Muhalefetin güzel suskunluğu!
HDP Diyarbakır milletvekili Semra Güzel'in, terörist sevgilisiyle el ele fotoğraflarını hepimiz gördük.
İki kez gazi olmuş Yüce Meclis'in çatısı altında barınan bu kadınla ilgili çok şey yazıldı çizildi.
İçinde azıcık vicdan olan, vatan sevgisinden küçük bir kırıntıyı bağrında yaşatan herkes bu duruma isyan etti doğal olarak.
Semra Güzel’in elini tutup romantizm yaşadığı eli kanlı teröristin, bu güzel ülkenin huzuruna kast ettiğini, bu güzel ülkenin yiğit evlatlarının canına kast ettiğini görmezden gelenler yine sus pus oldu, ölü taklidi yaptı.
Bu taklidi yapanların başında ise maalesef yine muhalefet partileri geldi.
HDP'yi meşrulaştırmak için ya ölü taklidi yaptılar ya da ipe sapa gelmez açıklamalarla olayı geçiştirmeye çalıştılar.
Kamuoyunun gazını almak adına bir açıklama yaparlar mı diye bekledim ama nafile.
Nihayet gazeteciler devreye girdi ve Kılıçdaroğlu’na bu konuyu sordular.
"HDP'li milletvekilinin teröristle fotoğraflarına neden susuyorsunuz?" eleştirilerine CHP lideri Kılıçdaroğlu cevap vermeye çalıştı ama o da bir çuval inciri berbat etti.
Kılıçdaroğlu, "Bu fotoğrafı gördüğümde sordum ne zaman çekilmiş diye; İmralı ile açılım (Çözüm) döneminde çekilmiş. Dolayısıyla bu fotoğrafın muhatabı doğrudan doğruya Erdoğan'dır. Bu fotoğraflar çekilirken ülkede ne oluyordu sorulması lazım" diyerek komik bir savunma yaptı.
Komik diyorum çünkü Kılıçdaroğlu yine desteksiz salladı.
Fotoğrafın geçmişi çok eski değil.
Semra Güzel'in PKK'lı terörist Volkan Boro ile olan fotoğrafları, çözüm sürecinde değil 2017 yılında çekilmiş. Çözüm süreci ise resmi olarak 2013 yılında başlayıp 2015 yılında sona ermişti.
Yani Kılıçdaroğlu aslında gazetecilerin sorusunu yine geçiştirmiş oldu.
Ayrıca diyelim ki Kılıçdaroğlu haklı, geçmiş geçmişte kaldı.
Ama Semra Güzel’in Twitter profilinde kendini tanımladığı biyografi kısmında hala TJA yazıyor. TJA dediğimiz şey, PKK’nın sokaklardaki kadın militanlarının kısaltması.
Yani Semra Güzel kendini zaten açık açık terörle bağlantılı olduğuna dair kamuoyuna açıklamış.
Bunu savunmak Kılıçdaroğlu’na mı düştü ki?
Kılıçdaroğlu siyasetinin CHP’yi getirdiği noktayı göz önünde tutarak çok ciddiye almadık diyelim, peki İYİ Parti bu konuda ne diyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bay Kemal sen neden susuyorsun? İP neden susuyorsun, HDP sen niye susuyorsun?” çağrısı hala net bir şekilde yanıt bulmadı.
HDP’nin ne olduğu belli, CHP’nin geldiği nokta belli, fakat Milliyetçi olduğunu iddia eden İYİ Parti’nin bu konudaki tavrı diğerlerinden farksız görünmüyor.
Her ne kadar HDP ile ittifak yaptıklarını kabul etmeseler de ortaya koydukları siyaset ayan beyan ortada.
Mesela bunun son örneğine dün yine TBMM’de yaşanan bir olayla daha şahit olduk.
CHP, HDP ve İYİ Partili milletvekilleri ve Türk Tabipleri Birliği (TBB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile birlikte sağlık çalışanlarının sorunlarına dair TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
“Ne var ki bunda, sağlıkçıların sorunlarını gündeme taşımışlar işte” diyebilirsiniz ama ben öyle düşünmüyorum.
Türkiye ile ilgili neredeyse hiçbir milli meselede Türkiye’nin yanında yer almayan fosil meslek örgütlerinin başında gelen, ülkesinin iyiliğini istemeyen kurumlardan biri olan TTB ve özellikle onun başkanının icraatlarını hepimiz biliyoruz.
'Terör örgütü propagandası yapmak' suçundan hapis cezasına çarptırılan, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan için özgürlük isteyen, Türk askerine dil uzatan ve sözde Ermeni soykırımını savunan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile aynı kareye giren bir İYİ Parti’den bahsediyoruz.
Gerçi, terör örgütlerine samimi duygular beslediğini geçmiş yıllardaki tweetlerinde ortaya koyan CHP İstanbul İl Başkanına övgü düzenlerden, Selahattin Demirtaş’ın eşi ile kahvaltı planları yapanlardan çok şey bekliyoruz ama neyse…
Bir avuç oy için bu kadar flu olmaya gerek yok diye düşünüyorum.