Sezai Keskin
Sezai Keskin IRMAĞIN ÖTESİNDEN

IRMAĞIN ÖTESİNDEN

Uzanmak gölgesine, garip ve dalgın

Güneşli kızgın siyaset duvarının,

Dinlemek göklere yükselen kemiğin sesini

Sineklerin vızıltısını, hışıltısını yılanların

Toprak çatladığında otların ya da.

 

İzlemek iskelet üstünde kalan

Son parça ete koşanları

Etlerin dökülen parçaları boyunca

Yaşayanları, belirsiz solukla

Bölünüp çoğalanları

Mezar gibi derin uçurumlarda

 

Gözlemek nemli kaldırımlar arasından, çırpınışını

Ağaç kovukları gibi içi oyulmuşları

Titrerken binlerce ağacın yaprakları altında

Yükselirken bulutsuz göklerden,

Sokak lambalarında yanan gözyaşları

Ölümcül elden kopan çığlığı

 

İşitmek, şafaksız bir gecenin sisleri içinden

Sürüngenlerin, yırtıcı kuşların

Çığlıklarını, ölü bir devin cesedine üşüşen…

 

Ve gezerken ışıktan gerili güneşte

Duymak derin bir şaşkınlıkla

Nasıl da benzediğinin, siyasetin

Lağımdan geçen ırmağa

Üstü çamurlarla kaplı, böceklerle, kurbağalarla

Şu bataklık boyunca, yürümeye…

 

Yaklaşan Yerel Seçimler dolası ile irili ufaklı binlerce belediye başkanı adayı yarışacak, bir tarafta sonucu kesin olmadığı halde evini, arabasını, tarlasını satanlar; eşine, dostuna, bankaya borçlananlar... Diğer tarafta bu havayı defalarca soluduğu halde kapıyı çarpıp çıkamayanlar... Peki ne uğruna? Şehirlerin, kasabaların reklam panolarını kendilerini anlatan broşürlerle dolduracaklar.. Bu broşür veya afişlerde özellikle vurgulanan bir "özellik" var ki, hem ayıplı, hem çirkinliği dışa vuruyor. "Dürüst..." sıfatından bahsediyorum.

Başkan adayları öncelikle bunu vurgulayacaklar afişlerde.. Toplumu idare etmeye talip olmuş bir insanın, kendi ağzıyla kendisinin "dürüstlüğünü’’ anlatması kadar bir ayıp ve komiklik olabilir mi!.. Yani bu toplumda "dürüstlük" bu kadar "kayıp" bir özellik mi oldu ki, bu "ayıp" bu kadar vurgulanıyor. Dışarıdan bakan birinin bu afişler üzerinden yapacağı Türk toplumu değerlendirmesi şu olacaktır: " Bu toplumda dürüstlük az bulunur bir marifet olsa gerek.."

Oysa, bir beldeyi, bir şehri idare edecek "adam" olmaya "aday" olmuş biri için dürüstlük, tat ve koku almak kadar tabii bir hal olmalıdır.. Eğer, söylediğin doğru değilse, zaten "dürüstüm" diyerek, dürüst olmadığını göstermiş olursun ki, bu da yalancılık olur..

Keşke, adaylar, "Ben Örümcek Adam’ım, Zagor'um, Yarasa Adam'ım.." deseler de "dürüstüm" demeseler.. Çünkü, eğer insansanız ve insanları idare etmeye talipseniz zaten "dürüst" olmak zorundasınız.. Yoksa "dürüstlüğünüzde" şüpheniz mi var?!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sezai Keskin Arşivi