KARAMSARLIK ZAMANI DEĞİL…
Tam yaz geliyor derken, soğuk ve karla karışık yağmurlu bir güne uyandık Pazar günü.. Seyircisiz oynama cezası ile birlikte en son bir ay önce seyircisi önünde oynayan Konyaspor, tekrar iç saha mücadelesinde taraftarları ile buluşarak Başakşehir’i konuk etti. Elde edilecek bir galibiyet, içimizi ısıtır diye ümit ederken, hiç beklenmedik ve farklı bir mağlubiyetle morallerimizin bozulduğu bir gün yaşadık.
Bu maç, ligin üst sıralarını zorlayan Başakşehir karşısında sadece kaybedilen 3 puan olmasından ziyade, Konyaspor içinde birçok şeyin bitişi gibiydi adeta… Günümüzde Futbol artık, hepimizin bildiği gibi, kondisyon, teknik, taktik, maç analizi ve strateji gibi birçok unsurun bir araya getirildiği bir takım sporu. Bu nedenle, futbol oyununda ve özellikle Süper Lig seviyesinde, takımların sadece kendi oyununu oynayarak, kendi sistemini uygulamasından öte, rakip analizini de son derece ciddi ve özenle yapması ve uygulaması şart.. Bu doğrultuda, Konyaspor maalesef bu maç için rakip analizinde başarılı olamadığı kanaatindeyim. Alanı daraltarak, takım halinde kompakt bir oyun anlayışını benimseyen Konyaspor, oyunu geniş alanlara yayan, hızlı ve etkili paslarla sonuca gitmeyi hedefleyen Başakşehir karşısında, oyunda hiçbir varlık gösteremedi dersek yanlış olmaz herhalde.. Nitekim, Konyaspor için rakip analizindeki yetersizlik, hemen hemen ligdeki tüm maçlarda duran toplar ve kornerlerde Yalçın’ı kullanan Başakşehir takımının yine bir duran topta golü bulmasına neden oldu. Bununla birlikte, tabi ki Emre Belözoğlu gibi bir oyuncunuz varsa, pas kalitesindeki üstünlük bariz bir şekilde rakip takıma geçiyor. Hızlı hücumlarda Konyaspor’un geri dönüşlerde ağır kalması ve rakibin çok çabuk 2. bölgeyi geçmesi de, oyundaki hücum üstünlüğünü rakip takıma veriyor. Bu maçta her şey, açıkçası Başakşehir lehineydi.. Konyaspor, orta sahada neredeyse hiçbir maçta yapmadığı kadar pas hatası yaptı. Hata yapmak bir kenara, topu tekrar kazanmak için gösterilmesi gereken çaba ve baskı yerine, Konyaspor oyuncuları savunma adına sadece topun arkasına geçerek alan savunması yapmayı denedi.. Bazı maçlarda, “Çaresizlik” kendini gösterdiği zaman, elinizden maalesef pek de fazla bir şey gelmiyor. Bunun en iyi göstergesi de, yenilen 2. golden sonra, her maç kenarda direktifler veren ve maçı oyuncuları ile yaşayan Aykut Hoca’nın kulübeye oturup, maç boyunca kulübeden çıkmaması oldu. En başta belirttiğim gibi, Konyaspor’da birçok şeyin bitişi galiba bu maçta daha da belirginleşti. İlk defa Konyaspor tribünleri, rakibin attığı 3.gole sevindi ve tezahürat yaptı.. Yönetim istifa sesleri de cabası.. Bu taraftar, tarihinde hiç yaşamadığı bir başarıyı elde ettiği Aykut Hoca’sına gerekli vefayı gösteriyor.. Vefalı Konyaspor taraftarına yakışan da şüphesiz bu.. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki, elde edilen başarılar” aynı zaman da bu yönetim ile” elde edildi. Aykut Hoca’ya dilediği gibi çalışma fırsatını veren ve çalışması için gereken unsurları oluşturan da bu yönetim.. Evet zaman zaman hatalar olmuş olabilir.. Oyuncular, antrenör hatta yöneticiler ve Başkan da dahil hatalar yapılabilir. Fakat, ligdeki durumu çokta kötü olmayan bir takım ve yönetim için bu denli acımasızca yaklaşımlar sadece Konyaspor’a zarar verecektir. Her şey iyi giderken, olumsuzluklar göz ardı edilebilir. Futbol kulübü sadece Teknik Direktörden ya da Yöneticilerden ibaret değildir.
Önemli olan, zor zamanlarda taraftarları, yönetimi, oyuncuları ve yerel basını ile bütünlüğü bozmadan ileriye doğru adım atmaktır. Gerçek ve sağlam temelleri olan bir “Futbol Kulübü” olmayı başarabilmek bunu gerektirir. Bu sebeple, bizlere düşen, son 3 senedir UEFA kupası ve ligdeki konumu dahil, taraftarın yüzünü güldüren ve başarılar sağlayan Konyaspor’a, destek olmak ve ihtiyaç duyduğu gücü eksik etmemektir. Bu şekilde devam etmek, oyuncular üzerinde baskı oluşturmanın yanı sıra, olumsuz sonuçların artmasını da beraberinde edecektir. Ligin henüz sonuna gelmedik.. Oynanması gereken tam 10 maç, Konyaspor takımını bekliyor. Puan hesapları yaparsak, kısa bir süreç değil. Her şeyi bir kenara bırakıp, yine her maç takımımıza ve Konyaspor’u oluşturan oyuncusu, teknik direktör, başkan ve yöneticisi gibi tüm unsurlara, camia olarak sahip çıkmalı destek vermeliyiz.. Son 3 yıl içerisinde yakaladığı ivme ile artık, üst sıralarda görmeye alıştığımız takımımızı yalnız bırakmak, üstüne üstlük daha da karamsarlığa itmek, Konya ve Konyaspor’a zarar vermekten öteye gitmez. Eminim ki, kalbi Konyaspor ile atan herkes aynı düşüncelere sahiptir…