Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş İsrail’in Filistin’de Çocuk Hakları İhlalleri

İsrail’in Filistin’de Çocuk Hakları İhlalleri

Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirdiği Aksa Tufanı hareketi, İsrail işgal ordusu hakkında tekrarlanan “yenilmez ordu” tabirini yok etti. İşgal ordusu, Gazze’ye girdikten sonra çıkamadı ve kendi etrafında dönmeyi sürdürüyor. Hedeflerine ulaşamadı, inşallah asla da uluşamayacaktır. Geçmişte Gazze Şeridi'ne birden fazla giren, aksa tufanı ile birlikte 9 ay boyunca kuvvetlerinin başına gelen büyük başarısızlık, işgalcinin sonunu getirecektir. Şimdiden bu başarısızlık, prestijini yerle bir etmiştir.

Siyonist ordunun Gazze içinde yaşadığı başarısızlık, ülke içinde artçı depremlere yol açtı, sosyal tabakaları birbirine düşürdü. Çatışma ve kavgaların fitilini ateşledi. İsrail tarihinde ilk defa, aşırılık yanlısı Yahudilerle laikler, hırsız yerleşimciler arasında ciddi çatışmalar ve bölünmeler yaşadı. Rehinelerin aileleri ile hükumet arasında bu çatışma gittikçe derinleşiyor. Tel Aviv ve Kudüs sokaklarında Netanyahu hükümetine karşı protesto yürüyüşleri sertleşiyor. Ordu ile hükumet arasında ipler kopmuş vaziyette.. Yaklaşık İsrail vatandaşlarının beş milyonu yabancı bir ülkeye ait pasaport taşıyor. Birçokları can güvenliklerinin tehlikeye girmesinden dolayı yurt dışına kaçtı. Diğerleri de kaçmaya hazırlanıyor. Artık İsrail şehirlerinin her biri güvensiz şehirler niteliğine büründü. Bu durum sosyal, ekonomik ve akademik hayatın bütün alanlarını etkiliyor. ABD ve Batı yardımları olmasa İsrail çoktan çökmüş olacaktı. Sun’i dış desteklerle nefes alamaya çalışıyor.

İşgalci ordu, Gazze’de büyük kayıplar vermesine rağmen bu kayıpları gizliyor. Gazze’den geçen işgalci askerler de derin travmalar yaşıyor. Askerlerin kimisi intihar ediyor, on binden fazla asker de psikolojik rahatsızlık yaşaması sebebiyle tedavi altında bulunduruluyor. İşgalci ordunun Gazze’de yaşadığı başarısızlık karşısında hükumet, sivilleri ve yerleşimci denilen yamyamları silahlandırdı. Maalesef bu yamyam çeteleri bütün işgal edilmiş Filistin şehirlerinde askerlerin gözetiminde Filistinlilere saldırıyor, sivil halkı öldürüyor, zorla topraklarına el koyuyor ve evlerini yıkıyor. Güvenlik olmadığı için tarlalarına gidemeyen Filistinlilerin mahsullerine el koyuyorlar. Tam bir çapulcu sürüsü.

Gazze’de artık mızrak çuvala sığmıyor. BM örgütü, “İsrail'i, savaş sırasında binlerce Filistinli çocuğun haklarını ihlal nedeniyle kara listeye aldığını” duyurdu. İsrail, yirmi bin çocuğu katletti. Silahlı çatışmalarda çocuklara yönelik hak ihlallerini belgeleyen Genel Sekreter António Guterres'in yıllık raporuna ve utanç listesine ilk defa İsrail’i ekledi. Bu, Tel Aviv'deki pek çok yetkiliyi kızdıran bir adım oldu.

Birleşmiş Milletler sözcüsü Stephane Dujarric’ın açıklamalarına göre, çocuk hakları ihlallerinde bulunan diğer ülkeler listesine böylece İsrail de eklenmiş oldu. Sözcü, yirmi dört yıldır yaptığı hizmet boyunca İsrail’in yaptığı çocuklara dönük bu vahşetin daha önce hiçbir ülkede bu denli işlenmediğini duyurdu. Aslında İsrail’in çocuklara, kadınlara ve masum Filistinli sivillere uyguladığı bu zulüm kurulduğu günden beri sistematik olarak devam etmektedir. Yeni bir şey değil, bu. İsrail’in her zaman yaptığı bir çirkinlik..

