Büşra Aksakbağı Ay
Büşra Aksakbağı Ay KAOSU SEVİYORUZ…

KAOSU SEVİYORUZ…

Yine bir seçim sürecinin daha sonuna geldik. Fakat her zaman olduğu gibi sürecinden de çok yoran seçim sonrası dönemdeyiz. Aklım erdiğinden beri hiçbir seçimin olaysız geçtiğini hatırlamıyorum.

Peki, neden?

Çünkü toplum olarak kaosu seviyoruz. Hatta kaostan besleniyoruz. Seçim süreci boyunca, adaylardan sonra seçmenlerle en çok bir araya gelen biz gazeteciler olduk. İnanın çok yorulduk. Bu kadar öfke, bu kadar gerginlik ve negatiflik hepimizi yordu.

Gerek var mıydı?

Takım tutar gibi parti tutmaya…

Gerek var mıydı?

Sana bir şey olsa koşup gelecek eşini dostunu, seçim sonrası yüzünü görmeyeceğin siyasi için kırıp dökmeye…

*

Ben vatandaşa kızmıyorum. Ben, vatandaşı bu hale getiren siyasilere kızıyorum.

*

31 Mart’ta yerel seçimler için oy kullandık.

Özellikle yerel seçimlerde olması gereken şudur; adaylar çıkar projelerini açıklar ve halka anlatmak için dolaşır.

Bizde işler öyle yürümüyor maalesef. Bizim siyaset anlayışımız karşı tarafı karalama kampanyasından öteye geçemiyor. Bunu bir türlü aşamıyoruz.

Projelerin yarışması gerektiği yerde, kişiler ve partiler yarışıyor. Projeleri değerlendirmemiz gereken yerde, adayların aileleri üzerinden bile karalama kampanyasına gidiyoruz.

*

31 Mart Yerel Seçimlerde her parti için en önemli iller Ankara ve İstanbul’du. İki yerde de CHP adaylarının aldığı açıklandı.

Bunun üstüne, bir tarafın seçmeni sanki Genel Seçim kazanmışçasına küstahlaşmaya başladı. Arkadaşlar sakin olun. Ülkenin başında hala muhalif(!) olduğunuz adam duruyor.

Diğer taraf da boş durur mu? Esenyurt’u kaybetmeyi bile Kudüs’ü kaybetmek ile bağdaştırıyor. Hatta daha da ileriye gidiyor. Okçular tepesinde ki sahabeler ile sandıklarını koruyamayan müşahitleri bir tutuyor.

İki tarafı da anlamak mümkün değil.

*

İstanbul’da önce Yıldırım çıktı başkan olduğunu açıkladı. Sonra İmamoğlu itiraz etti ve İmamoğlu’nun başkanlığı ilan edildi. Şimdi de sistematik olarak tutanaklarda kaydırma yapılarak Ak Parti’nin oylarının yok edildiği konuşuluyor.

Birkaç tutanağa baktım. Kayda değer, araştırılması gereken bir durum.

Fakat bazıları kalkıp, itiraz en demokratik hakken ikinci Gezi olayları ile tehdit ediyor. Üstelik bunu demokrasiyi ağzında sakız edenler yapıyor.

*

Biz birbirimizi yemekle uğraşırken bazı şeyleri kaçırdık.

Teröristlerin havan saldırısı sonucu, üç hafta önce sözlenen 21 yaşında ki sözleşmeli er Mustafa Ergen şehit düştü. Sosyal medyada PKK’lı hesaplar “Türkiye’ye seçim hediyesi” diye paylaştı.

Seçim derdine düşüldü, duyulmadı bile.

*

Kocaeli’nde 20 yıllık eğitimci Necmeddin Kuyucu, tartıştığı öğrencisi tarafından odasında defalarca bıçaklanarak öldürüldü.

Böyle haberleri duyunca yeni nesle neler oluyor diyoruz değil mi?

Cevabı basit. Yazının başında anlattığım öfkeli, tahammülsüz, empatiden yoksun, bencil, karşı tarafa elinde olsa nefes aldırmayıp kendine her şeyi hak gören ebeveynler büyütüyor yeni nesli.

Yeni nesil gümbür gümbür bizim eserimiz olarak geliyor. Bugün Necmeddin hocaya isabet eden bıçak yarın hepimize dönecek.

Biz birbirimizi yemekle meşgulken kafamızı kaldırdığımız da karşılaşacağımız manzara içler acısı olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Aksakbağı Ay Arşivi