KOLAY OLMASA DA BİR İHTİMAL VAR
Bu dönemim üzerinde en çok konuşulan konusu Anayasa değişikliği v e Başkanlık sistemi olacak gibi görünüyor.
Türkiye’nin yeni bir Anayasa’ya ihtiyaç duyduğu ortada…
Ülkenin içinde bulunduğu çift başlılıkta malum…
Teamüllerle yürüyen bir sistemde Cumhurbaşkanı’nı halk seçerse, sınırlar net çizilmezse, ortaya zaman zaman krizin çıkması çok uzak bir ihtimal değil.
Böylesi bir ülkede sistemi baştan yapmak dışında fazla bir olanakta görülmüyor.
Bu denli stratejik ve hassas bir noktada yaşıyorsanız, siyasetinizin dinamik olması gerekiyorsa, hantal bir yapıyla uluslararası arenada asla başrol oynayamazsınız. Karar mekanizmalarınız yeteri kadar hızlı işlemiyorsa size biçilen figüranlık rolüne razı olursunuz.
Ortada bir gerçek var.
Eğer Türkiye büyük bir ülke olacaksa, başrol oynayacaksa önce anayasasını değiştirmeli, sonra yönetim şeklini.
Aslında seçim sistemi de değişmesi gerekenler arasında, ancak hükümet sistemi değiştirildiğinde muhtemelen değişeceği yeni bir düzenlemeye gitmeye gerek yok.
Adı ne olur bilmiyorum.
Partili Cumhurbaşkanlığı olabilir, yarı başkanlık sistemi olabilir yahut başkanlık modeli olabilir.
Adı her ne olursa olsun, partisiyle ilişkisi kopmaması gereken bir yönetici modelinin gerekliliği ortada.
Kısaca sistemin değişmesi gerekliliği ortada…
Ancak sistem değişmeden önce halledilmesi gereken bir konu var.
Getirilmek istenen sistemin halka çok iyi anlatılması gerekiyor.
Kamuoyunda başkanlık sistemi ve federe devlet yapısının birlikteliğine dair bir algı var.
Ak Parti’nin bu süreci doğru yönetmesi ve bölgesel yönetim sistemlerinin kendi başkanlık sistemiyle alakalı olmadığını anlatması gerekiyor.
Bu durumu zaman zaman Cumhurbaşkanımız Türk Tipi Başkanlık sistemi olarak tanımlıyor. Aslında doğru da yapıyor.
Ak Parti’nin önerdiği modelde daha güçlü merkezi idareden bahsetmek mümkün. Federal devlet yapısından eser yok. Ancak vatandaşın bu durumdan haberi yok.
Algı net bir şekilde başkanlık sistemi eşittir federal devlet.
O zaman başkanlık sistemini önce halka iyi anlatmak gerekiyor.
Tabi sadece halk yetmez. Parlamento’da da Anayasa değişikliğini referanduma götürecek bir çoğunluk gerekli.
Ak Parti bu sayıya ulaşır mı bilmiyorum. Ancak deneyeceğini biliyorum. Parti bünyesinde Anayasa ve Başkanlık sistemini çalışacak bir çalışma grubu kuruldu.
Geçmişte Ak Parti’nin anayasa tekliflerinde imzası bulunan Anayasa Profesörü Yavuz Atar Yeni Türkiye’nin anayasa çalışmalarında yine etkili olacak gibi görünüyor.
Belki birkaç yıl sürecek bir organizasyon ancak, ben Ak Parti’nin başkanlık sistemini zorlayacağını düşünenlerdenim.
Olacak mı?
Hep birlikte göreceğiz.