Hitâbet ve ikna-1
İletişimin temel araçlarından olan dil, kelimelerle kendini ifade eder.
Kelimeleri süslemesini bilen ve kelimelerin kardeşliğinden yararlanmayı etkili bir şekilde gerçekleştiren dil sahibi insanlar da, iletişimin temel amacı olan etkilemeyi zorlanmadan gerçekleştirirler.
Güzel söz söylemek, muhataba yönelik duyulan bir kaygıdır ve bu kaygının en temel hedefi iknadır.
Söylenen güzel sözü dinleyecek birilerinin olması, insanları, hep daha güzel konuşmanın yollarını aramaya itmiştir.
Bu arayış, aynı zamanda hedef kitleye verilen bir önemin tezahürü olarak, insan ve kitle ilişkilerindeki yerini almıştır.
Kitlelerden haberdar olan, onların beklentilerini bilen, duygulara seslenmenin önemine kıymet veren, özgün olan, öncelikle kendine saygı gösteren ve bunun gereği olarak giyim kuşamını, fiziki yapısını her zaman canlı tutan konuşmacılar, bir kitleye yön verme potansiyelini hep üzerlerinde barındırmışlardır.
Bu potansiyelin diğer bir görüntüsü de liderlik olmuştur.
Hitâbet, özünü “önemli olan ne söylendiği değil, nasıl söylendiğidir” tespitinden alır ve nasıl söylenmesi gerektiğini bilen insanların en büyük sermayesi konumuna gelir.
İnsanın merâmına tercüman olan kelimelere süs giydiren ve kelimelerin kardeşliğinden yararlanmasını bilen insanlar, meramlarını en güzel şekilde aktarırlar ve aktarırken de ikna ederler.
Kelâma hâkim olan insanlar, bu hâkimiyetlerini etkili bir silah olarak kullanırlar. Kitleleri cezbetmenin, kitlelere hâkim olmanın en temel yolu, söze hâkim olmaktan geçer.
Söz, hitâbet kuvvetiyle etkiye dönüşür ve arkasında, ikna olmuş, heyecana gelmiş ve istenen yöne kanalize edilmiş kitleler bırakır.
Hitâbetin en temel güzergâhı, iknaya giden yoldur.
Etkilemenin nihai gâyesi, iknayı oluşturmaktır. O zaman diyebiliriz ki, iknayı amaç edinen, etkileyiciliği ve özgünlüğü olan sözlerin bütünü hitâbettir.
Hitâbet, hatip tarafından belli bir maksada mâtuf sözlerin, bir gruba ya da kitleye yönelik olarak etkili bir şekilde söylenmesi faaliyetidir.
Geçmişten günümüze hayatın hemen her alanında varlığını devam ettiren hitâbet, eğitimden siyasete, ekonomiden sanata, insan ilişkilerinden edebiyata, kitle hareketlerinden ikna çalışmalarına kadar çok geniş bir alanda kullanılmaktadır.
İknanın en temel araçlarından biri olarak hitâbet, hâkimiyetini sürdürmeye devam etmektedir.
Hitâbetin en temel amacı iknadır. Hatibin başarısı, ikna olgusunun gerçekleşmesine bağlıdır ve hitâbet sürecinde yapılan bütün çalışmalar, bu amacı gerçekleştirmeye mâtuf çalışmalardır.
Hitâbetin varlık sebebinin ikna olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu açıdan hitâbet, bir liderin gücünü ortaya koyabileceği bir mârifet alanıdır.
Söz senettir; söz söylemek sanattır. Güzel söz söylemek ise hitâbettir. O zaman şöyle bir çıkarım yapabiliriz:
Verdiği senede sâdık olan söz sahipleri hatip olurlar; sözleri dinlendikçe büyürler ve cemiyetlerine hâkim olurlar.
Sözleri üstüne söz söylenmez.
Söz söyleme üzerine söz söylemeye devam edeceğiz İnşaallah.
Duânızı eksik etmeyin efendim.