KTO VE AK PARTİ KARŞI KARŞIYA GETİRİLDİ
Ticaret Odası seçimleri bitti, artık ortalık sakinleşir dedik. Olmadı. Olmadığı gibi ateşin üzerine benzin döküldü.
Hüseyin Üzülmez Ağabey; üniversiteyi kurdun, artık yaşat, bir gelenek başlat, bunun öncüsü sen ol dedim. Ama malesef üniversite bir açmaza sürüklendi.
Açmaza sürüklenmesi bir tarafa, olay politize edildi, üniversite geri dönüşü zor bir sürecin içerisine çekildi.
Ticaret Odası Seçimlerinin gösterdiği sonuç çok açık. Selçuk Öztürk ve ekibinin yanındayız.
Peki, neden seçimler bu kadar netti? Selçuk Öztürk nasıl bu kadar başarılı oldu?
Bu başarının iki nedeni olduğunu düşünüyorum.
Birincisi, Selçuk Öztürk' ün duruşu ve kendi gayretlerinin ticaret erbabı tarafından takdirle karşılanması.
İkinci neden, Hüseyin Üzülmez'in hataları.
Özellikle Ticaret Odası Vakfı ve Karatay Üniversitesi'ne dair yapılan ve hala devam eden yanlışların kendisine yönelik tepkiyi artırdığını düşünüyorum.
Bir üniversite kurmak ciddi bir iş. Yönetmek daha ciddi bir iş. Vakıf üniversitesi için işletme maliyeti dahil 100 Milyon TL gibi büyük bir kaynak gerekiyor. Konya Ticaret Odası üniversite kuruyor ve işletiyorsa Konya Ticaret erbabının parasıyla bunu gerçekleştiriyor. Yani halkın parasıyla.
Ben beklentimi yazdım. Bu tür teşekküllerde temsil önemlidir. Şayet bu vakıf ve üniversite bir kamu teşekkülünün kaynaklarıyla kurulduysa, o kurum seçilen yeni temsilciler tarafından yönetilmeli. Bu bir gelenek olmalı.
Ancak beklentilerimiz boşa çıktı. Başta söylediğim gibi erdem beklerken ateşin üzerine benzin döküldü ve iş başka noktalara gitti.
Peki iş nereye gitti? Neden ateşin üzerine benzin döküldü diyorum? Açıklayım.
Selçuk Öztürk'ün seçimlerde ezici bir galibiyetle çıkmasından gerekli mesaj alınmadı. Üniversitenin yönetimi, Ticaret Odası'nın yeni gelen ekibinin inisiyatifine bırakılması gerekirken Ak Parti İl Teşkilatı'nın ikinci adamı konumundaki Bestami İnan ve yine Ak Parti İl Başkan Yardımcısı ve Tahir Akyürek'e yakınlığıyla bilinen Mustafa Yazlık mütevelli heyetine seçildi. Akabinde de Bestami İnan Mütevelli heyet başkanlığına seçildi.
Vatandaş zaten yapılan uygulamalara kızgındı. Şimdi bu kızgınlık cephesi genişletildi ve kızgınlığın karşısına Ak Parti İl Teşkilatı ve Büyükşehir'de oturtulmuş oldu.
Buradan uyarıyorum. Bu kolay üzeri örtülecek ve sineye çekilecek bir durum değil. Ben bu işlerin bir faturasının olacağına inanıyorum. Ve gerçekten merak ediyorum. Bu faturayı kim ödeyecek?
Karatay Üniversitesi bu yapılanma nedeniyle zaten bir bedel ödüyor. YÖK verilerine göre özel üniversiteler arasında performansı en düşük ve yapılanması en kötü üniversiteler arasında.
Hal böyleyken milyonlarca lira değerindeki bir üniversiteyi hiç bir deneyimi olmayan kişilere bırakmak, araba kullanmayı bilmeyen birisine araba teslim etmekten farksız.
Böylesi bir yatırımı, dahası halkın malını ehil ellere teslim etmeyenler ve işin içine Ak Parti’yi de dahil edenler, dahil etmek bir yana Ticaret Odası'nın karşısına Ak Parti ve Büyükşehir'i, yani Ahmet Sorgun ve Tahir Akyürek'i oturtanlar ve tabi oturanlar bir bedel ödeyecektir. Bu bedeli kim ödeyecek? İnanın bende merak ediyorum. İşin aslı sadece oturanlar ve oturtanlar değil, bu tabloya müsaade edenlerinde aynı oranda zarar göreceğini düşünüyorum.
İşin başka bir vahim yanı daha var.
Yeni mütevelli heyetinin ve Bestami İnan'ın Mütevelli Heyet Başkanlığı'nın YÖK tarafından onaylanması zayıf bir ihtimal. YÖK bu duruma müsaade etmez. Soruyorum şimdi. YÖK bu durumu onaylamazsa ne olur? Bestami İnan yaklaşık iki ay başkanlık yapmış olur. Buna değer mi?
Böyle bir kavganın içerisine girmeye, Ak Parti'yi ve Büyükşehir'i bu tartışmanın merkezine oturtmaya değer mi? Her şeyi anlarım ama Sayın Ahmet Sorgun'un böyle bir cendereye nasıl girdiğini bir türlü anlamıyorum.
Sonuç olarak akıl tutulması yaşamamak gerekiyor. Yapılacak olan çok net. Mütevelli heyetine seçilen bu iki beyefendi zaten onay alamayacak. Kamuoyu önünde, gerek kendilerini, gerekse Ak Parti'yi daha da zor duruma düşürmeden öncelikle mütevelli heyetinden istifa etmelerini öneriyorum. Bunun Karatay Üniversitesi'ne de faydalı olacağı inancındayım.
Türkiye ve Ak Parti için hayati önem taşıyan bir süreçte Teşkilatı böyle bir kavganın içerisine çekmelerinin kamuoyu tarafından hoş karşılanmadığını görüyorum. İstifaların AK Parti'yi ve Sayın Ahmet Sorgun'u rahatlatacağını düşünüyorum.