Korkma
Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 103.yılını kutladık. Kurtuluş savaşının başlangıcından günümüze her alanda gelişmeler ivmelenerek artmıştır. Benzeri olmayan mücadelesini en iyi anlatan eser ise ulusal marşımız olan İstiklal Marşı’dır. Osmanlı, dünyanın dört bir köşesinden gelen emperyalist devletlerin işgali altındayken Anadolu ayaklanmış, Kurtuluş Savaşı’nı resmen başlatmıştı. Marş için şairlere gönderilen duyuruda “Şairlerimizin dikkatine: Milletimizin dâhili ve harici İstiklal uğruna girişmiş olduğu mücadeleyi ifade ve terennüm için bir İstiklal Marşı, Umur-u Maarif Vekili Celilesi’nce müsabakaya vazedilmiştir. İşbu yarışma, 23 Kanun-u evvel yıl 36 evveliyatına kadar olup bir heyeti edebiye tarafınca, gönderilen eserler arasından intihap edilecektir ve kabul edilen eserin güftesi için beş yüz lira mükâfat verilecektir. Ve gene laakal beş yüz lira tahsis edilecek olan beste için bilahare ek olarak bir yarışma açılacaktır. Tüm müracaatlar Ankara’da Büyük Millet Meclisi Maarif Vekâletine yapılacaktır.” Son müracaat zamanı olan 23 Aralık 1920’e kadar yarışmaya toplam 724 şiir katıldı. Bu şiirlerin şairleri içinde Kâzım Karabekir ve Hüseyin Suat Yalçın benzer biçimde mühim isimler de vardı. Maarif Vekâleti tarafınca meydana getirilen incelemede maalesef bu şiirlerden hiçbiri yeterince iyi bulunmadı. Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey’in aklına, yarışmaya katılmayan bir isim geldi. Mehmet Akif, ulusal mücadelenin en büyük destekçilerindendi. Camilerde konuşmalar yapıyor, gazetelerde sayısız yazı kaleme alıyor ve insanları bu mücadeleyi desteklemeye çağırıyordu. Sadece ulusal marş yarışmasına katılmamıştı. Milletin başarıları para ile övülemezdi. Akif, para ödülü olduğundan yarışmaya katılmamıştı. Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey’in 5 Şubat 1921 tarihindeki mektubu ile bir şiir yazmaya çağrılan Mehmet Akif, para almamak kaydıyla bu daveti kabul etti. Mehmet Akif tarafınca kaleme alınan İstiklal Marşı, ön elemeyi geçen 7 şiirle birlikte 12 Mart 1921 tarihinde toplanan meclis oturumunda okunan ilk şiirdi. Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafınca okunan şiir, tüm meclis tarafınca ayakta alkışlandı, yeniden okundu ve diğerlerinin okunmasına gerek görülmeden oy çokluğuyla kabul edildi.
Millet Meclisi tarafınca kabul edilen bağımsızlık Marşı, ulusal mücadeleyi destekleyen tüm gazetelerde gösterildi ve ülkenin dört bir yanında savaşım veren cephedeki askerlere gönderildi. Mehmet Akif tarafınca kabul edilmeyen 500 liralık ödül, o dönem yoksul kadın ve evlatların bakımı için kurulmuş olan Darülmesai’ye bağışlandı. Akif, bu şiiri Türk ordusuna ithaf etmiş olduğu için hiçbir kitabına ve hatta tüm şiirlerinin toplandığı Safahat’a bile eklememiştir. İstiklal Marşı, Türk milletinde büyük bir coşku uyandırmıştı sadece bir taraftan savaş tüm şiddetiyle devam ediyordu. Bundan dolayı marşın bestelenmesi 2 yıl ertelenmiştir.
Hasta olduğu dönemde ziyaretçilerinden biri Mehmet Akif’e, İstiklal Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı diye sordu. Akif’in cevabı ise hepimizin kulağına küpe olacak cinstendi; “Allah bu millete tekrar bağımsızlık marşı yazdırmasın.”
Korkma diye başlayan marşımız, oku diye başlayan kitabımız olduğu için şanslıyız.