimlendirilen bir pınardan içerler” ayeti nazara verilmiştir. Tercüman mahallesi çeşmesinden akan suyun cennetteki selsebil pınarı gibi olduğu belirtilmiştir. Birinci satırında ise “dil-cu” kelimesi ile suyunun tatlı ve hoş içimi ile insanların gönlünü alan, bu çeşmeye yönelten bir kalitede olduğuna vurgu yapılmıştır.

esme-6.jpg

OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E UZANAN SU KÜLTÜRÜ

Konya’da tarihi su kültürü, yüzyıllardır süregelen bir mirası temsil ediyor. Şehir merkezindeki 1000 tatlı su çeşmesinden 200’ünün Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait olduğu belirtilirken, bölgede Meram’dan gelen yedi ayrı kaynaktan suyun mahallelere dağıtılması, tamamen doğal ve organik yapısıyla dikkat çekiyor. Bu zengin mirasın korunması, sadece kültürel bir sorumluluk değil; aynı zamanda toplumsal hafızanın ve kimliğin korunması anlamına geliyor.

esme-8.jpg

HIZLI MÜDAHALE ŞART

Tokgöz, Tercüman Mahallesi Çifte Çeşmesi’nin restorasyonunun ivedilikle yapılması gerektiğini belirtti. Ecdat yadigarı bu tür eserlerin korunması için;

• Koruma Altına Alınması: Yetkili kamu kurumları tarafından eserler derhal koruma altına alınmalı,

• Restorasyonun Doğru Şekilde Uygulanması: Orijinal görünümüne uygun restore işlemleri yapılmalı,

• Sürekli Bakım ve Denetim: Sürekli bakım yapılması ve vandalizme karşı kameralarla izlenmesi sağlanmalıdır.

esme-2.jpg

2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gereğince, tarihi eserlere zarar verenlerin yasal cezai işlemle karşı karşıya kalması gerektiğine vurgu yapan Tokgöz, bu tür olayların toplumun kültürel hafızasına zarar verdiğini ifade etti.

esme-11.jpg

KÜLTÜREL MİRASIN GELECEĞE TAŞINMASI İÇİN ÖNERİLER

Tokgöz, tarihi eserlerin korunması konusunda toplumsal farkındalığın artırılmasını önerdi. Okullarda müfredat kapsamında, camilerde vaaz ve hutbelerle yeni nesillere tarih bilincinin kazandırılması ve geniş çaplı bir kitabe okuma seferberliğiyle tüm tarihi eserlerin kamuoyuna tanıtılması gerektiğini belirtti. Bu doğrultuda, tarihi çeşmeler için düzenlenecek geziler ve turistik rotalar sayesinde, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin bu mirasa sahip çıkması hedefleniyor.

esme-12.jpg

KADERDEKİ MİRASIN GELECEĞİ

Osmanlı’nın eşsiz su kültürü mirasının bir parçası olan Çifte Çeşme, ne yazık ki dikkatsizlik ve ihmalle terkedilmiş durumda. Tarihi ve kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılabilmesi için, ilgili kurumların ve toplumun ortak çabasıyla bu tür eserlerin korunması şart. Ecdat yadigarımızı korumak, tarihi su kültürümüzü yaşatmak hepimizin sorumluluğudur.

 Muhabir