Sedat Dönmez
Sedat Dönmez KONYASPOR’U DİLALTI HAPI KURTARMAZ

KONYASPOR’U DİLALTI HAPI KURTARMAZ

Spordaki başarılı yükselişi ile Türkiye futbol dünyasında adından söz ettiren Konyaspor, son günlerde ulusal medyada spekülasyonları ile yer almaya başladı. Buna ister karalama kampanyası diyelim, ister yönetim acemiliği ne olursa olsun krizi yönetemeyen bir süreçle karşı karşıyayız. Önce Beşiktaş maçında yaşanan taraftar taşkınlığı, İzmir marşı ile ilgili yaşanan kriz, son olarak da kulüp başkanı Ahmet Şan’ın telefonunda ByLock yakalanması Konyaspor’un başarılarından ziyade krizlerle konuşulmasına neden oldu.

Sürekli pazarlamadan, markadan bahsediyoruz ancak toplum olarak henüz refleks kazanamadığımız şey bir markalamadan ya da pazarlamadan bahsederken illa ki elimizde somut bir ürün olmasına gerek yok. Kurumlar, spor kulüpleri başlı başına pazarlama yaklaşımıyla ele alınacak yaşayan varlıklardır. Spor kulüpleri spor pazarlaması mantığıyla ele alınıp markalaşma çalışmaları yapılmalı, anlık krizlere hazırlıklı olmalıdır. Bu yaşananlar şüphesiz ki Konyaspor’un itibarına ciddi zararlar verdi. Bu süreçte her yaşanana sessiz kalan, kriz yönetmek yerine hasıraltı etmeye çalışan bir iletişim yönetimiyle karşı karşıya kaldık. Son yaşanan ByLock krizi ise artık krizin son dalgası oldu. Çözüm olarak ise Ahmet Şan, Konyaspor’a zarar vermeyi engellemek için istifa ettiğini açıkladı. Ancak yerine bir varis atayarak. Yani başkan şimdi ortalık çok karıştı ben bir istifa edeyim ama yönetimi de yine geri gelebilmem için güvenli ellere bırakayım dedi. Zaten kendi açıklamasında da tam olarak takımdan kopmak istemediğini dile getiriyor. Esasen bu istifa şehirde, futbol dünyasında ve kulüpte yükselen tansiyona, yaşanan krize bir dilaltı hapı oldu. Üzülerek söylemek gerekiyor ki Konyaspor’un bu krizi atlatması için dilaltı hapı yetersiz kalacaktır. Unutmamalıyız ki kişiler geçici kurumlar kalıcıdır. Bu nedenle Ahmet Şan’ın içerisinde olduğu durum Konyaspor ile özdeşleşmeden kulüp bu algıdan kurtarılması gerekiyor.

Asıl sorulması gereken şu ki Türkiye’nin Süper Lig’inde mücadele eden bir takımın krizleri nasıl yöneteceğine dair bir planının neden olmadığıdır. Siz devler liginde mücadele ediyorsunuz ancak marka yönetiminizi, iletişiminizi üstlenen bir ekip, bir halkla ilişkiler ajansınız dahi yok. Konyaspor ile ilgili herkes konuştu ancak kulüp kendi itibarını kurtaracak bir iletişim hamlesinde bulunmadı. Bir itibar yönetimi stratejisiyle hareket edilmesi yerine basın sözcüsü yoluyla doğaçlama açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalar bu saatten sonra ne kulübün itibarını kurtarabilir ne de bu krizi unutturabilir. İstifa ederek sessizliğe bürünmek özünde rekabet, hırs olan bir ürün pazarında işe yaramayacaktır. Konyaspor’un kaybettiği itibar maalesef ki şehrin de itibarını zedeleyecektir. Bu işin içerisinde sorumlu kimler olacaksa öncelikle kulübün yeni bir yönetime ihtiyacı olduğunu bilmeli. Yeni yönetim derhal işe koyularak algıları tazelemesi gerekli. Bu süreç basın bülteni yazabilecek birkaç kişinin eline bırakılmadan, yöneticilerin anlık reflekslerine bırakılmadan ciddi bir itibar yönetimiyle çözülebilir.

Bu itibar yönetimini gerçekleştirecek olan ise profesyonel bir iletişim ekibidir. Konyaspor yeni kuracağı yönetim ile daha şeffaf ve halkı bilgilendirici bir tavırla hareket etmelidir. Bir an önce hızlı karar alınarak bir iletişim ajansıyla bu süreç yönetilmezse daha büyük krizlerin kapıda olacağı aşikâr. Geçtiğimiz sene ve bu sene Konyaspor’un başarılı yükselişi ortadayken bu krizleri medyada konuşturmak kulübe daha çok zarar veriyor. Bunun yerine alınan Türkiye Kupası ve Süper Kupa konuşulan başarılar olmalı. Esasen bu kriz Konyaspor ve Konya şehri için ciddi bir itibar yönetimi dersini de bize vermiş olacak. Umuyorum Konyaspor bir an önce ciddi bir algı tazelemesi ile iletişim kuran, kriz yöneten, başarılarını konuşturan bir konuma erişir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Dönmez Arşivi