Isparta’da Avrupa Birliğini Konuşmak
İşin özünü sorarsanız, ben de üzgünüm, eğip bükmeye gerek yok, Avrupa Birliğini konuşmak Isparta’da pek mümkün olmadı.
Neyse konuyu biraz size anlatalım. Avrupa Birliği Bakanlığı bir organizasyon yapıyor. Türk “Yerel Medyası AB Yolunda” ismini taşıyan bir proje… İngiltere Büyükelçiliği de destek veriyor bu projeye. Bundan önce 2 tanesi yapılmış, bizim Isparta’da katıldığımız üçüncü program.
Konya başta olmak üzere, Karaman, Aksaray, Denizli, Aydın, Burdur, Isparta ve ilçelerinden gazetecilerin katıldığı bir program. Tabi ben de davet edildim bu programa ve biraz da heyecanlandım. Avrupa Birliğinin, medyanın ve özellikle de yerel medyanın konuşulacağını umarak da bu programa katıldım…
Peki, konuşuldu mu? Yok, hayır konuşulmadı, peki ne yapıldı? İngiltere Büyükelçiliğinden Siyasi İşler Uzmanı Louise Taylor, Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Fatih Hasdemir ve Isparta Valisi Memduh Oğuz açılış bölümünde konuştu.
Biraz İngiltere’nin reklamı, çok saçma bir Isparta sunumu ve Avrupa Birliği ile müzakerelerle ilgili bilgi…
Toplantının özeti bu…
Peki, sonra… Sonra enteresan bir tip (kendisini Sayın Devlet Bahçeli’nin danışmanı olarak tanıştırdı) devamlı konuştu ve panelin büyük bir bölümü de Sayın Ozan Ceyhun ile bu enteresan tip arasında tartışma ile geçti ve panel bitti…
Başka… Başka bir şey olmadı, ondan sonra bol bol gezdik… Yaklaşık 250 kilometre yol yaptık. Isparta’dan Eğirdir’e, ardından Yalvaç’a, ardından Gelendost’a gittik, belediye başkanları anlattı biz dinledik.
Yollar çok kötü, dünde bahsetmiştim, zaten Isparta Konya karayolu Türkiye’nin değişiminden hiç nasiplenmemiş… Anlatamayacağım bir şaşkınlık halindeyim, bölge gelişememiş, nereye gitsek sadece bize elmadan bahsediyorlar, bütün belediyeler kendisini, en fazla elma üreten, ilan etmiş…
Yalvaç’ın dünyaya açılabilecek muhteşem tarihi güzelliklerinin olduğu bölge çok kötü, yol kötü. Sayın Vali Yardımcısı Niyazi Can, belediye başkanları ve bir de (herhalde bakanlıkta çalışıyormuş), Başak İlisulu isminde bir bayan araçla gezdiler, onlara özel araç geldi. Yürü babam yürü, görevli bir bey anlatıyor biz dinliyoruz ve yürüyoruz…
Geliştirilememiş, makûs bir talihi izliyoruz, Hıristiyan dünyası için çok önemli olan Aziz Sempol’ün ilk vaaz verdiği kilisenin bulunduğu alanlar, hep atıl kalmış, kazı alanları oluşturulamamış, olanlar korunamamış…
Dünyaya açılabilecek zenginlikte alanların korumaları da çok iyi değil. Ayrıca uyaralım; şu anda o bölgeden çok rahat tarihi eser çalınabilir…
Netice itibariyle, Avrupa Birliği Bakanlığı bu toplantıyı niye tertip etti bilmiyorum. Avrupa ile ilgili hiçbir hususun olmadığı bir toplantıya katılmış olduk.
Bakanımız Sayın Egemen Bağış bu işleri elbette bizden iyi bilir ama biz yine de ifade edelim; eğer böyle bir organizasyon düzenlenecekse ve amaç bizim sabrımızı ölçmek değil de gerçekten yerel basının Avrupa Birliği konusuna bakışını anlamaksa bu iş böyle olmaz.
Bir kere Avrupa Birliği demek Fransa ve Almanya demektir, Fransa ve Almanya’nın olmadığı her türlü Avrupa Birliği çalışması kadük kalır.
Ama eğer amaç Demokrat Partili Belediye Başkanlarının (tuhaf iki ilçenin belediye başkanı da Demokrat Partiliydi) çalışmalarını bize anlatmaksa niye konuyu böyle afilli hale getirdiler anlayamadım.
Ve son olarak eğer bu toplantıyı Avrupa Birliği Bakanlığı önemsiyorsa Bakan Bey kendisi gelmiyorsa bile en azından Bakan Yardımcısı toplantıya katılabilirdi. Rütbesi en yüksek katılımca Müsteşar Yardımcısıydı. Nitelikli panelistlerin katıldığı ve biz yerel basın temsilcilerinin yaşadığı sıkıntıların konuşulduğu bir toplantı olur zannetmiştim, olmadı.
Ayrıca Isparta Valisi öyle bir Isparta anlattı ki, inanınız şaşırırsınız. Valiler memur olunca yaşadıkları şehirleri tam anlayamıyorlar, kendi doğruları ile şehirleri tasavvur ediyorlar, böyle olunca da gülün simgesi aşk değil ilim diye telaffuz ediliyor, bir tarafta ise gülün sadece manası üretildiği yağı kadar oluyor… Adam olacağız da niye bu kadar kasıyoruz bir türlü anlayamıyorum, lütfen anlayan varsa beni de bilgilendirsin.