Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Her Yönüyle Temiz Bir Toplum

Her Yönüyle Temiz Bir Toplum

İslâmiyet, başlı başına temizlik dinidir. Hz. Peygamber’e ilk inen el-Alak Suresi’nin ilk beş âyeti, cehâletten arınıp ilimle donanmayı; el-Alak Sûresi’nden sonra inen el-Müddessir Sûresi’nin ilk beş âyeti de maddî temizlikten söz eder.

İslam, manevî temizlik olan inanç meselelerine ne kadar büyük önem vermişse, başta, vücudumuz, elbiselerimiz, evimiz, sokağımız, çarşımız, pazarımız olmak üzere, maddî anlamda çevremize varıncaya kadar üzerinde yaşadığımız gezegenin temizliğine de o kadar büyük önem vermiştir. Kur’an’da tabiat, beşiğe benzetilir: “Biz yeryüzünü bir beşik kılmadık mı?” (Nebe 78/6).  O halde küresel ölçekte yaşadığımız beşiğin havasını, suyunu ve toprağını kirletmemek ve temiz tutmak gerekmektedir.

Sosyal hayatta İslam’ın görünürlüğünü sağlayan nebevî sünnettir. Bu bağlamda Sevgili Peygamberimiz temizlik konusunda da bizim için model olmuştur. Ondan gelen birçok rivayette temizlik, imandan bir parça, hatta imanın yarısı olarak tanımlanır. Dikkat edilirse, iman dinin temelini oluşturur. İslam dini, temizlik üzerine kurulmuştur. Bundan dolayı Muhammed Mustafa  (s.a.v) :

“Gücünüz yettiğince temiz olmaya çalışınız. Çünkü Allah, İslam’ı temizlik üzerine kurmuştur. Cennete de ancak temiz olanlar girer” buyurmuşlardır. Yine O:

“Temizlik imanın yarısıdır.”

“Allah temizdir, temiz olanları sever,” buyurarak, temizlik ve iman konusunda bir ilişki kurmuştur.

İslam’da temizliğin, iman seviyesinde ele alınıp değerlendirilmesi gerçekten büyük bir olay ve erdemdir. Dahası, İslam dininin, temizliği imanın şartlarından biri kılması demek, ibadetin olmazsa olmazı demektir.

Dinimizde ibadetlerin kabul edilmesinin ilk şartı, maddî ve manevî temizlik olduğu gibi, imanın olgunluğunun şartı da temizliktir. Bundan dolayı Kur’an’da: “Allah (günahlardan dolayı) tövbe edenleri sever, temizlenenleri sever” (2/Bakara 222)  pasajında manevi ve maddi her iki temizlik çeşidine dikkatlerimiz çekilmektedir. Özellikle bu âyette, ilki günahlardan arınmak anlamına gelen tövbe,  diğeri de, maddî temizliktir.

 Görüldüğü gibi, temizlik ve Müslümanlık et ve tırnak gibidir; asla birbirinden ayrılmaz. Maddî ve manevî hayatında temizliğe dikkat etmeyenler, tam mümin olamazlar. Sadece temiz olmak yetmez, kirletmemek de gerekir. İşte İslâm dininde dış (maddî) temizlik dediğimiz arınmaya gerçekleştirmek için atalarımız hamamlar, şadırvanlar ve çeşmeler yapmışlardır. Türk-İslam medeniyetlerinin bütün dönemlerinde fetihler sonucu iskâna açılan yerlere cami, medrese gibi kurumlara ek olarak hamamların yapılmış olması, bu medeniyetin çok yüksek olduğunun da bir göstergesidir.

Acaba bu manada bugün hangi noktadayız? Yeniden toplum olarak oturup düşünmeliyiz. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi