Gökhan Kırlangıç
Gökhan Kırlangıç Kimi Zaman

Kimi Zaman

Bazen ” eh işte”, bazen ” iyidir” ; bazen de ” iyiyiz, hamd olsun”  cevabı ile başlar sohbetler…

Acaba gerçekten iyi miyizdir ? Her şey yolunda mıdır hayatımızda? İyi denilince iyi oluyor mu insan ? Bu söz samimi midir gerçekten ? Verilen bu cevaplar insanın  kendisi için oluşturduğu bir savunmadır belki de. Polyannacılıktır bu işleyişin adı. Olumsuz gibi görünen her şeyden iyi olanı alıp, hayırlı olanı dile getirmektir.

Gün gelir bunalıma gireriz, içimiz daralır.  Duvarlar üstümüze gelir, kitaplar zevk vermez. Dosttan bile kaçar, yüreğimizin en ücra yerindeki konağına sığınırız. Şu koca kâinat sanki bize yetmez. Hani başımızı alıp gitmek isteriz çok uzaklara, bilinmez diyarlara. Aslında aradığımız şey bazen bir söz,  bazen bir iyilik,  bazen de umuttur. Ne kadar kötü giderse gitsin bazı şeyler, mutlaka iyi bir şey olmalı diye düşünürüz. Bu bazen zihinde çıkılan bir yolculuktur, bazen yolun sonunda dostun dilinden terennüm eden vuslattır. Öyle bir kavuşma ki hüzünden kurtuluştur. Sevince kavuşturan bir bakıştır kimi zaman, bir gülüştür ya da bir duadır.

Hayatın bizlere neler sunacağı bilinmez. Her kul farklı bir imtihan geçirir bu dünyada. Dertsiz kul olmaz. Sebepsiz sevinçler yaşar, farklı şiddette acılara kucak açar. Sonra kapılar çalınır. “Geçmiş olsun”lardır en güzel ilaç…. Gidip bırakan dostlara inat “sen buradasın” diyenlerimiz vardır. “ Sağlık olsun ”larımız vardır, “ sen sağ ol da gerisi boş ”larımız, “hayırlısı olsun”larımız vardır bizim, “yakın olsun”larımız… Yani yüreğe su serpen cümlelerimiz vardır dudaklarda.

Baskın gelen hep beyazdır siyaha inat. Kaybolur siyahın içinde beyaz nokta. Umudu yoldaş edince vız gelir acılar. Ama bazen de incir çekirdeği misalidir sorunlar. Sorgular dururuz onları, evhamlanırız ağıtlar yakarız. Beyazı görmezden gelir, bu siyah noktalar yüzünden yıkarız umutlarımızı… Vesveseye bırakırız hayallerimizi, olur mu olmaz mı alır yerini.

Hayat bütün güzelliklere inat engeller sunar. Engeller olmadan, nasıl bilebiliriz ki güzelin kıymetini! Engel olmadan huzurun, dert olmadan ferahlığın kıymetini nasıl anlarız ki değerini!

Ne güzel söylemiş şair; Bir garip yolcuyuz şu hayatta, mutluluk arar dururuz bir parça.

Bu yol öyle bir yol ki, çıkışı da inişi de hep insan için… Hüzün de gurbet de hep insan için…

Engellere değil aşmaya , virajlara değil kavuşmaya bakarsak bizden mutlusu, bizden huzurlusu olmaz şu hayatta… Dünyanın en keyiflisi bizizdir.

Mevlana ne güzel söyler; ” Gül düşünürsen Gül olursun. O halde Gülistanın gonca güllerini dermek için dikenlerine razı gelecen… Gül kokmak istersin Gül ile meşgul olacaksın.”

Şöyle gözümüzü kapattığımızda güller mi yoksa dikenler mi baskın geliyor hatıralarınızda ?

Her şeyden önce gülistana talip olmak lazım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gökhan Kırlangıç Arşivi