Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş İşgalci İsrail’in Gazze’deki Yıkımları Nasıl Tamir Edilecektir?

İşgalci İsrail’in Gazze’deki Yıkımları Nasıl Tamir Edilecektir?

Başta Gazze olmak üzere işgal edilmiş tüm Filistin topraklarında insan hakları ihlalleri ve sivillere yönelik saldırılar, uluslararası hukukun ve insan hakları normlarının ihlali olarak kabul edilmelidir. Siyonistlerin çocuklara, kadınlara ve savunmasız sivillere yönelik insanlık dışı saldırıları bu çerçevede değerlendirilmelidir.

İşgalci İsrail’in Filistin’e dönük tarihsel, dini ve kültürel bir geçmişe sahip saldırıları neredeyse yüzyıla yaklaşmıştır. Eğer sorun olan İsrail’in bu ilhak politikası masaya yatırılacaksa bu durum göz önünde tutulmalıdır.

Filistin topraklarında çatışmanın sona erdirilmesi ve kalıcı bir barışın sağlanması için uluslararası toplumun rolü büyüktür. İki devletli çözüm gibi öneriler, bu süreçte önemli bir yer tutmaktadır ve mutlaka iki devletli çözüm gerçekleştirilmelidir. Bu meseleleri değerlendirirken, güvenilir ve tarafsız bilgi kaynaklarına başvurmak önemlidir. Medyanın olayları nasıl sunduğu, algıları şekillendirdiği göz önünde bulundurulmalıdır. Filistinli masumlara yapılan İsrail’in yaptığı bu zulüm, etik ve vicdani değerler doğrultusunda duygudaşlık ve insan yaşamına saygı ön planda tutulmalıdır.

Gazze’de devam eden yıkım ve abluka siyaseti, bölgedeki Müslümanların yaşam koşullarını olumsuz etkilemiştir. Uluslararası yardımlar ve insani yardım kuruluşlarının çabaları, Gazze'deki insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması açısından kritik bir role sahiptir. Mutlaka bu konuda önlem alınmalıdır.

İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da yaptığı saldırıların Filistinliler üzerindeki psikolojik ve sosyal etkileri de göz ardı edilmemelidir. Gazze'de yaşayan insanlar üzerinde savaşın travması uzun yıllar süreceğe benzemektedir. Uzun vadeli barış için bu etkilerin giderilmesi ve toplumsal iyileşme süreçlerinin desteklenmesi gerekmektedir.

Siyonist İsrail’in saldırılarının durdurulması için çaba sarf eden bütün insani girişimler desteklenmelidir. Çünkü barış ve adalet için çalışan sivil toplum kuruluşları ve aktivistler, çatışmanın sona erdirilmesi ve kalıcı bir barışın sağlanması için önemli katkılarda bulunabilirler. Bu tür kuruluşların desteklenmesi ve seslerinin duyurulması, barış sürecine olumlu katkı sağlayabilir.

İşgalci İsrail’in Gazze’de bütün okulları yıkması, bir insan hakkı olan eğitim hakkını engellemiştir ve bu sebeple eğitim faaliyetleri tamamen durmuştur. Halbuki taraflar arasında barışın sağlanması için eğitimli birey ve toplum yapısı önemli bir role sahiptir. Eğitim yoluyla genç nesillerin barış kültürü ve insan hakları konusunda bilinçlendirilmesi, uzun vadede barışa ve istikrara katkı sağlayabilir. Maalesef İsrail bu çalışmaların da önünü kesmekle büyük bir ihanet içerisine girmiştir.

İsrail’in Gazze’de yıkım politikası ekonomik hayatın da çökmesini beraberinde getirmiştir. Siyonistler Müslümanları savaş makinaları ile katlederken, açlıkla da katletme yolunu birlikte seçmiştir. Gazze'deki abluka ve sık sık yaşanan yıkımlar, bölgenin ekonomik kalkınmasını ciddi şekilde engellemiştir. Ekonomik kalkınmanın desteklenmesi, barış ve istikrar için temel bir unsurdur. Uluslararası toplum, Gazze'nin ekonomik kalkınmasını destekleyecek projeler ve yatırımlar gerçekleştirmelidir. Bunun uçun de acilen kalıcı ateşkes sağlanmalıdır.

İsrail’in yaptığı bu zulümler karşılıksız kalmamalıdır. Uluslararası hukuk çerçevesinde, katil Netanyahu hükumetinin işlediği savaş suçları ve insan hakları ihlallerinin hesabı sorulmalı ve bu mücrimler en kısa zamanda Uluslarası Ceza mahkemelerinde hesap vermelidirler. Bununla birlikte toprak anlaşmazlıkları, yerleşim politikaları, su kaynakları üzerindeki kontrol gibi konular, çatışmanın devam etmesine neden olan temel unsurlardır. Bu konuların adil ve kalıcı bir şekilde çözülmesi gerekmektedir.

Mutlaka doğup büyüdükleri topraklarından göçe zorlanan Filistinli mülteciler ve yerinden edilmiş kişiler topraklarına dönmelidirler. Filistinli mültecilerin durumu, uzun yıllardır çözülemeyen bir sorun olarak kalmaktadır. Bu insanların geri dönüş hakları ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi barış sürecinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, İsrail ve Filistinli Müslümanlar arasındaki bu çatışmanın çözümü, çok boyutlu bir yaklaşım gerektirir. Tarihsel, politik, ekonomik, sosyal ve insani boyutlar dikkate alınarak, adil, kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretilmelidir. Uluslararası toplumun aktif katılımı ve desteği, barış sürecinin başarıya ulaşması için hayati önem taşımaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi