Muhalefet tüm yumurtaları tek sepete koydu
Muhalefet gözünü kararttı. Bu kez başarılı olmak ve cumhurbaşkanlığı seçimini galip safta tamamlamak için elinden geleni arkasına bırakmıyor.
Ak Parti’nin özellikle HÜDA-PAR ile olmak üzere yeni ittifak kararlarını topa tutsalar da kendileri ‘bu kadarı da olmaz’ denilecek cinsten bir birlik oluşturdular. Saadet seçmeni mesela içine sindiremedi birlikteliği. Diğer partililerin içlerinde hangi fırtınaların koptuğunu tahmin etmek güç değil.
Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı sayısının yediye çıkarılacağını, ittifak partilerinin liderlerinin yanında iki Büyükşehir belediye başkanının da icrai cumhurbaşkanı yardımcısı koltuğuna oturacaklarını ilan ettiler.
Böylece tüm muhalefet, topyekûn biçimde Erdoğan karşıtı blokta yer aldı. Bunun seçmen nezdinde pozitif bir adım olarak değerlendirilme durumu olabileceği gibi, tüm ‘yumurtaların tek sepete konulması’ gibi bir riski de beraberinde getireceğini görebiliyoruz.
Eğer, umdukları neticeyi alırlarsa bir sorun olmayacak: Zaferden tüm liderler ve partileri paylarını alacaklar.
‘Ganimet’i rahatça bölüşecekler.
Ama istedikleri olmaz da Erdoğan tekrar seçilmeyi başarırsa ülkede hiç muhalefet kalmayacak.
Ülke nüfusunun dörtte birine tekabül eden ağırlığındaki iki metropolünün belediyesinde ciddi bir deprem etkisi görülecek.
Erdoğan karşısına çıkarak ülkenin tamamını gezen ve oy isteyen belediye başkanları 10 ay sonra yapılacak yerel seçimlerde seçmenin karşısına kolu, kanadı kırık biçimde çıkacaklar.
Ülke merkezde de yerelde de muhalefetsiz kalacak, anlaşılan.
Birkaç gündür Kılıçdaroğlu’nun yanından ayrılmayan Yavaş mesela, bunu Ankaralı seçmene izah edemeyecek. Muhtemelen siyasi hayatı sona erecek.
Akşener’in son dakika dayatmasıyla cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak ilan edilen iki belediye başkanı üzerinden muhalefet yerel yönetimlerden de silinecek.
Ayrıca, CHP’nin ve ortakları olan SP, Gelecek, DEVA ve DP bir lider arayışına gireceklerini söyleyebiliriz.
Umdukları İmamoğlu’nun CHP’ye, Yavaş’ın da İyi Partiye genel başkan olması.
Ben buna ihtimal vermiyorum.
Hani ‘topunuz gelin’ diyerek meydan okuyan ve hepsini bir kalemde silen Erdoğan’ın ve Ak Parti’nin önü tamamen açılmış olacak.
Muhalefetin bunu bilmiyor olmayacağını düşünüyorum. Ama ‘yetti artık’ edasıyla ‘belki bu sefer’ dediklerini duyar gibiyim.
Anlaşılan Türkiye’de muhalefet yeniden dizayn edilecek. Ak Parti karşısında beceremeyenlerin yerlerine yenileri getirilecek.
Masa açısından olayın anlaşılabilir gerekçeleri var. Kılıçdaroğlu’nun sağ seçmene takdimi Yavaş eliyle yapılıyor.
Öte yandan, İmamoğlu – Akşener dayanışması ve birlikteliği derinden ilerliyor.
Kılıçdaroğlu olmazsa İmamoğlu’nu CHP’nin başına getiririz diyenlerin hesapları boşa çıkacak.
8 kişi ülkeyi karış karış dolaşacak ve Erdoğan aleyhinde bir atmosfer oluşturmaya çalışacaklar.
O kadar büyük bir kayayı kaldırmaya çalışıyorlar ki, başarılı olurlarsa artık tutulamazlar. 2028’e kadar iktidardalar.
Ama ‘kaldıramadıkları’ kayanın altında ezilecekler: Yol zahmetli, mükâfat ise büyük.
İki ayın sonunda herkesin tıraşı gözünün önüne inecek.
Bahsi büyüterek süreci heyecanlı hale getiren muhalefete karşın Cumhur İttifakı oldukça sakin görünüyor.
Sözcü gazetesi ve televizyonuyla ilişiği kesilen Yılmaz Özdil, Halk tv ve paralelindeki medyayı takip edenlerin Erdoğan’a verilen oyun gerekçesini anlamakta yetersiz kaldıklarını ifade ediyor.
Toplumu anlamadan, matematiksel hesapların tutmayacağını sadece Özdil değil, diğerleri de anlayacaklar.
Görünen o ki, seçim sonunda Türkiye yeni bir mecraya girecek.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.