Kısa kısa gündem…
CAMİ…
Yıkılan Cami için CHP’liler de kendilerine bir pay çıkarmaya çalışıyor. Cümleler şimdi ‘Biz yapsaydık..’ diye başlıyor. ‘Benim babaannemde başörtülüydü ve namaz kılardı’ edebiyatını unutmuştuk uzun süredir, hatırlattılar. Oysa şunu bir türlü kabullenemiyorlar; Siz kökünü kurutmak için cami yıkarken, bazıları da daha iyisini yapmak için yıkarlar.
Aradaki küçük ama önemli fark bu…
İSTEYİNCE OLUYORMUŞ…
Muhalefet partilerinin Konya’da en çok şikayet ettiği konulardan biridir; ‘Basında bir türlü yer alamamak.’ Başarısızlıklarını direk buna bağlayan siyasiler de mevcut. Ancak Sait Gönen geçtiğimiz hafta içinde bu tezin sahiplerine tokat gibi bir yanıt verdi. İki gündür tüm gazetelerde Sait Gönen ve MHP haberleri giriyor. Çünkü Gönen, ayırt etmeden kendini ifade edebilmek için hepsine bir el uzattı ve buda hangi cepheye yakın olursa olsun tüm gazetelerde karşılık vurdu. Demek ki istemek ve bunun için bir şeyler yapmak yeterli oluyormuş.
Öyle oturduğunuz yerden ahkam keserek siyaset yapılmıyormuş…
KOALİSYON…
Kalibrasyonu yapılmamış partilerle, koalisyona hazırlanırsa böyle bir sonuç çıkıyormuş ortaya demek… Sürekli bir Türkiye’ye ihanetten söz eden MHP’nin bir koalisyonda yer alıp kendince ortaya attığı bu ihaneti engelleme fırsatı ve yeniden kendince çözümlere yönelme ihtimali varken bundan kaçıyor olması “ortada ne bir sorun, ne bir ihanet, nede ülkenin bölme çalışmaları, nede MHP’nin tüm bunlara bir çözüm önerisi var” düşüncesini hakim kılmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.
Biz zaten biliyorduk da, bilmeyenlerin öğrenmesi açısından önemli…
ALT YAPI…
Kültürel faaliyetlerden mi keserler, festivallerden mi, yada yeni ödenekle mi çözerler bilemem ama Şehri yönetenlerin alt yapı sorunlarına bir an önce çözüm bulmaları şart! Çok fazla yağmur almayan bir bölgede yaşıyor olmamız bu şehrin bir alt yapı sorununun var olduğu gerçeğini gizleyemez artık…
Uzun süre daha belki bu kadar yağış almayacak bile olsak…
RENKLİ MECLİS…
Çok renkli bir meclisimizin olmasında ‘Kemalist-Laik’ rejime pay çıkarmak kadar ahmakça bir çıkarım olamaz. Başörtülü-Ezidi-Türkçe bilmeyen-Kürt-Magazinsel bir sürü insanın mebus olmasında, yemin etmesinde, Milleti temsil etmesinde ne Kemalistlerin ne laiklerin ne eski Türkiye temsilcilerinin tek bir katkısı yoktur. Olduğunu iddia etmek tarihte hiçbir şekilde yer edinemeycek bir yalandır. Eğer şimdi kazananların bir teki bile Eski Türkiye’de vekil olsalardı muhtemelen şunlar yaşanırdı;
Medya önce linç kampanyası başlatırdı; “Türk Meclisinde Türkçe bilmeyenler vekil oldu” diye…
“Türklerin Türkiye’sinde bu kadar Kürt ve PKK’lı vekilin mecliste ne işi var” diye ölülere mezardan çıkmaları için çağrı yapılırdı…
Başörtülü vekiller yemin edemesinler diye Meclis kürsüsü birinci parti genel başkanı tarafından işgal edilir ve bayan vekillere hadlerini bildirmeleri için diğer vekiller tahrik edilirdi…
“Müslüman mahallesinde şeytana tapılıyor” diye Ezidi vekiller, Meclisin daha kapısından giremeden Ordu göreve çağrılırdı…
Bırakın beyler, biz demokratik hiçbir kazanımımızı ne size nede işaret ettiklerinizin hiçbirine borçlu falan değiliz… Sizin diktatör dedikleriniz bile hepinizden daha çok şey kattı bu ülkeye… ‘O’ bile fazladan bir şey vermedi…
Sadece ülke insanına hakkı olan hakları ve insanca yaşamak için gereken şeyleri verdi.