IRMAĞIN ÖTESİNDEN
Uzanmak gölgesine, garip ve dalgın
Güneşli kızgın siyaset duvarının,
Dinlemek göklere yükselen kemiğin sesini
Sineklerin vızıltısını, hışıltısını yılanların
Toprak çatladığında otların ya da.
İzlemek iskelet üstünde kalan
Son parça ete koşanları
Etlerin dökülen parçaları boyunca
Yaşayanları, belirsiz solukla
Bölünüp çoğalanları
Mezar gibi derin uçurumlarda
Gözlemek nemli kaldırımlar arasından, çırpınışını
Ağaç kovukları gibi içi oyulmuşları
Titrerken binlerce ağacın yaprakları altında
Yükselirken bulutsuz göklerden,
Sokak lambalarında yanan gözyaşları
Ölümcül elden kopan çığlığı
İşitmek, şafaksız bir gecenin sisleri içinden
Sürüngenlerin, yırtıcı kuşların
Çığlıklarını, ölü bir devin cesedine üşüşen…
Ve gezerken ışıktan gerili güneşte
Duymak derin bir şaşkınlıkla
Nasıl da benzediğinin, siyasetin
Lağımdan geçen ırmağa
Üstü çamurlarla kaplı, böceklerle, kurbağalarla
Şu bataklık boyunca, yürümeye…
Yaklaşan Yerel Seçimler dolası ile irili ufaklı binlerce belediye başkanı adayı yarışacak, bir tarafta sonucu kesin olmadığı halde evini, arabasını, tarlasını satanlar; eşine, dostuna, bankaya borçlananlar... Diğer tarafta bu havayı defalarca soluduğu halde kapıyı çarpıp çıkamayanlar... Peki ne uğruna? Şehirlerin, kasabaların reklam panolarını kendilerini anlatan broşürlerle dolduracaklar.. Bu broşür veya afişlerde özellikle vurgulanan bir "özellik" var ki, hem ayıplı, hem çirkinliği dışa vuruyor. "Dürüst..." sıfatından bahsediyorum.
Başkan adayları öncelikle bunu vurgulayacaklar afişlerde.. Toplumu idare etmeye talip olmuş bir insanın, kendi ağzıyla kendisinin "dürüstlüğünü’’ anlatması kadar bir ayıp ve komiklik olabilir mi!.. Yani bu toplumda "dürüstlük" bu kadar "kayıp" bir özellik mi oldu ki, bu "ayıp" bu kadar vurgulanıyor. Dışarıdan bakan birinin bu afişler üzerinden yapacağı Türk toplumu değerlendirmesi şu olacaktır: " Bu toplumda dürüstlük az bulunur bir marifet olsa gerek.."
Oysa, bir beldeyi, bir şehri idare edecek "adam" olmaya "aday" olmuş biri için dürüstlük, tat ve koku almak kadar tabii bir hal olmalıdır.. Eğer, söylediğin doğru değilse, zaten "dürüstüm" diyerek, dürüst olmadığını göstermiş olursun ki, bu da yalancılık olur..
Keşke, adaylar, "Ben Örümcek Adam’ım, Zagor'um, Yarasa Adam'ım.." deseler de "dürüstüm" demeseler.. Çünkü, eğer insansanız ve insanları idare etmeye talipseniz zaten "dürüst" olmak zorundasınız.. Yoksa "dürüstlüğünüzde" şüpheniz mi var?!