Sadece santrafor farkı
2017-18 sezonunda Spor Toto Süper Lig’inin başlaması ile birlikte ilk lig maçını Trabzonspor’la deplasmanda oynayan Konyaspor, ilk yarı ve ikinci yarısı birbirinden tamamen farklı bir maç sonrasında maalesef sahadan 2-1’lik mağlubiyetle ayrıldı.
Henüz maçın 2.dakikasında hiç beklemediği bir şekilde topu önünde bulan Fofana, Konyaspor’u öne geçiren golü kaydederken, bu erken golle adeta takımının maça 1-0 önde başlamasını sağladı. Bu gol sadece skoru değiştirmenin yanı sıra, aynı zamanda Konyaspor’a deplasmanda biraz daha rahat oynama imkanı verdi. Fakat bu rahatlık fazla sürmedi ve 12.dk’ da Trabzonspor’un sol beki Mas’ın sağ ayağı ile yaptığı ortada, Burak iki Konyasporlu oyuncu üzerinden kafayla topu filelere gönderdi. Böylece maçta eşitlik sağlanmış oldu.
Bulduğu golle birlikte baskılarını artıran Trabzonspor, 35.dk’ya kadar maçta gole en çok yaklaşan taraf oldu. Fakat, ilk yarının son bölümünde topa sahip olmayı başaran Konyaspor, Trabzonspor’un baskısını azaltarak maçta dengeyi sağladı ve bu sayede soyunma odasına beraberlikle girdi. Geçtiğimiz sezon birçok maçta, ısrarla oynaması ya da daha fazla süre alması gerektiğini düşündüğüm ve dile getirdiğim Fofana, ilk yarıda Konyaspor’un en etkili hücum gücüydü. Adam eksiltme ve topla mesafe kat etmede son derece başarılı olan Fofana, Trabzonspor’u en fazla zorlayan oyuncuydu ilk 45 dakikada.
İkinci yarıya Jonsson-Ali Çamdalı değişikliği ile başlayan Konyaspor, ilk yarıdaki görüntüsünden tamamen farklıydı. Bununla birlikte, Traore’nin 52. dakikada talihsiz bir şekilde sakatlanarak oyundan çıkması Konyaspor’un hücumdaki etkinliğini biraz daha azalttı. İkinci yarıda, dakikaların ilerlemesi ile merkezde oynayan iki stoper oyuncunun dengelerinin bozulduğunu ve savunmada açık verdiklerini görsek de, bu oyuncuların henüz birbirleri ile yeni oynamaya başladığını göz ardı etmeyerek, ilerleyen haftalarda bu durumun pozitif yönde değişeceğini düşünüyorum.
Maçın devamında, temponun düşmesi ve hücum etkinliklerinin her iki takım adına azalması Konyaspor’un işine yarasa da, maalesef 90+2 de sağ kanattan salına salına gelen top, Konyaspor savunmasının konsantrasyonun tamamen kaybolduğu bir anda, Burak’ın vuruşunda golle sonuçlandı ve Konyaspor sahadan 2-1 mağlup ayrılmak zorunda kaldı.
Maçın genelinde, mücadele gücü ve zorluk derecesi yüksek bir maçtı. Bu anlamda müthiş bir ilk yarı izlesek de, ikinci yarı yoğunluğun orta sahada geçtiği ve temponun ilk yarıya oranla daha az olduğu bir müsabaka oldu. Konyaspor bu maçtan eli boş dönse de bence detaylı bir analiz ve değerlendirme sonucunda birçok kazanım çıkaracaktır.
Öncelikle Konyaspor’un fizik gücünün 90 dakikaya yetmediği ve 60-65. dakikalardan sonra gözle görünür bir şekilde azaldığı bir gerçek. Bununla beraber, Konyaspor’un geçen sezon uyguladığı pas oyunu ve takım bütünlüğüne yönelik kombine oyun anlayışı, bu sezon yeni bir görüntü ile; bireyselliği ve hücumdaki bireysel oyuncuları ön plana çıkarmayı amaçlayan bir felsefe ile değişim gösteriyor.
Fakat hücumdaki bu etkinliğin, hücum organizasyonlarının çeşitliliği ve zenginliği yerine, tamamen Fofana, Ömer Ali ve Traore gibi bireysel oyuncuların topla birlikte yapacaklarına endekslenmiş gibi görünüyor. Dolayısı ile Konyaspor’un kaderi, bu oyuncuların maçlardaki performansları ile doğru orantılı olacak. Bu maçta Ömer Ali ve Trarore için önlem alan ve oynatmayan Trabzonspor, Fofana ile ilgili gerekli özeni göstermemiş olacak ki, bu oyuncunun maçtaki verimliliği son derece iyiydi.
Fakat benim fikrim, bu durum her maçta böyle olmayacaktır ve bu anlamda Konyaspor adına takım bütünlüğünün biraz daha sağlanması gerektiği kanaatindeyim. Şu an ki görüntüsü ile defans ve hücum blokları arasında büyük bir mesafeye sahip olması rakibin hızlı ataklarında Konyaspor orta sahasını daha fazla yorarken, savunma oyuncularını da zorlamakta ve rakip oyuncularla karşı karşıya bırakmakta.
Konyaspor bu oyun yapısında, oyunun her iki tarafını da eşit oynayamıyor maalesef. Hücumda etkinlik artıyor gibi görünse de, savunmadaki zafiyet de doğru orantılı olarak artış gösteriyor. Sağ tarafta Skubic sürekli hücuma destek verip, Ömer Ali’yi öne doğru iterken, sol tarafta aynı bütünlüğün olduğunu söyleyemiyoruz. Fofana sürekli rakibi zorlarken, Ferhat’ın da ataklarda destek vermesi ve hücuma çıkması, hücum etkinliklerinde Konyaspor’a artı sağlayacaktır.
Özetle, bu maç maalesef kaybedildi ve Konyaspor hiç kolay olmayan bir deplasmandan, maçı en azından beraberlikle bitirebilme opsiyonuna sahip olsa da, eli boş dönmek zorunda kaldı. Bunda en büyük sebep ve etken de bana göre, iki takım arasındaki tek farkın; Trabzonspor’un bir “Santrafor” oyuncusu ile oynaması, Konyaspor’un ise “Santraforsuz” oynaması.. Emin olun bu ismin Burak Yılmaz olması hiç önemli değil. Eğer iyi bir gol ayağı ve santrafor oyuncusu olsaydı, Konyaspor bu maçtan aynı skorla ayrılmazdı..
Konyaspor iyi yolda.. Fakat yeterli fizik kapasiteye ve güce sahip olmadan maalesef istediklerini ve düşündüklerini yapmak hiç kolay değil. Bu anlamda hücum etkinliğini artırmayı düşünen bir takımın, alınan risklerle doğru orantılı olan bir savunma kurgusuna da sahip olması gerekiyor. Umarız; ilerleyen haftalarda Konyaspor adına taşlar yerine oturacak ve daha iyi sonuçlar alınacaktır.