KAFASI KARIŞMIŞ SİYASAL İLETİŞİM
Bu yıl seçimler yoluyla tartışması, siyasal rekabeti bol bir yıl geçirdik. Hemen hemen tüm sene gündemden seçim söylemleri, tartışmaları düşmedi. Tam haziran seçimlerinde artık normale dönüyoruz derken sandıktan çıkan koalisyon kararı seçim sürecinin uzamasına neden oldu. Bu seneyi de ülke olarak böyle kapatacağız gibi duruyor. Bu seçimde partiler daha kısa bir dönemde seçime hazırlanmak zorunda kaldı. Yeniden bir güven kazanma çabasına olan AK Parti, her dönem olduğu gibi milliyetçilikten beslenen fakat son koalisyon görüşmelerinde seçmeninin kafasını karıştıran ve kan kaybına uğrayan MHP ve her seçimde ciddi bir güven sorunu yaşayan CHP seçim iletişimlerine başladı. Hazırlık sürecinin kısa olmasından mıdır bilinmez bu seçimin iletişim konseptleri kötülükte birbiriyle yarışır nitelikte. Seçmene hiçbir hedef sunmayan, aman yerimizi koruyalım korkusuyla kurulan bir iletişim görüyoruz bu seçimlerde. Bu seçimin sonucunu partilerin kurduğu iletişimden ziyade özellikle koalisyon döneminde gösterdikleri davranışlar ve söylemlerde etkili olacak. Seçmenin daha bilinçli ve farkındalıkla oy kullanacağı kesin.
SEÇMENİ TANIYAMAYAN AK PARTİ
AK Parti son dönemde ciddi bir güven erozyonu yaşadı, bundan önce yapılan kriz yönetememe, yeterince şeffaf olmama, kötü bir demokratik açılım süreci ve yaptım oldu siyaseti AK Parti’yi ciddi bir güven sorunuyla ve seçmen korkusuyla karşı karşıya getirdi. Özellikle “kandırıldık” savunmaları seçmenin güvenini daha da azalttı, inandırıcılığını yitirdi diyebiliriz. Her zaman seçmene bir hedef sunmasıyla iletişimlerini takdir ettiğimiz parti bu seçimde “İlk günkü aşkla” sloganıyla eski ruhu canlandırmaya çalışıyor, aman elimizdekini kaçırmayalım telaşında. Parti günümüz seçmen profilini ve davranışlarını yeterince analiz etmeden bir sürece girmiş. Bundan on üç yıl önceki seçmenlerin düşünceleri ile şimdiki düşünceleri çok farklı. Her şeyden önce o zamanki ülke durumuyla şimdiki durumu çok farklı. AK Parti son seçimde özellikle genç kitleye erişememe zorluğu yaşamasına rağmen bu iletişim problemini hala görmezden gelmeye devam ediyor. Hedef kitleyi doğru tanıma ve bölümleme eksiği göze çarpıyor. Partinin bu slogan ile kaç tane yeni nesil seçmen elde edebileceğini hesaplaması gerekir.
LİDERE HİZMET EDEN MHP
Bu seçimin bir kaos iletişimi de MHP’den gelmiş. “Sen, Bilirsin Türkiye” sloganıyla seçim iletişimi yapan parti sloganıyla adeta AK Parti’ye hizmet etmiş. Karşında 13 yıldır tek başına iktidar olmuş ve birçok çalışmasıyla takdir almış bir rakibin var, daha önceki dönemde seçmene hatırlatılmaması bile gereken kötü bir koalisyon dönemin var, son seçimlerde insanların zihninde koalisyon kurdurmayan parti olarak konumlanmışsın ama hala kalkıp sen kime oy vereceğini bilirsin Türkiye dersen icraatı olan partiye oy kullan seçmenim dersin. Oyları da rakibine gönderirsin. Neyse ki sloganın tek iyimser tarafı “Sen” kelimesinden sonra virgül konması olmuş o da olmasa seçmene trip atan parti olacakmış MHP. Bu slogan sizi ileriye değil geriye atar.
GÜVEN İNŞA EDEMEYEN CHP
Seçimin büyük adaylarından birisi de CHP. Partinin en büyük sorunu halka güven olmasına rağmen henüz bunu düzeltmek için bir çaba sarf edilmiyor parti içerisinde. Bu seçime de “Önce Türkiye” sloganı ile iletişim kuruyor CHP. Türkiye’de seçime giren bir partinin bu sloganı kullanmasındaki amaçsızlık zaten görülüyor. Diyelim ki önce Türkiye ama bu sloganla ne sunuyorsun seçmene? Ne vaat ediyorsun? Önceliğe Türkiye’yi almaktan kastın nedir? Diğer partiler başka ülkeleri mi öncelik alıyor? Maalesef CHP’de kötü bir seçim iletişimiyle konuşmaya, temeldeki güvensizliği görmemeye devam ediyor.
Temeldeki iletişim problemlerini göremeyen, aman yerimizi sağlama alalım da fazlasına gerek yok diyen korkak bir iletişim rekabetinin görüleceği bir sürece girdik. Sonucu ne olursa olsun ama ülkemiz için en hayırlısının olması dileğiyle.