Ah, ah.. Siyonistlerin yaptığı bu soykırım karşısında Arap Devletleri Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler Örgütü yeri göğü inletmeliydi. İsrail, dünyanın gözü önünde en aşağılık hangi işler varsa bunları göstere göstere yapıyor. Onun yaptığı bütün bu mezalimleri raporlamakla yetinsen ne olacak? Esas olan bu tek yanlı katliamı bir an önce durdurmak ve katilleri uluslararası ceza mahkemesinin karşısına çıkarmaktır. Her gün Filistin’de kanama devam ediyor. Yapılması gereken acil olarak bu kanamayı durdurmaktır. Maalesef kimse buna yanaşmıyor. Gazze’de sağ kalanlar da ilaçsızlıktan, gıdasızlıktan, temiz suya erişememekten ve salgın hastalıklardan ölmeye devam ediyor. Mütemadiyen dünya gıda örgütü açlıktan Filistinlilerin öldüğünü duyuruyor. Bu konuda kimse ağırlığını koyup da Gazze’ye gıdanın girişini bir türlü sağlayamıyor. Gazze Şeridi'ndeki her 10 çocuktan 9'unun, açlık ve gıda yoksulluğu yaşadığı tekrarlanıp duruyor. Ama çare bulan yok..

Evet... Bu savaş Filistinli çocuklara, onların geleceklerine yönelik bir savaştır. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Siyonist varlığın Gazze’de işlediği korkunç suçları kongrede yaptığı bir konuşmada şu şekilde dile getirdi: “İsrail 30.000'den fazla kadın ve çocuğu öldürdü. Savaşın başından beri Gazze Şeridi'nde, işgalci devlet bunu bilinçli olarak yapıyor. Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'nun ortaya koyduğu rakamlara göre işgal güçleri Gazze Şeridi'nde her saat başı yaklaşık 4 çocuğu öldürüyor ve 43.349 çocuk annesiz babasız yaşıyor. 816 binden fazla çocuk savaşın korkunç etkilerinden dolayı psikolojik yardıma ihtiyaç duyar hale getirildi.”

Diğer taraftan Siyonistlerin Filistinli çocuklara karşı zulmü diğer şehirlerde de sürüyor. İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırı sonrasında Kudüs’te 500, Batı Şeria’da da 1.085 çocuğu tutuklamıştır. Halen cezaevlerinde 202'si Batı Şeria'dan, sayısı meçhul Gazze Şeridi'nden ve onlarcası 1948 topraklarından olmak üzere 500 küsur çocuk tutuklu bulunuyor; bunların arasında hükümlü, tutuklu, idari tutuklu durumda olanlar da bu işin cabası. Çünkü Filistin nüfusunun toplamı çocuk ve gençlerden oluşuyor.

Evimiz İsrail Partisinin bir yetkilisi, “8 ay süren savaşın ardından zafer yerine tam bir utanç yaşadık” itirafında bulundu. Ben inanıyorum ki, şehit olan ve işkence altında tutukluluk hayatı yaşatılan binlerce masum, suçsuz, günahsız Filistinli gencin ahı tutacak ve bu zulmü onlara reva görenler bunun bedelini ağır bir şekilde ödeyeceklerdir. İsrail bu militarist politikadan vazgeçmeli ve Filistinlilerle bir arada yaşamanın formülünü aramalıdır. Filistin halkı ve ideali yok olmayacaktır. Bunu bilmeli ve bükemediği bileği öpmelidir. Er ya da geç Filistin devleti kurulacaktır. Esas olan İsrail’in bundan sonra Filistinlilerin yüzüne nasıl bakacağını iyi hesaplamasıdır.

Yüce Allah mazlumların ve doğruların yardımcısıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi