Hey arkadaş!
Mevzubahis olan milletin kaderi ve devletin bekâsı ise, duracağın yeri iyi tâyin et. Hainler aldatmasın seni; gafletin kaptırmasın enseni. Canından kutsal bil bu toprakları; sonra arar da bulamazsın ekseni.
Sana, vatanına sahip çıkmak yakışır.
Hey arkadaş!
Büyük liderler kolay yetişmez, hazan mevsiminde kuşlar ötüşmez. Hikmet diye gönül bağlayıp medet umduğun bir kafanın, hâli ile dili hiçbir zaman örtüşmez.
Sana, gerçek liderine sahip çıkmak yakışır.
Hey arkadaş!
Bunca yıl çok çile çektin; hizmet denen kavrama paha biçilmez ölçektin. Bugünleri yaşamasaydın, aldatıldığını nerden bilecektin?
Sana, aldanmaya son vermek yakışır.
Hey arkadaş!
Gurbeti vatan ettiğini zannettin; bunca yıl anana babana kahrettin; neye bende olduğunu göremeden, bir güzel ömrü mahvettin. Üzülme, bunların farkındaysan, henüz hayattasın.
Sana, yeni kararlar almak yakışır.
Hey arkadaş!
Eline tutuşturulan gazeteleri satmak için bir bir dolaştın evleri. Yoruldun ama diyemedin sitem dolu sözleri; gözledin seni gözleyen sinsi gözleri; idrak edemedin, senin aslın olan özleri. Şükür ki, özün senden çok uzak değil.
Sana, aslına dönmek yakışır.
Hey arkadaş!
Senden hep gizli tutuldu niyetler; sana ödettirildi bütün diyetler. Nezâketin seni hep frenledi, güçlü bir karşılık görmedi hain şahsiyetler. Şimdi sen onların karşısındasın ve söyleyecek sözün henüz bitmedi.
Sana, söylenecek bütün sözleri muhatabına söylemek yakışır.
Hey arkadaş!
İnandın birilerinin ilk defa duyduğun sözlerine; acıdın yaş akıtan timsah gözlerine. Ağlayışla başladı bu aldanış, sen de biliyorsun; odun olma artık kara alevli közlerine.
Sana, yeni bir fidan olup boy vermek yakışır.
Hey arkadaş!
Müslüman’ın örtüsü teferruattan sayılır oldu malum camiada. Furkanların kanı eline bulaştı Mavi Marmara’da. Belki vicdan azabı duydun patronunun sözlerinden, haykırışın ses verdi içerden ve derinden. Henüz hissiyatını kaybetmedin sen.
Sana, hisse derdinde olmamak yakışır.
Hey arkadaş!
Sahte görüntülerdi seni bu kadar sessiz bırakan; sesine ses bekledi bizim masum Arakan. Duyan olmadı acı dolu feryatları, size daha mı çok yakındı para ve kan? Üzülme, şu an sen bunların farkındasın.
Sana, ellerini yıkamak yakışır.
Hey arkadaş!
Kamuda görevlere sizler seçilir oldunuz; hepsi benim olsun dediniz durdunuz. İşgal ettiğiniz makamlarda, eskilere rahmet okuttunuz. Sen de biliyorsun ki, zulüm gören körpe canların feryadı arşı titretmekte.
Sana, titreyip kendine dönmek yakışır.
Hey arkadaş!
Dünyanın bir ucunda aradın dünya saadetini; hiç sormadan verdin kurbanını, etini. Görüntüler seni ne de güzel uyutmuştu; melek sandın arkadaki şeytan siluetini. Şimdi perde yırtıldı ve yüzler aşikâr.
Sana, âşık olduğun güzeli sorgulamak yakışır.
Hey arkadaş!
Bu devlet sırları ve serleriyle büyüktür. Bunlara ihanet, senin boynuna yüktür. Bilmelisin ki nedâmet ihanetin malıdır; bunu göremeyen dostlar bölük bölüktür. Şimdi devletine sahip çıkmanın zamanıdır.
Sana, bu milletin liderine bende olmak yakışır.
Hey arkadaş!
Bu devlet çok fidanlar dikti, kökleri derinde. Kökü belli olanların sözleri yerli yerinde. Hangi fidanı sökmektir senin niyetin? Sır küpünün sırtı milletin kalbinde. Bu kalp bu devlet için atmakta.
Sana, bu kalp ile birlikte atmak yakışır.
Hey arkadaş!
Unutma ki, gönülleri kaybedenler, görüntülerini de kaybedecek. Türkiye’mi terk edenler, terki-dünya edecek. Sonraki nesiller, dönüp de bakınca sözlere; duyduğun nedâmet kalbine darlık verecek. Şimdi safını belirleme zamanıdır. Şimdi gönüllere girme zamanıdır. Şimdi milletin yanında yer alma zamanıdır. Şimdi niyeti bozuk zamanı, karalara mahkûm etmenin zamanıdır. Şimdi liderine sahip çıkmanın tam zamanıdır.
Duânızı eksik etmeyin efendim.