Murat Can
Murat Can METRO MU? OLURSA OLUR, OLMADI AFİYETLE YERİZ

METRO MU? OLURSA OLUR, OLMADI AFİYETLE YERİZ

Yıllar önce, Tahir Bey’in ilk aday olduğu yerel seçimlerden bahsediyorum,  Tahir Bey seçim vaadi olarak neler yazmalıyım diye sormuştu. Aklımdakileri söyledikten sonra “metroyu vaat etmeli miyim?” diye ekledi.

Cevabım şu olmuştu:

Konya Büyükşehir Belediyesi metro yapamaz.

Bu gün ( o günden bahsediyorum ) metronun kilometresi 15 milyon dolar. Konya 20 km metro yapsa, 300 milyon dolar eder. Bizim paramızla bu rakam  yarım  milyar Türk Lirası. Konya Belediyesi’nin bu parayı karşılayacak gücü maalesef yok.

Kredi alabilir mi?

Hayır!

Hazine garantili kredi almak için şehir nüfusunun 1 Milyonun üzerinde olması gerekiyor. O zaman Konya’nın o günkü koşullarda metro yapması olanaksız.

Herkes bilir mi, bilmiyorum. Tahir Bey birisine bir şey soruyorsa bir bildiği vardır.

Garip bir cümle oldu. Ama evet. Tahir Bey’in bilmediği konuları sormak gibi bir alışkanlığı yoktur. Muhatabına bir soru soruyorsa sorduğu konuyu zaten kafasında bitirmiştir. Ya karşısında ki kendini önemli hissetsin diye sorar, yada ince bir alay vardır o soruda.

Bir gün kısmetse Tahir Bey'in Püf  Noktaları diye bir yazı dizisi kaleme almaya niyetim var.

Metro konusuna gelirsek…

Resme baktım. Bir sondaj makinesi yüksek ihtimal zemin etüdü yapıyor.

Tahir Bey zeki adam. İlan etmiyor.

Neden?

En iyi reklam yöntemi, fısıltı gazetesi. Kısaca metro dedikoduyla yayılsın. Resmi bir hüviyet kazamasın. Sorumluluk altına girmeyim. Ama seçim öncesi güzel bir reklam olsun.

Tam bir Tahir Bey yöntemi. Yani aslında niyet yapmak değil, seçime giderken yandan fayda.

Kısacası Konya’ya metro yapılacağına dair bir heves sadece fantezi.

Tramvayları 8 yılda değiştirmek için girişim başlatan yönetim anlayışının, metro yapması muhtemelen 28 yıl falan sürer.

Peki ama Büyükşehir ne yapar?

Konya’ya bakarsak kültürel faaliyetler.

Ama İstanbul, Ankara gibi şehirlere bakarsak bambaşka şeyler geliyor ekrana.

Bakın yıllardır Konya sanayicisi feryat ediyor. Ulaşım sorununu çözün diye. Havaalanına doğru bir tramvay daha yapılamaz mıydı onca yılda. Yahut Yeni Adliye – Karatay güzergâhına. Yıllardır hurda tramvaylarda seyahat eden Konyalı bu durumu hak etmiyor.

 

HELVACIZADE

Anadolu’dan dev çıkması kadar güzel bir şey var mı? Yükselen o koca fabrikayı her gördüğümde sanki benimmiş gibi mutlu oluyorum.

Güzellikleri ve başarıları taktir etmek gerekiyor. Kendisi büyüyor, büyürken katmadeğer sağlıyor. 

Kaçıranlar için söyleyelim. Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil Anadolu’da en etkili 50 iş adamı arasına girmiş ve 11. Sırada yer almış. Doğrusu büyük başarı. Konya’dan çıkıp ulusal bir marka haline gelmek ve bununla birlikte 11. Sırada yer almak kolay iş değil. Kendisini ve şirketini kutluyorum.

Bu günlerde Konya sanayisi atılım içerisinde. Öncelikle bir markalaşma kendini iyice hissettiriyor.

Geçen hafta Mehmet Tosunoğlu ( Bürotime) ile epey oturduk. İstanbul’a açtıkları Showroomdan bahsetti. Ankara’dakinden de tabi.

Hüseyin Tosunoğlu’dan da dinledim aynı heyecanla yaptıklarını. Doğrusu o dinlediklerimle de mutlu oldum.

Konya’da yerel bir firma olarak çık. Sonra sınırları zorla.

Hani vardı ya. “Bu Türkler artık çok oluyor” diye bir reklam. Hakikaten sanayicimiz çok oluyor. Ama bu bizi ziyadesiyle mutlu ediyor.

KRALIN SIRMA SAÇLARI…

Bu nedir yahu. Hangi internet sitesine tıklasam “Kralın saçları” çıkıyor karşıma. Resmen daral geldi. Gözümün her gördüğü noktada Tanju Çolak.

Eskiden sahaların kralıydı. Şimdilerde çam yağı kralı.

Meşhur bir laf vardır. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Fakat reklamın bu kadarı iyi mi kötü mü bilemedim.

Her yerde Kralın saçlarının nasıl sırma olduğu yazıyor.

Malum saç sıkıntısı bizde de var. Zaman zaman yüzümüze vurulmasa sıkıntımız yok. Ama bu çam yağı beni de heveslendirdi.

Yazılara başlamak için Lokman Bey geçen ay fotoğraf istedi. 4 tane gönderdim. Hangisini kullanayım diye aradı.

  • İkinciyi kullan, dedim.
  • Kel olan mı? diyor.

Çam yağımız, şimşirden tarağımız, meşeden bankımız varsın olmayıversin. Sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Can Arşivi